Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT

Evren Devrim ZELYUT

Türk ekonomisi makyajla nereye kadar?

Ekonomi politikasını yönetiyorsanız, karşınızda da çok büyük sorunlar varsa iki şekilde hareket edebilirsiniz.

1-2001 yılındaki koalisyon hükümeti gibi acı bir reçeteyi uygular, ekonomiyi düzeltir ama siyasi faturanın altında kalırsınız.

2-Sorunları görmezden gelir, yandaş medya desteğinizle algı oyunlarına girersiniz. Resmi rakamların hesaplanmasında kendi lehinize düzeltmeler yaparsınız. Böylece iktidarda kalma sürenizi uzatırsınız.

Bugün Türkiye'nin ekonomi politikalarının yapılmasında, uygulamasında ne yazık ki çözüm üretmek yerine bahane üretildiğini görüyoruz.

İki örnekle konuyu somutlaştıralım: Enflasyonun vatandaşın refah seviyesini düşürdüğünü, faizleri ve kuru yukarı çıkardığını biliyoruz. O zaman enflasyonu düşürmek için, fiyat artışlarının iki ana nedeni olan, bozuk tarım ve imalat sanayinde reformlar yapılması gerekmez mi? Ama yapılan reform değil algı oyunları.

Enflasyon hesabı yapılırken, fiyat ölçümü yapılacak sepetin içine konulan gıda ürünlerinin yoğunluğu düşürülüyor. Böylece sepetin önceki aylara göre fiyat değişimi daha az çıkıyor.

2010 yılında sepete alınan gıda yoğunluğu %27,60'dı. Ancak gıda fiyatlarındaki keskin artışlar karşısında TUİK bu yoğunluğu 2020 yılına geldiğimizde %22,77'ye düşürdü. Ayrıca alınan fiyatların nereden alındığı, bunların piyasa gerçeklerine paralel olup olmadığı da ayrı bir konudur.

Diğer örneğimiz ise 'Tüketici Güven Endeksi' hesabı ile ilgili. Bu endeks vatandaşın gelecekte ekonomi hakkındaki beklentilerini ortaya koyar. Endeksin düşmesi 'güven azalışı' anlamına gelir, bu nedenle iç ve dış yatırımcılar tarafından yakından takip edilir.

TUİK'ten yapılan son açıklamada 'işsiz sayısı beklentisi' ve 'tasarruf etme ihtimali' alt endeksleri Tüketici Güven Endeksi hesaplamalarından çıkartıldı. Türk hane halkını derinden etkileyen 'işsizlik' gibi önemli bir sorunun endeks dışına çıkartılması, rakamın daha güzel çıkması adına yapılan yeni bir makyaj değil midir?

Moody's ekonomideki makyajı silmekte kararlı

Ekonomideki makyaj sadece bizlerin değil küresel yatırımcıların da dikkatini çekiyor. Türkiye'de ne olup bittiğini öğrenmek istiyorlar. Bu nedenle Moody's "Liradaki baskılar nedeniyle kredi risklerine ilişkin sıkça sorulan sorular" isimli Türkiye özel ülke notunu yayınladı ve üç temel yatırımcı sorusunu cevapladı.

Birinci soru: Türkiye'nin dış pozisyonu neden risk haline geldi?

Moody's cevap olarak, Türkiye'nin neredeyse elindeki bütün mali kaynakları tükettiğini ve zayıf rezervlerini gerekçe olarak gösteriyor.

Moody's'e hak vermemek elde değil zira son rakamlara göre TCMB'de 19 milyar dolarlık bir rezerv bulunmakta, ancak yapılan swap miktarı yani takas yolu ile alınan borç toplamı ise 52 milyar dolar. Sonuç olarak rezervden swap borcu düştüğünde eksi -33 milyar dolarlık bir tablo Lirayı savunmasız bırakıyor.

İkinci Soru: Bu durum hükümetin şu anda kullanabileceği politika seçeneklerini daralttı mı?

Moody's bu soruya da 11 Eylül'deki not indiriminde belirttiği tespitle cevap veriyor: 'Ülkenin kurumları bu zorluklarla başa çıkmak konusunda isteksiz veya yapacak durumda değil gibi görünüyor.' Yani Moody's sözü çözüm üretecek bir kurum olmadığına getiriyor.

Merkez Bankası'nın siyasi kararlar ile yönetildiğine vurgu yaparak, Lira'nın baskı altında tutulmasının, bu baskı kalktığı anda kurda sert hareketlere sebebiyet vereceğine dair risklere dikkat çekiyor.

Üçüncü Soru: Sağlıklı bir mali pozisyon kredi risklerini bertaraf edemez mi?

Moody's bu soruyu cevaplarken bütçe açığında ciddi bozulmanın olduğunu, buna ek olarak şirket borçlarının da hazine üzerine kalarak, bütçedeki durumu daha da kötü bir noktaya taşıma ihtimali olduğuna işaret ediyor. Dolayısıyla bu durumun ülkenin kredi profilini zayıflattığını söylüyor.

Özetle ekonomi politikası yapıcıları makyaj yaparken, Moody's ise ekonomi yöneticilerinin kabiliyeti, bütçe açığı, kurda yukarı sert hareket tehlikesi ve şirketlerin temerrüt riski gibi son derece sevimsiz konuları gündeme getirerek yapılan makyajı adeta siliyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları