Türk milletine hazine gibi bir miras bıraktı

Türk milletine hazine gibi bir miras bıraktı
Oğuz Türklüğünün en önemli destanlarından birisi olan Dede Korkut Destanı, Türklüğün derin hafızasının ortak kültür değerlerindendir.

Dede Korkut ya da Korkut Ata''nın anlattığı Oğuznameler, söylediği özlü sözler ve atasözleri, hakkında söylenen manzumelerin hepsi, işte bu Türklüğün derin hafızasının ürünüdür. Akademik hayatının onlarca yılını Türk Destanları ve Oğuznamelere adayan Prof. Dr. Necati Demir, Dede Korkut hakkındaki iki değerli eseriyle daha Türk kültürüne katkılar sunmayı sürdürüyor. Prof. Dr. Necati Demir''in hazırladığı eserlerden ilki olan "Dede Korkut Destanı" isimli çalışma, pek çok yeni bilgi içermesiyle de dikkat çekiyor. Köktürk Yazıtları''ndan önce yazılan Ulu Han Ata Bitiği,  Berlin Kraliyet Kütüphanesi''nde bulunan Kitab-ı Oğuzname-i Türkî,  Reşideddin Oğuznamesi, Cem Sultan''a sunulmak üzere Bayatî tarafından yazılmış Câm-ı Cem-âyin adlı eserde yer alan Dede Korkut''la ilgili bölümler ve  Oğuzname''nin Kazan nüshasında yer alan Dede Korkut''la ilgili üç bölüm ilk kez bu çalışmada bir araya getirilmiş. Ayrıca tek yazma nüshası Topkapı Sarayı''nda bulunan Dede Korkut Kitabı''nın bir nüshası kabul edebileceğimiz bölüm ile Dresden ve Vatikan nüshalarındaki boylara da bu çalışmada yer veriliyor. 

dede2.jpg

 Bilim dünyasının yeni tanıdığı Türkistan/Türkmen Sahra nüshasında yer alan "Salur Kazan''ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi" başlıklı bölüm, Yazıcıoğlu Ali ve Ali Şir Nevayî''nin Dede Korkut ile ilgili verdiği bilgiler, Dede Korkut Destanı''nın Kazakistan ve Türkmen varyantlarının bir bölümü yine bu çalışmaya dahil edilmiş. Bütün bunlara ek olarak, Prof. Dr. Necati Demir''in Dede Korkut''la ilgili derlediği efsane ve hikâyeler de, Dede Korkut''un bin yıllık serüveni daha iyi idrak edilebilsin diye çalışmaya eklenmiş. Bu çalışma, şimdiye kadar Dede Korkut''la ilgili tespit edilmiş hemen hemen bütün metinleri ihtiva etmesi bakımından da önem arzediyor.

 Prof. Dr. Necati Demir''in ikinci çalışması ise "Dede Korkut Destanı''nın Türkmenistan Boyları" adını taşımakta. Bu çalışma, daha önceki yıllarda Türkmenistan''da derlenmiş Dede Korkut Destanı''nın 14 boyunu içermekte. Bunlardan 7 tanesi Dresden nüshasında yer alan boyların Türkmenistan''da anlatılan varyantıdır. Diğer 7 boy ise tamamen yeni boylardır. Dolayısıyla bahsedilen 7 boy daha önce Türk dünyasında bilinmediğine göre, bu yayın, Dede Korkut Destanı konusuna çok önemli bir katkı olacaktır. Prof. Dr. Necati Demir, Dede Korkut Destanı''nın Türkmen Türkçesi ile kaleme alınmış metinlerini çeşitli kaynaklardan derleyip toparlamış, sonra da aslına sadık kalarak Türkiye Türkçesine aktarmış. Çalışma, "Giriş" ve "Dede Korkut Destanı''nın Türkmenistan Boyları" olmak üzere iki kısımdan oluşmakta. Giriş bölümünde Dede Korkut Destanı''nın Türkmenistan''da derlenen ve yazıya geçirilen boyları; konu, şahıs kadrosu, coğrafya ve Oğuz boyları bakımından değerlendiriliyor. "Dede Korkut Destanı''nın Türkmenistan Boyları" bölümü ise Türkmenistan''da derlenip yazıya geçen ve çeşitli yayın organlarında yayımlanan metinleri kapsıyor.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

Cumhuriyet, ilelebet payidar kalacak

Demokrasi kavramı üzerine yüzlerce bilimsel çalışma yapılmasına rağmen cumhuriyet ve cumhuriyetçilik konuları bilinçli olarak görmezden gelinmekte ve bu yüzden bu alanda fazla yayın yapılmamaktadır. Daha önceki yıllarda "Atatürk ve Cumhuriyet" ve "Türkiye Cumhuriyeti Ulus Devleti" isimli kitapları ile bu alana girmiş olan Prof. Dr. Anıl Çeçen, cumhuriyetçilik alanındaki üçüncü kitabını Türk kamuoyunun tartışmasına sunmakta. Prof. Dr. Çeçen''in, "Türkiye''de Cumhuriyetçilik" adlı yeni kitabı ülkemizde cumhuriyet ya da cumhuriyetçilik üzerine yayınlanmış olan ender yapıtlardan biri. Prof. Dr. Çeçen, çalışmasının amacı hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor:

Küresel emperyalizm,demokrasi tartışmaları üzerinden cumhuriyet rejimlerini ya da devletlerini tasfiye etmeye kararlı olduğu için devlet yapılanmasını ifade eden cumhuriyet kavramına kasıtlı olarak uzuk durulmakta ve demokrasi kavramı üzerinden toplumsal yapılarla oynayarak,cumhuriyet devletleri nin ortadan kalkmasına çalışılmaktadır.Günümüzde bütün dünya ülkeleri ve devletleri böylesine saldırı ve işgal planları ile karşı karşıyadır. İşte bu aşamada "Türkiye''de Cumhuriyetçilik"ismini taşıyan bu kitap, siyasal gerçekleri ortaya koymak ve bu doğrultuda Türk kamuoyunu bilinçlendirerek emperyalist planlara karşı ikinci bir ulusal kurtuluş mücadelesini gündeme getirmek üzere yayınlanmaktadır.

Nergiz Yayınları Tel:(0216) 346 48 88

***

HAFTANIN KİTABI:

Turan elinin dil hazinesi

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, "Ural Altay Asya Türkçesi / Köken ve Karşılıklar Sözlüğü" adlı kapsamlı çalışmasıyla Türkçenin üretme gücünün yanısıra, söz varlığının da ne ölçüde büyük olduğunu gözler önüne seriyor: "Bütün Asya ve Turan uluslarının ağızlarındaki sözcüklerin kök, gövde ve eklerini inceledim. Çoğunlukla kökler değişmeden kalmış. Ağızdan ağza değişenler ise kımsalar (harfler) ve eklerdir. Çalışmalarımda, Anadolu''da konuştuğumuz Oğuz Türkçesinin öteki Turan ulusları ağızlarında hangi kımsaya (harfe) denk geldiğini, eklerin karşılıklarının ne olduğunun bağıntılarını buldum. Öteki ağızlardaki sözcükler değiştirilmeden alındı, ayrıca bunların Oğuz ağzına uydurduğum karşılıklarını da ekledim. Bu sözcüklerden bazılarının kök ve eklerini kullanarak, yeni buluşların da adlandırılmasını yer yer yaptım. Bu sözlükle birlikte, dilimize giren yabancı sözcüklerin yalnızca Türkçe karşılıkları değil, ayrıca o yabancı sözcük için Türkçe ağızlardaki ayrı ayrı karşılıkları belirtilmiştir. Bunun dışında, bilinmeyen birçok eylem kökü de, dil araştırmacılarına ileride sürdürecekleri çalışmalara sunulmuştur."

Doğu Kitabevi Tel:(0212) 527 2926

***

Dine böyle kıydılar...

Gerçek İslamı ortaya koyan eserleriyle tanınan Sadık Güner, yeni romanı "Çığlığımı Duymadınız"da Asr-ı Saadet''ten sonra, cahiliye köle töresinin yeniden İslam toplumuna egem oluş sürecini bir cariyenin yaşadıkları üzerinden okuyucuya aktarıyor:

Kölelik ve cariyelik, Hz. Muhammed''in savaş açtığı cahiliye adetlerindendi. Ancak vefatı ile Hz. Peygamber''in otoritesinden kurtulan Müslümanlar, cariye edinmenin yolunu tekrar açtılar.

Kur''an''ın hükümlerini de çeşitli marifetlerle geçersiz kılıp dini şehvetlerine alet ettiler. Cariye ve köle geleneği sosyal yapıyı eskisinden çok daha fazla etkiledi. O kadar ki; Abbasi halifelerinin ikisi hariç tamamı cariyeden doğma idi.

Kitapyurdu Yayınları Tel:(0212) 519 87 20

***

KÜTÜPHANEMDEN:

İstanbul''u bir de böyle okuyun

Gezi yazarı ve hikayeci kimliğinin yanı sıra çevre bilimci, hayvan ve çevre hakları savunucusu bir isim olarak da öne çıkan Buket Uzuner''in dikkat çeken eserlerinden biri olan "İstanbullular" 2007''de okurla buluşmuş. Everest Yayınları''nın bastığı romanını Buket Uzuner, okurlarına şöyle takdim ediyor:

İstanbullular romanı, Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinde, sevse de sevmese de hepsinin İstanbul''la gönül, iş, ekmek, yurt ve/veya kimlik bağları olan, 15 kişinin hayatla, kendileriyle, hiç beklenmedik büyük bir tehditle ve İstanbul''un kendisiyle yüzleşmelerinin hikâyesini anlatıyor.

Yaz 2005... Yalnızlıklar ve imkânsız aşklar şehri İstanbul. Atatürk Havalimanı. Belgin, Ayhan ve diğerleri... Sonunda artık hiçbirinin eskisi gibi olmayacağı 4 saatlik serüven. İstanbul''un kendisinin de bir anlatıcı- karakter olduğu roman, modernitenin ve şehrin sınırında; genetik bilimciden-gurbetçi işçiye, taksi şoförunden-ünlü bir heykeltıraşa, tuvalet temizlikçisinden-mimarlar odası eski başkanına kadar İstanbullu 15 kişinin yollarının kesiştiği bir ortamda, yüzyılımızın göçlerle genişlemiş İstanbul''undan, dolayısıyla Türkiye''sinden bir kesit sunuyor. Bir İstanbul romanının en olmazsa olmazı aşksa elbette baş köşede yer alıyor!

Bütün bunları seyrederek bizlere aktaransa, imparatorluklar şehri; Pagan, Hıristiyan ve Müslüman kültürüyle yoğrulmuş, görmüş geçirmiş, soylu, dünyanın 2700 yıldır menopoza girmemiş tek dişisi, güzeller güzeli, şehirler ecesi İstanbul''un kendisidir.

                                                                                                        (Ahmet Yabuloğlu)