Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Türkeş'in Karabağ ve Nahcivan planı!

Bir zamanlar, sırtlarını dayadıkları Sam Amca'nın direktifleri doğrultusunda kapalı kapılar arkasında yaptıkları görüşmelerin ardından, kardeş Azerbaycan halkını küstürme pahasına Ermenistan ile 'sınırların açılması' yönünde bir 'protokol' imzalayan yıkım ekibinin elebaşıları, işledikleri günaha rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'i bile ortak etmeye çalıştılar.

İhanete karşı çıkanları "Siz Türkeş'ten daha mı milliyetçisiniz?" diye azarladılar.

'BOP Eş Başkanı' olarak tarihe geçen malum zat, 13 Ekim 2009 tarihinde AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada aynen şöyle diyordu:

- "Azeri kardeşlerimiz bize inanıyor ve güveniyor. Şimdi Azerbaycan ile Ermenistan arasında görüşmeler yapılıyor. Ama bu süreci baltalama gayreti içinde olanlar var. Bize iftiralarda bulunanların, merhum liderlerinin Ermeni temsilcileriyle değişik ülkelerde, değişik otellerde yaptığı görüşmeleri incelesinler, ondan sonra kalkıp bize söylensinler."

'Teslimiyet' politikaları paralelinde iktidar ile 'çıkar ortaklığı' kuran yanaşma medyanın silahşorları ise Samson Özararat'ın açıklamalarından yola çıkarak, işi "Türkeş, Ermeni sınırına anıt dikecekti" noktasına kadar götürdüler.

Türkeş, nasıl olsa hayatta değildi.

Ağzı olan konuşuyordu.

***

14 Aralık 2006 tarihinde bu köşede kaleme aldığımız "Kıbrıs meselesini çözdüler, şimdi sıra Karabağ'da mı?" başlıklı yazıda, aynen şu ifadelere yer veriyorduk:

Karabağ, konum olarak Hazar havzasındaki 'petrol ve doğal gaz kaynaklarını' dünya pazarlarına ulaştıran 'enerji koridorunun' hemen dibinde bulunmasından ötürü Türkiye açısından da çok büyük bir önem taşıyor.

Türkiye, SSCB resmen dağılana kadar Karabağ'da olup bitenleri 'Sovyetlerin iç işleri' olarak değerlendirmekten başka bir şey yapmadı.

Ancak Dışişleri, rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in ısrarlı girişimleri neticesinde sonradan meseleye dahil oldu.

Karabağ'ın işgal edilmesinden sonra Azerbaycan ve Ermenistan arasında yapılan iki ayrı toplantıda şu formül üzerinde duruldu:

1-) Ermenistan, haksız olarak işgal etmiş olduğu bütün Azerbaycan topraklarından çekilecek.

2-) Karabağ, hukuken 'Azerbaycan'a bağlı' olacak, ancak yönetimine otonomi verilecek.

3-) Ermenistan, 'Azerbaycan topraklarından' geçecek bir koridor ile Karabağ'a bağlanacak.

4-) Nahcıvan, 'Ermenistan topraklarından' geçecek bir koridor ile Azerbaycan'a bağlanacak.

***

Türkeş, başkaları tarafından hazırlanıp önüne konulan planlara hemen gözü kapalı olarak "Yes be annem" diye atlayan sıradan bir siyasetçi değil, 'bizzat kendisinin' yaptığı planlara göre hareket eden bir 'devlet adamı' idi.

Dönemin hükümetinin bilgisi dahilinde, 13 Mart 1993 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'teki Crillon Oteli'nde Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan ile bir araya gelen Türkeş, yine kendi planlarını masaya koydu.

Eğer Türkeş'in planı gerçekleşmiş olsa idi, Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki büyük bir 'fiili engel' ortadan kalkacak, Nahcivan üzerinden 'Ermenistan sınırı' boyunca Azerbaycan'a açılacak koridor sayesinde, Edirne'den yola çıkan bir Türk, hiçbir engelle karşılaşmadan Orta Asya'ya rahatça ulaşabilecekti.

Ancak bu çok önemli plan, Petrosyan'ın liderlikten düşmesi ve Türkeş'in aniden vefatı üzerine bir daha gündeme gelmemek üzere rafa kaldırıldı.

Sam Amca'nın planlarını uygulamaya devam eden iş birlikçi AKP iktidarı ise adeta 'yok saydığı' Azerbaycan'ı uzun süre 'Rus emperyalizminin' yörüngesine iterek, Türk Dünyası ile neredeyse kapıları tamamen kapattı.

***

Bir zamanlar Türkeş'i anlayamayanlar, şimdi 'onun vasıflarını' bir takım 'sıradan kişiliklerde' aramaya kalkışıyorlar.

Onlara 'altından kalkamayacakları' bir takım sıfatlar yüklüyorlar; sonra da o sıfatları 'kutsallaştırmaya' çalışıyorlar.

'Tabutluklardan' geçerek, 'rüştünü' ispatlayarak liderlik koltuğuna oturan Türkeş'i 'tırnağı dahi' olamayacaklar ile kıyaslamak 'onun aziz hatırasına' ağır bir hakarettir.

Nerede Türkeş, nerede onlar?

 

Yazarın Diğer Yazıları