Son yıllarda yapılan kapsamlı bilimsel çalışmalar ve dünyaca ünlü yabancı uzmanların görüşleri, kızılcığın mucizevi faydalarının yalnızca bir halk efsanesi değil, aksine güçlü bir bilimsel gerçeklik olduğunu gözler önüne serdi. Özellikle idrar yolu enfeksiyonlarından kalp sağlığına, hatta bağırsak mikrobiyotasının güçlendirilmesine kadar geniş bir yelpazede kanıtlanmış etkileri olduğu ifade edildi.

İçerdiği yüksek antioksidanlar ve eşsiz bileşikler sayesinde kızılcık; diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve enflamasyon gibi kronik rahatsızlıklarla mücadelede yeni bir umut olarak gösterildi. Bu küçük ama güçlü meyve, sadece bir vitamin deposu olmanın ötesinde, sağlık alanındaki ezberleri bozan yeni bir dönem başlattığını ispat etti.

Uzmanlar, kızılcığın gıda takviyesi ya da meyve suyu olarak değil, taze veya bütün olarak tüketilmesi gerektiğine dikkat çekerek, bu "hücre savaşçısı" meyvenin potansiyelini en üst düzeyde kullanma çağrısında bulundu.

Halk arasında yıllardır şifa kaynağı olarak kabul edilen kızılcık meyvesi, uluslararası bilimsel araştırmaların merceği altına alındı.

Elde edilen bulgular, kızılcığın bilinen faydalarının ötesinde, kardiyometabolik hastalıklardan korunmada ve bağırsak sağlığının iyileştirilmesinde kritik bir rol oynadığını ortaya koydu.

KALP DAMAR SAĞLIĞINDA İYİLEŞME BELİRTİLERİ

İngiltere'deki Surrey Üniversitesi’nden kardiyovasküler uzmanı Profesör Christian Heiss, Food & Function dergisinde yayımlanan araştırmanın çarpıcı sonuçlarını ifade etti.

Prof. Heiss ve ekibinin yürüttüğü çalışmada, günlük kızılcık tüketen bireylerde sadece bir ay sonunda kalp fonksiyonlarında önemli iyileşmeler görüldüğüne dikkat çekildi.

Prof. Heiss, "Bulgularımız, kızılcığın düşük kardiyovasküler riski olan kişilerde bile kalp damar sağlığını önemli ölçüde etkileyebileceğine dair sağlam kanıtlar sağladı" sözlerini kullandı.

Araştırmacılar, kızılcığın antioksidan zenginliğinin atardamarlardaki kan akışı üzerindeki olumlu etkilerinin tüketimden sadece iki saat sonra başladığını gözlemlediklerini belirtti.

Uzmanlar tek bir meyvede birleşti! Uzun yaşamın gizemli formülü ortaya çıktı - Resim : 1

BAĞIRSAK MİKROBİYOTASI GÜÇLENDİRİLDİ

Kanada'dan Laval Üniversitesi ve Beslenme ve Fonksiyonel Gıdalar Enstitüsü'nden (INAF) bilim insanları, kızılcık ekstrelerinin bağırsak mikrobiyotası üzerindeki derin etkilerini inceledi.

Araştırma ekibinin lideri, Tarım ve Gıda Bilimleri Fakültesi’nden Profesör Yves Desjardins, kızılcık ekstrelerinin, bağırsak mikrobiyotasını iyileştirerek diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik rahatsızlıkların önlenmesine katkıda bulunduğunu ifade etti.

Prof. Desjardins, Batı diyetinin bozduğu bağırsak mikrobiyotasını onarmada kızılcığın kilit bir rol üstlendiğini vurguladı ve sadece dört günlük kızılcık ekstraktı kullanımının ardından bile faydalı etkiler gözlemlediklerini sözlerine ekledi.

Araştırma, kızılcığın özellikle Bifidobacterium ve bağırsak bariyerini güçlendiren Akkermansia muciniphila gibi faydalı bakterilerin sayısını artırdığını gösterdi.

İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARININ BİR NUMARALI DÜŞMANI

Kızılcığın en bilinen faydası olan idrar yolu enfeksiyonlarını (İYE) önleme özelliği, bilimsel olarak defalarca kanıtlandı.

Uzmanlar, kızılcıkta bulunan ve ona özgü olan A tipi proantosiyanidinler (PACs) bileşiklerinin, enfeksiyonlara yol açan Escherichia coli (E. coli) bakterisinin mesane ve idrar yollarının duvarlarına tutunmasını engellediğini ifade etti. Bu bileşenler, bakterinin yüzeye yapışmasını fiziksel olarak bloke ederek antibiyotiklere dirençli hale gelen İYE vakalarında doğal bir çözüm sundu.

Amerikalı beslenme uzmanı ve Çin Çalışması kitabının yazarı Dr. T. Colin Campbell, bitki bazlı beslenmenin önemine yaptığı vurguda, kızılcık gibi antioksidan ve fitokimyasal zengini meyvelerin genel sağlık ve kronik hastalık riskini azaltmadaki rolünün yadsınamaz olduğunu birçok kez ifade etti.

Bilimsel çalışmalar kızılcığın; yüksek antioksidan kapasitesi, iltihap azaltıcı etkileri, kolesterolü dengeleme ve kan basıncını düzenleme potansiyeli ile modern tıbbın dikkatini çeken güçlü bir gıda takviyesi niteliği taşıdığını kanıtladı.

Uzmanlar, bu küçük kırmızı meyvenin günlük beslenme düzenine dahil edilmesinin, uzun ve sağlıklı bir yaşam için atılacak önemli adımlardan biri olduğunu bildirdi.