Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan il kongrelerine devam ederken sık sık enflasyonla mücadelenin başarısından söz ediyor vatandaşa sabır çağrısı yapıyor. Son olarak Konya'daki konuşmasında “Esasen işçi, memur, emekli, küçük esnaf, çiftçi gibi kesimlerin gelirlerinde tarihin en büyük artışlarını gerçekleştirdik." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın, iktidar sözcülerinin enflasyonla mücadelede başarılı olup olmadıklarını ve emekli ve çalışanları yapılan zam oranlarını Çağlayan Pazarı'nda vatandaşlara sorduk. Bir vatandaş, "Geçinemiyoruz yeter, 12 bin 500 lirayı kendisi yesin" derken, başka bir vatandaş, "fakirler ölüyor açlıktan" ifadelerini kullandı. 25 yıl çalışıp emekli olduğunu belirten bir vatandaş, geçmişte AK Parti'ye oy verdiğini belirterek pahalılıktan, adaletsizlikten yakındı. O vatandaş sıkıntılarını, görüşlerini şöyle anlattı:
Vatandaşlar da ANKA mikrofonuna şunları söyledi:
"10 BİN LİRA AYLIĞI BEN ONLARA VEREYİM PAZARA ÇIKSINLAR. TAMAM MI? SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA SÖYLÜYORUM BUNU"
-10 bin lira aylığı ben onlara vereyim pazara çıksınlar. Tamam mı? Sayın Cumhurbaşkanımıza söylüyorum bunu. 10 bin lirayı aylığı ben vereyim hadi çıktık pazara. Daha tabii canım. Onlar öyle. Ama bakanlara aylık yetmiyor. Bakanlarımıza yetmiyor. 200 bin lira yetmiyor onlara. 10 bin lira fazla. İşçi emeklisine 10 bin lira fazla. Bakanlara da 200 bin lira para yetmiyor. Halktan para toplayacağım bakanlarımıza yardım edeceğim. halktan toplayacağım. Bakanlara yardım edeceğiz."
-55 yaşındayım, hayatımda gördüğüm gelmiş geçmiş bu ülkeyi dibe çeken en büyük hükümetten biri diyebilirim. Yani ben emekliyim. Şimdi şu pazara çıktığınız zaman ihtiyacınızı yani, bir haftalık ihtiyacınızı bin liraya dolduruyorsunuz. Bundan iki sene önce 100 liraya evin bütün ihtiyaçlarını alabiliyorduk. Yani bir hafta pazara çıktığımız zaman. Ama şimdi bin lira. Peki ben emekliyim. 14 bin 500 lira alıyorum. Kira vermiyorum evet. Ama kira verdiğim düşünsenize. Benim torunum var. Ve ben ona pazara çıktığımda birkaç bir şey alamıyorum. Düşünüyorum.
"HERKES SANDIK ÖNÜNE GELDİĞİ ZAMAN GÖRÜŞECEK. ZANNETMESİN Kİ BU HALK UYUYOR, UYUMUYOR. HERKES HER ŞEYİN FARKINDA"
Yeni doğan bebeğimiz inanın bakın yeni doğacak anne karnındaki bebeğimiz vergi borcuyla doğuyor. Bir paket bez dört yüz lira. Bir kutu mama bir hafta gitmiyor bir çocuğa. Beş yüz lira, altı yüz lira. Neyi sorguluyoruz ki? Halk olarak da zannetmesinler ki bu halk aptal, salak. Herkes. uyumuş bekliyor. Herkes sandık önüne geldiği zaman görüşecek. Zannetmesin ki bu halk uyuyor, uyumuyor. Herkes her şeyin farkında. İnan var ya okumayan da farkında. 10 yaşındaki çocuk da farkında. Çünkü her gün evde siyaset dinliyor. Televizyonlarda başka bir şey yok. Pazara gittiğinde siyaset, markete gittiğinde siyaset, peynir aldığında siyaset, ekmek aldığında siyaset. Her şeye yansımış durumda. Anladın mı? Her şeye".
"VALLAHİ GEÇİNEMİYORUZ. KİM DESE Kİ GEÇİNİYORUZ YALAN SÖYLÜYOR"
-Ne artışı yapmış? Ya bu ayın bile maaşını bile vermiyor, fazlasını bile vermiyor. Ki faiz yapacaklar, bankaya çek, faizlerini ceplerine sokacaklar. Abla ben fazla konuşmayayım ya. Ben kötü konuşurum ya. Vallahi geçinemiyoruz. Kim dese ki geçiniyoruz yalan söylüyor. O diyenler de hepsi yandaştırlar. Paralıdırlar, para. Para alıyorlar. Köşeden tutun beş yüz lira para koyuyor ceplerine konuşun diyor. Bunların hepsi yandaş. Onlar hepsi yandaş. Öyle mi? Hepsi yandaş abi. Allah yardımcımız olsun. Ne diyelim?".
"ADAM NE YAPACAK 22 BİN 104 LİRAYLA ELEKTRİĞİNİ Mİ ÖDEYECEK, SUYUNU MU ÖDEYECEK, DOĞAL GAZINI MI ÖDEYECEK, NEYİNİ ÖDEYECEK?"
"22 bin 104 lira ile milletle dalga geçer gibi bir kira olmuş 20 bin lira. En kötü kira. Adam ne yapacak 22 bin 104 lirayla elektriğini mi ödeyecek, suyunu mu ödeyecek, doğal gazını mı ödeyecek, neyini ödeyecek? Çocuğuna mı bakacak? Bu verdikleri maaşı milletvekillerine versinler, insanlar susar o zaman. Az bir şey alıyorsun, şurası 500 yüz lira. Daha yarısını almadım. Nasıl olacak bu? Ben asgari ücretle çalışıyorum. Yani bunu bir milletvekiline versin, insanlar susar. Yani bunu anlatın yani insanlara."