Veysel İpekçi'den 'tuvalet nöbeti' savunması: Dış güçlerin hedefindeyim

Veysel İpekçi'den 'tuvalet nöbeti' savunması: Dış güçlerin hedefindeyim
Kendisine selam vermeyen şoföre tuvalet nöbeti tutturduğu için Güngören Belediye Başkan Yardımcılığı'ndan istifa etmek zorunda kalan AKP'li Veysel İpekçi, dış güçlerin hedefi olduğunu söyledi. İpekçi, kapitalizm ve komünizme karşı oluşturdukları alternatif sistemi tam hayata geçirecekken bu 'tertibin' meydana geldiğini ileri sürdü.

Belediye şoförüne verdiği 'tuvalet önünde oturma cezası' ile gündeme gelen ve aldığı tepkilerin ardından görevinden istifa etmek zorunda kalan İstanbul Güngören Belediyesi Başkan Yardımcısı AKP'li Veysel İpekçi kendini savundu. 

Dokuz dakikalık 'savunma videosu'nda ilginç iddialar ortaya atan İpekçi; Güngören'de komünizme ve kapitalizme alternatif bir ekonomik sistem geliştirdiği için 'dış güçlerin' hedefi olduğunu öne sürdü.

'ELHAMDÜLİLLAH İMAM HATİP MEZUNUYUM, AK PARTİ'DEN DE İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM'

"Amir olarak verdiğim talimatın arkasındayım” diyen İpekçi, "Hata yapmış olabilirim ama hatamın bütün kamuyouna yansıtılmasını benim vicdansız birisi olduğuma dair iddiaları kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. İmam-hatipli olduğum söyleniyor. Elhamdülillah imam hatip mezunuyum. Olayın aydınlatılması için ilk gün istifa ettim. Karar milletimizindir. Hakkımda çıkan her türlü karara saygılıyım. AK Parti’den de istifa etmeyi düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.

'REİS-İ CUMHURUN GÜNDEMİNE GELİNCE AÇIKLAMA YAPMA GEREĞİ HİSSETTİM'

"Güngören içindeki basit bir olayın, başkan yardımcısının aldığı bir kararın bu kadar büyüyeceğini aslında düşünmedim. İlk gün hemen istifamı açıklayarak olayın suhulet içinde Güngören özelinde çözüleceğini düşündüm. Daha sonra olay beni, ailemi, çevremi etkiler biçimde büyütülünce mecburen ve hiç gerek yokken 7 düvele karşı mücadele veren Reis-i Cumhurun gündemine gelince ve ona da yanlış aksettirildiğini düşündüğüm için bu açıklamayı yapma gereği hissettim."

'KONU BASİT BİR OTUR-KALK MESELESİ DEĞİLDİR'

Neden Güngören bu konuya cevap vermek istiyorum. Bu konu basit bir otur-kalk meselesi değildir. Bugün dünyada mevcut olan sistemin alternatifi bir ekonomik, sosyolojik, hukuksal bir sistemin mevcut sistem içinde, hukuki zemin içinde denemelerini yaparak, AK Parti’nin birleştiren yapısına güvenerek ve dayanarak buraya geldik. Ve burada bu hizmetleri yapmak istiyoruz. Genel olarak söylemek istediğim mesele şudur ki kapitalizm, komünizm ve bizim getirmiş olduğumuz kooperatiflerle beraber halkın organize edilerek, ortaklık modeli… Halka anlatılması modelini geliştirmek için geldik. Belediye başkanımızın bu kitabı zamanında Cumhurbaşkanımıza atfedildi. Kitabın adı 'Faizsiz ekonomide ortaklık sistemi…'

'BASINA SIZDIRILMAMASI GEREKİRDİ'

Aynı şekilde bizler bugün bir teoride olan bugün kooperatifte uyguladığımız sistemi Güngören Belediyesi’nde gündeme getireceğimiz bir zamanda bu olay gündeme getirildi. Normalde benim linç edilmem için ve anlatacağımız sistemi itibarsızlaştırmak için bu olayların yapıldığını söylemek istiyorum. Bu kitabın içinde bir model oluştuğu için ve bunu bilenlerin bize, AK Parti’nin bütüncüllüğüne müdahale etmek istemelerinden dolayı bu tertip düzenlenmiştir.

Bizler olayın vuku bulduğu günden bir gün önce belediye başkanıyla beraber ilçemizi (AKP Güngören İlçe Teşkilatı) ziyaret ettik. Şoför arkadaşımız orada ayağa kalkmadı. Ne girerken ne de çıkarken… Ben de kendisini sabah çağırdım ve katın bulunduğu yere sandalyeyi çekerek ona amirleri geldiğinde, sadece benim için değil tüm amirleri, geldiğinde ayağa kalkmasını söyledim. Ona, bana değil başkana saygılı olması gerektiğini, çünkü başkanı milletin seçtiğini söyledim. O koridor benim koridorum değil. Diğer başkan yardımcısının koridorudur. Personel arkadaşımızın bulunduğu kapı acil çıkış kapısıdır, tuvalet kapısı değildir. Burada bir hata varsa Başkan’a söylenebilirdi. Basına sızdırılmaması gerekirdi. Personelin orada toplandığını duyunca da hemen çok kısa bir sürede yanına gittim ve arkadaşı makam odama aldım. 45 dakika çay içtim.