Vücudumuzun bazı bölgeleri, günlük hijyen rutinlerinde ihmal edildiğinde bakteri yuvasına dönüşerek ciddi enfeksiyon riski taşıdı.

Bilimsel araştırmalar ve uzmanlar, bu bölgelerin düzenli temizlenmemesinin, basit bir kaşıntıdan ölümcül enfeksiyonlara kadar uzanan sağlık sorunlarına neden olabileceğini ortaya koydu.

Peki, hangi bölgeler bakteri birikiminde başı çekiyor ve nasıl önlem alınmalı? İşte tüm detaylar...

Dermatolog Dr. Lindsey Zubritsky, TikTok hesabında paylaştığı ve 3 milyondan fazla izlenen videosunda, vücudun en çok ihmal edilen üç bölgesini sıraladı: Kulak arkası, göbek deliği ve tırnak altları.

Zubritsky, “Bu bölgeler, kepek, sebum, kir ve bakterilerin biriktiği yerlerdir. Temizlenmediğinde, Metisiline Dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) gibi antibiyotiğe dirençli bakteriler için ideal bir ortam oluşur” dedi.

MRSA, ciltte kızarıklık, ağrı ve iltihaplanmaya yol açarken, tedavi edilmezse kana karışarak sepsis gibi ölümcül komplikasyonlara neden olabilir.

istockphoto-1947030541-480x480.jpg

BİLİMSEL VERİLER NE SÖYLÜYOR?

Norveç’te yapılan bir araştırma, bulaşık süngerlerinin bile bakteri üremesi için uygun bir ortam sunduğunu gösterdi.

Mikrobiyolog Melody Greenwood, bu süngerlerde bir milyonun üzerinde organizma bulunabileceğini, ancak iyi durulandığında riskin azaldığını belirtti. Benzer şekilde, vücudun nemli ve sıcak bölgeleri de bakteriler için üreme alanı oluşturdu.

Yayımlanan bir çalışmada, kötü hijyen koşullarının ciltteki çatlaklardan bakteri girişini kolaylaştırdığı ve bu durumun enfeksiyon riskini artırdığı vurgulandı.

Kulak arkası, sebum ve ölü deri hücrelerinin biriktiği bir bölge olarak öne çıktı.

Zubritsky, “Parmağınızı kulağınıza götürüp kokladığınızda farklı bir koku alıyorsanız, bu bölgeyi daha sık temizlemelisiniz” dedi.

Göbek deliği ise nemli yapısı nedeniyle bakteri ve mantarların üremesi için ideal bir ortam.

Journal of Clinical Microbiology’de yayımlanan bir çalışma, göbek deliğinde 60’tan fazla farklı bakteri türünün bulunabileceğini ortaya koydu. Tırnak altları da kir, bakteri ve mantarların biriktiği bir başka alan.

Amerikan Biyolog Dr. Jennifer Gardner, uzun tırnakların altında sayısız bakteri barınabileceğini ve bu durumun sağlık riski oluşturabileceğini söyledi.

ÖLÜMCÜL RİSK: SEPSİS VE ANTİBİYOTİK DİRENCİ

Bakteriyel enfeksiyonlar, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Bakterilerin kana karışmasıyla oluşan sepsis, ateş, hızlı kalp atışı, nefes darlığı ve kafa karışıklığı gibi belirtilerle kendini gösterdi.

Tedavi edilmezse organ yetmezliğine ve ölüme yol açabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), antibiyotik direncinin küresel bir tehdit olduğunu ve 2050’ye kadar dirençli bakterilerin her yıl 10 milyon insanın ölümüne neden olabileceğini öngördü.

Johns Hopkins Üniversitesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Paul Auwaerter, “Bakteriyel enfeksiyonların önlenmesi, kişisel hijyenle başlar. Ellerin ve vücudun düzenli temizliği, enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltır” dedi. Auwaerter, özellikle ciltteki açık yaraların ve çatlakların mikroplar için giriş kapısı olduğunu vurguladı.

istockphoto-1648154856-480x480.jpg

NASIL ÖNLEM ALINMALI?

Uzmanlar, enfeksiyon riskini azaltmak için şu önerilerde bulundu:

El ve Tırnak Temizliği: Elleri en az 20 saniye sabunla yıkamak ve tırnak altlarını fırçalamak, bakteri birikimini önler.

Göbek Deliği ve Kulak Arkası: Duş sırasında bu bölgeleri sabun ve suyla temizlemek, bakteri üremesini engeller.

Hijyenik Ortam: Evdeki yüzeylerin, özellikle sık dokunulan alanların düzenli dezenfekte edilmesi öneriliyor.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirme: Dengeli beslenme, yeterli uyku ve sıvı alımı, enfeksiyonlara karşı direnci artırdı. E vitamini (badem, ıspanak) ve D vitamini (balık, güneş ışığı) bağışıklık sistemini destekledi.

depositphotos-625783408-stock-video-back-view-naked-woman-taking.jpg

TOPLUMSAL SORUMLULUK VE FARKINDALIK

Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için yaşam tarzı değişiklikleri şart. Hijyen kurallarına uymak, enfeksiyonlardan korunmanın ilk adımı.

Uzmanlar, özellikle kalabalık ortamlarda maske kullanımı ve sosyal mesafenin korunmasının, solunum yoluyla bulaşan enfeksiyonları azalttığını belirtti.