Yabancıya vatandaşlık üzerinden dolandırıcılık

Yabancıya vatandaşlık üzerinden dolandırıcılık
TÜGEM Başkanı Akdoğan, değerleme şirketlerinin piyasa değeri 250 bin lira olan evleri, 250 bin dolar olarak gösterdiğini açıkladı. Akdoğan, usulsüzlük yapan firmaların lisansının iptal edildiğini söyledi.

Sümeyra Kırca / İSTANBUL

İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2019 yılının 19 Eylül'üne kadar geçen bir yıllık sürede 2 bin 611 yabancı yatırımcı, Türk vatandaşı oldu. Türk vatandaşı olan yatırımcıların aileleriyle birlikte sayısı 9 bin 962'ye ulaştı.

Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Başkanı Hakan Akdoğan, 250 bin dolar değerinde konut alarak TC. vatandaşlığı almak isteyen yabancıların, değerleme şirketleri aracılığı ile devleti dolandırdığını iddia etti. Yabancıların TC. vatandaşı olabilmesi için bir milyon 500 bin lira değerinde bir konut alması gerekirken, 250 bin liraya bu hakkı satın aldıklarına dikkat çeken Hakan Akgün, şunları savundu: "Normal piyasa değeri 100 bin dolar etmeyen evleri, değerleme şirketleri 250 bin doların üzerinde gösteriyor. Bu şekilde tapu harcı farkına razı olan yabancılar, değerleme usulsüzlüğü ile ucuz yolla vatandaş olabiliyor." TÜGEM olarak bu tür usulsüzlüklerin peşini bırakmayacaklarını dile getiren Hakan Akdoğan, "Birçok ilde teşkilatlarımız var ve profesyonel emlak danışmanı üyelerimiz bu tür uygulamaları dernek merkezimize bildiriyorlar. Denetim kurulumuz konu hakkında araştırmalar yapıyor ve bu aksaklıkları ilgili kurum ve kuruluşlar ile paylaşıyoruz. Bir kısmı için de sizler gibi medya kuruluşları ile paylaşıyoruz. Sonuçta gayrimenkul alımı ile vatandaşlık sürecinde alınacak tüm tedbirleri önemsiyor, derneğimiz olarak bu tür konuları da hassasiyet ile takip ediyoruz" dedi.

Usulsüz rapor düzenleyen değerleme şirketlerinin bu raporlar karşılığında ek ücret aldığını öne süren Hakan Akdoğan, "Bize bir yıl içinde yaklaşık 100 tane şikayet geldi. Yapmış olduğumuz araştırmada, bu şekilde raporlar hazırlayan iki değerleme firmasının tespit edildiği ve meslek birlikleri tarafından ihraç edilerek, lisanslarının iptal edildiğini de biliyoruz" dedi. Bu usulsüzlüğün önüne geçmek için bir takım önerilerde bulunan TÜGEM Başkanı Akdoğan şöyle devam etti: "Değerleme şirketleri yapı denetimde olduğu gibi atama şekli ile belirlenebilir. Raporların kontrolü üst bir kurul tarafından gözden geçirilebilir. Ayrıca yabancılara satışta vatandaşlık hakkı kazanmak için alınmış gayrimenkullerin 3 yıllık satılamaz şerhi kalktıktan sonra bir önceki satıcının kendisine ve akrabalarına satış yapılmasının engellenerek göstermelik ve hileli satışların önüne geçilebilir."

BAZI DEĞERLEME UZMANLARI RÜŞVET ALIYOR

Piyasada yapılan usulsüzlükleri anlatan değerleme uzmanları, sorunun kaynağı olarak müteahhitleri işaret ediyor. Gayrimenkul sektöründe büyük bir durgunluk olduğunu ve büyük müteahhitlerin bu yolla yabancılara satış yaparak sektöre hareketlilik katmak istediklerini belirten değerleme uzmanları şöyle konuştu: "Aslında bu olanlar meslek adına utanç verici, bazı değerleme uzmanları müteahhitlerin isteği üzerine onların belirlediği rakamları rapora yazıyor ve karşılığında rüşvet alıyor. Biliyorsunuz gayrimenkul sektörü birkaç yıldır büyük bir durgunluk yaşıyor ve çoğu firma iflas etti. Büyük firmalar da yaşanan bu durgunluğu delmek için bu tarz yolsuzluklara başvuruyor. Burada her kesim kazanıyor, yabancı daha ucuza bu işi hallettiği için memnun kalıyor, müteahhit binayı sattığı için memnun, usulsüzlük yapan değerleme uzmanı rüşvet aldığı için memnun. Ancak Değerleme Uzmanları Birliği bu konuda göz açtırmıyor. Lisans iptalleri söz konusu, bu durum bir daha bu meslekte yoksun demek."

Usulsüzlüğün sadece yabancıya konut satışlarında değil, lüks konut satışlarının çoğunda olduğuna işaret eden değerleme uzmanları, "Örneğin varlıklı bir adam gidiyor 3 milyon liraya bir konut alıyor. Tapuda satış bedeli yazan bir kutucuk var, bunu yazdırırken memurların gözü önünde fiyatı yarıya düşürüyor. Şimdi devlet hassasiyetini burada göstermeli, varlıklı insan bu kadar büyük bir vergiyi kaçırırken, maaşı 3-4 bin lira olan dar gelirli vatandaşın 50 lirasına göz dikiyor. Aslında adaleti her kesime yayıp, devlet denetim mekanizmasını çok güçlü bir şekilde ortaya koyarsa, bu tür usulsüzlüklerin önüne geçmiş olur" diyor.