11 Nisan 2025'te kapılarını açan ve 21 Eylül'e kadar sürecek bu etkinlik, YZ'nin analitik ve üretken modellerini eleştirel bir yaklaşımla inceliyor; ziyaretçileri teknolojinin hem yenilikçi hem de etik sınırlarını sorgulamaya davet ediyor.

Sergi, 43 sanatçının 2016'dan günümüze uzanan eserlerini bir araya getirerek, YZ'nin kültürel dönüşümdeki rolünü tartışmaya açtı.

YZ teknolojilerinin hızla yayıldığı bir dönemde, Jeu de Paume'nin bu sergisi, sanatın geleceğini şekillendiren dinamikleri gözler önüne serdi.

Sergi, YZ'nin "analitik" (görüntü tanıma ve yüz algılama gibi) ve "üretken" (yeni içerikler oluşturan modeller) yönlerini ayırarak, sanatçıların bu araçları nasıl eleştirel ve deneysel bir biçimde kullandığını gösterdi.

Örneğin, Julian Charrière'nin "Metamorphism LI" adlı eseri, YZ'nin çevresel maliyetlerini lava ve atık bilgisayar parçalarıyla simgeliyor; bu, teknolojinin enerji tüketimi ve nadir metallere bağımlılığını vurguladı.

Benzer şekilde, Trevor Paglen'in "Vampire" serisi, YZ'nin kapitalist "canavarlar"ı nasıl beslediğini sorgularken, Hito Steyerl ve Agnieszka Kurant gibi sanatçılar, algoritmik önyargıları ve veri sömürüsünü ifşa eden videolar ve enstalasyonlarla izleyiciyi rahatsız etti.

Sergi, YZ'nin sanatı nasıl dönüştürdüğünü tarihsel bir perspektifle ele aldı. "Zaman kapsülleri" adı verilen bölümler, 1950'lerden bugüne uzanan teknolojik evrimi, eski hesap makinelerinden modern algoritmalara kadar sergileyerek, YZ'nin kökenlerini aydınlattı.

Christian Marclay'nin "The Organ" adlı ses enstalasyonu, YZ'nin müzik üretimindeki rolünü keşfederken, Holly Herndon ve Mat Dryhurst'un "xhairymutantx" videosu, izleyicileri QR kodlarla kendi YZ görüntülerini üretmeye teşvik ediyor. Bu interaktif unsurlar, YZ'nin pasif bir araç olmaktan çıkıp aktif bir işbirlikçi haline geldiğini kanıtladı. Sergi, aynı zamanda etik sorunlara değiniyor: Veri setlerindeki önyargılar, gizlilik ihlalleri ve iş gücü kaybı gibi temalar, sanatçıların eserlerinde somutlaştı. Kate Crawford ve Vladan Joler'in "Calculating Empires" haritası, YZ'nin güç dinamiklerini görselleştirerek, teknolojinin emperyalist köklerini ifşa etti.

Bilimsel araştırmalar, YZ'nin insan oluşturuculuğu nasıl etkilediğini aydınlatıyor. Science Advances dergisinde yayınlanan bir çalışma (Doshi ve Hauser, 2024), YZ'nin bireysel yaratıcılığı artırdığını ancak kolektif çeşitliliği azalttığını gösterdi.

Katılımcıların YZ destekli kısa hikayeleri, daha yaratıcı ve keyifli bulunurken, birbirlerine benzerlikleri dikkat çekti. Bu, YZ'nin "sosyal ikilem" yarattığını ortaya koyuyor – bireyler kazanıyor, ama genel yenilik azalıyor. Benzer şekilde, Harvard Business Review'de (Eapen ve Finkenstadt, 2023) yayınlanan bir analiz, YZ'nin fikir üretimi ve değerlendirmede insan yaratıcılığını desteklediğini, ancak uzman önyargılarını aşmada etkili olduğunu belirtiyor. Yabancı uzmanlar da bu dönüşümü yorumladı.

Oxford Üniversitesi'nden matematikçi Marcus du Sautoy, "The Creativity Code" kitabında, YZ'nin insan yaratıcılığını "makine benzeri tekrarları kırarak" tetiklediğini savundu.

MIT Technology Review'da Rhiannon Williams ise, YZ'nin az yaratıcı yazarlara daha fazla fayda sağladığını, ancak homojen içerik riski taşıdığını vurguladı.

Yale Üniversitesi'nden mimar Brennan Buck, YZ'yi "araç" olarak görüyor ve yaratıcı süreçte "yer değiştirdiğini" söylüyor, ama tamamen ikame edemeyeceğini ekliyor.YZ'nin sanatı dönüştürmesi, iş gücü ve etik tartışmaları da beraberinde getirdi.

Sergi, YZ'nin veri tabanlarının sanatçı eserlerini izinsiz kullandığı iddialarını yansıtıyor – örneğin, Stability AI'ye karşı açılan davalar gibi. Ancak, uzmanlar YZ'yi "yaratıcı sinestezi" olarak tanımladı.

İnsan keşfi ile YZ sömürüsünün uyumlu birleşimi. Jeu de Paume'nin küratörleri Antonio Somaini, Ada Ackerman, Alexandre Gefen ve Pia Viewing, serginin "YZ'yi korku veya hayranlık yerine eleştirel bir mercekle incelemeyi" amaçladığını belirtti.

Eşlik eden etkinlikler – film gösterimleri, konferanslar ve hatta YZ'nin "yargılandığı" bir tiyatro oyunu – bu tartışmayı derinleştirdi.

"Le Monde selon l'IA", YZ'nin sanatı zenginleştirdiğini ama insan dokunuşunun vazgeçilmezliğini vurguladı.

Ziyaretçiler, teknolojinin sınırlarını aşmak için insan oluşturyuculuğun rolünü yeniden düşünmeye davet edildi. Bu sergi, YZ çağında sanatın geleceğini şekillendiren bir dönüm noktası olarak öne çıktı.