Elin emeklisi Türkiye'de zengin hayatı yaşıyor. Siz utanmayın, utanması gerekenler başka... Yaşlılar ve emekliler çalışmazsa aç kalacaklar

Elin emeklisi Türkiye'de zengin hayatı yaşıyor. Siz utanmayın, utanması gerekenler başka... Yaşlılar ve emekliler çalışmazsa aç kalacaklar
İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz günden güne daha da derinleşiyor. İstanbul sokaklarında geçinmek için çalışan 70'li yaşlardaki vatandaşlar verdikleri ekonomik mücadeleyi anlattı. 70 yaşındaki bir hamal, "Sırtımda zam taşıyorum" dedi.

Ekonomik krizin derinleşmesiyle her yeni güne zam haberleriyle uyanan vatandaşlar geçim derdine düştü. İstanbul sokaklarında geçinmek için çalışan 70 yaşlarındaki vatandaşlar dertlerini Cumhuriyet’ten Mehmet Kızmaz''a anlattı.

Ekonomik krizin derinleşmesiyle her yeni güne zam haberleriyle uyanan vatandaşlar geçim derdine düştü. Gece gündüz, yaz kış demeden sokakta çalışan 70 yaşlarındaki vatandaşlar, bu yıl derinleşen ekonomik krizden dolayı daha da zorlanıyor. Havaların soğumasıyla hayat koşullarının daha da zorlaştığı İstanbul sokaklarında çalışarak yaşama tutunan 70 yaşlarındaki vatandaşlar dertlerini Cumhuriyet’e anlattı. 

‘MİSAFİR GELDİĞİNDE EŞİMLLE UTANIYORUZ’

69 yaşındaki Feyyaz Güzel kirada kalıyor. 17 yıldır Şişli Abide-i Hürriyet Caddesi üzerinde kurduğu tezgâhta seyyar satıcılık yapıyor. Yakın zamanda geçirdiği ameliyata ve romatizmaya rağmen tezgâhı kurmak zorunda kaldığını belirten Feyyaz Güzel, yaşına rağmen çalışıyor olmasına ilişkin ise “Emekliyim. Buradan da günlük kazandığım 40 TL’ye rağmen hep ekside kalıyorum. Faturalar bile en az 1500 TL geliyor. Eve bir misafirimiz geldiğinde eşimle utanıyoruz; çünkü yanlarına götüreceğimiz bir meyvemiz dahi yok. Alamıyoruz. Benim için ölüm şu anki halimden daha iyi” diyor. Dokuz çocuğundan sekizinin üniversite mezunu olduğunu söyleyen Feyyaz Güzel, “Üniversite mezunu çocuklarım mülakatlarda kaybediyor. Biyoloji, sosyoloji, anasınıfı öğretmeni, fizyoterapist, bilgisayar mühendisi olan da var. Askerde olan çocuğuma harçlık gönderiyorum. Biri dershaneye gidiyor, biri üniversiteyi tekrar okuyor. Bu krizde evlenemiyorlar da. Emekli maaşı asgari ücret kadar olmalı” diyor.

GÜNLÜK 30 LİRA KAZANAN 73 YAŞINDAKİ VATANDAŞ: NASIL GEÇİNEBİLİRİM?

73 yaşındaki Hüseyin Gökçe Osmanbey’de simit satarak geçimini sağlıyor. 13 yaşından beri bu işi yapıyor. Sekiz çocuğu olan Gökçe, bir oğlu ile birlikte kirada. Emekli değil. Günlük 30 TL kazandığını vurgulayan ve “Nasıl geçinebilirim?” diye soran Gökçe şöyle devam ediyor: “Eskiden tenekeyle yağ alıyordum şimdi ise bir kilo bile alamıyorum. Saat başı zam geliyor. Makarna, şehriye çorbası ve varsa yanında köyden gelen ufak tefek şeyler yiyoruz. Simit bile 3.5 TL oldu. Çevredeki esnaflar simit almak için, 1-2 TL veriyor ‘Gerisini sonra veririm’ diyor. İnsanlar simit dahi alamıyor. Bugün çalışmasam ekmek alacak param olmaz, yarın aç kalırım. Günlük çalışıp günlük yaşıyoruz. Pazar çalışmıyoruz. Pazartesiye eksiyle giriyorum.”

‘40 TL’YE ALDIĞIM YAĞ 127 TL OLMUŞ... BU KRİZ DEĞİL DE NEDİR?’

Üç çocuk babası Mustafa Eren 76 yaşındaki . Tam 30 yıldır Şişli Camisi’nin yanında seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlıyor. Emekli maaşına ve kirada olmamasına rağmen geçinemediğini vurgulayan Mustafa Eren, sabah 10’da açtığı tezgâhı akşam 6’da kapatıyor. Mustafa Eren, aylık ortalama ancak 1000 lira kazandığını kaydederek “40 TL’ye aldığım yağ 127 TL olmuş. Bu kriz değil de nedir? Salı 17 TL’ye aldığım malzemeyi cumartesi 25 liraya alıyorum. Nasıl satış yapacağım? İnsanlar sadece fiyatları soruyor” diyor. 

Salim Işık ise 66 yaşında. Osmanbey metro çıkışında kestane satıyor. Bu işe tüm ömrünü vermiş. Tam tamına 40 yıldır kestane satıyor. Akşam 9’a kadar açık tuttuğu kestane tezgâhından günde ortalama 55 TL kazanıyor. Başka hiçbir gelirinin olmadığını vurgulayan Salim Işık, kirada kalıyor.

‘PAZARIN SONUNDA KALAN ÇÜRÜK MEYVELERİ ALMAYA ÇALIŞIYORUZ’

65 yaşındaki Kemal Üstündağ Haliç’te bir çay ocağından çay dağıtıyor. Daha önce ise servis şoförlüğü yapıyormuş. Emekli maaşına ve kirada olmamasına rağmen geçinemediğini vurgulayan Üstündağ da haftanın altı günü sabah 7.30’dan akşam 6’ya kadar çalışıyor. Geçinemedikleri için kızını, damadını ve iki torununu yanlarına alan Üstündağ, ölene kadar çalışmak mecburiyetinde olduğunu anlatıyor ve şunları söylüyor: “Evde altı kişi kalıyoruz. Her şey pahalı. 5 TL’lik ürün 15 TL olmuş. Paranın değeri yok. Markete gitsen 700 TL yetmiyor. Gel de geçin bakalım. Üç ayda bir anca belki et yiyebiliyoruz. Pazara da akşam gidiyoruz. Pazarın sonunda kalan çürük meyveleri almaya çalışıyoruz. Ne bulabiliyorsak onu yiyoruz. Bugün soğan ekmek, yarın patates haşlama.”

‘SIRTIMDA ZAM TAŞIYORUM’

Sırtındaki yükün ağırlığı altında düşecek gibi ağır ağır ilerleyen 70 yaşındaki Süleyman Sarıdoğan’ın peşine takılıyorum. Sarıdoğan, Büyük Valide Han’a giriyor. Sırtındaki çuvalı yere bıraktığında ise az önceye kadar adeta dünyayı omuzluyormuş gibi rahatlıyor. 1985’ten beri hamallık yapan Sarıdoğan da emekli maaşına ve kirada olmamasına rağmen geçinemeyenlerden. Sabah 7’den akşam 5.30’a kadar sırtından yükün eksik olmadığını vurgulayan Sarıdoğan, “10 kilogramlık yükler de var 200 kilogramlık olanlar da. İçinde elbise ve giysi var. Sırtımıza alıp piyasada dağıtıyoruz. Sırtıma aldığım sadece bir torba giysi değil, sırtımıza zammı da yoksulluğu, adaletsiz gelir dağılımını da alıyoruz. Ama meyve alamıyoruz. Çünkü kilosu 20 TL’yi aştı. Her şey pahalandı. Faturalara yetişmek güç” ifadelerini kullanıyor.