"İşgüzar" Türk Generalleri!

İngiliz “The Economist” dergisinin, Türkiye ile ilgili her yazısında bir nakarat vardır: “Meddlesome Turkish Generals” yani “Her şeye burunlarını sokan, işgüzar Türk Generalleri.” Bu terbiyesiz, küstah ifadeye, içimizdeki Ordu düşmanlarının da katıldıkları muhakkak!

Bu gibilerde devletin, milletin, son sigortaları olan “milliyetçilik ve Ordu düşmanlığı” atbaşı gider. Milliyetçilik ve TSK olmasa, bu Cumhuriyeti yıkmak, Türkiye’yi parçalamak emellerine daha kolayca ulaşacaklardır. The Economist’in, yabancı yorumcuların, ortak temennileri de bu! Şimdi, bu emele doğru, daha pervasızca, ilerleyeceklerdir.

Bunun ilk işareti, YAŞ toplantısı vesilesiyle, bazı köşelerde verilmeye başlandı. Derler ki: “Sivilleşme ve demokratikleşme (!) adına YAŞ kararları yargı denetimine açılmalıdır. Hazırlanacak sivil anayasada bu hüküm mutlaka yer almalıdır.”

Bu durumda neler olacak? Örneğin, general olamayan bir kurmay albay, haksızlığa uğradığı gerekçesiyle İdare Mahkemesi, Askeri İdare Mahkemesi veya Danıştay’da dava açacak. Aynı biçimde, terfi edemeyip kadrosuzluktan emekliye sevk edilen bir general, ya da irtica, uyuşturucu, yasadışı işler nedeniyle emekliye sevk edilen herhangi bir personel de aynı hakka sahip olacak.

Kısacası, sivil kurumlarda yaşananlar, Ordu içinde tekrarlanacak ve TSK’nın gelenekleri, iç düzeni ve de saygınlığı bozulacak... Ve derler ki, diğer ülkelerin ordularında böyle değil, bu AB kriterlerine de aykırıdır. Asıl AB kriterleri, Türkiye’nin bütün değer ve çıkarlarına aykırı!

Anlatamadık ki; Türk ordusu, başka ordular gibi, mesela saçlı-sakallı Hollanda ordusu vb.. gibi “saray muhafızı” değildir.

Bunun arkasından Genelkurmay’ın, Milli Savunma Bakanlığına bağlanması ve İmam Hatip mezunlarının askeri okullara alınması talepleri de gelecektir...

Ve DTP Meclis’te

DTP’nin -daha doğrusu PKK’nın- törenle TBMM’ye “inmesi” medyada, “yeni dönem” diye sevinçle karşılandı. DTP’li Ahmet Türk’ün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle el sıkışması, “özlenen manzara gerçekleşti” diye manşetlerde! Yani “DTP olumlu davrandı” ; iki parti arasında “kan gövdeyi götürmeyecek”!.. Türkiye’nin birliği, bütünlüğü için, barışçı çözüm için, elbirliğiyle çalışacaklar!

MHP’li Cihan Paçacı, “Meclis kürsüsünden, ’Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim’ diye yemin ettiler. Bu yemini edene ve tutana bir sözümüz olmaz demiş.”

MHP uzatılan eli sıkmakla, dünya âleme, gerçek anlamda bir siyasi parti olduğunu göstermiştir. Ama DTP hakikaten öyle mi? Buraya bir “mim” koyun!

Kayıtlara geçsin diye söylüyorum: Bu konuda kanaatlerimi muhafaza ediyorum, fakat “kokusu” çıkıncaya kadar yazmayacağım. Bu sırada, “bu demokratik barış zaferine” karşı ne söylesem ne yazsam, oyunbozanlık, demokrasi ve barış düşmanlığı “negatif milliyetçilik” sayılacak.

DTP’nin Meclis’te PKK’dan, APO’dan kurtulup gerçekten Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü için çalışmasını kim istemez. Ben de, bütün kalbimle “İnşallah” diyorum. Bu, “İnşallah” gerçekleşirse, canıgönülden “Maşallah” diyeceğim... Mucizeler mümkündür.

Unutuluyor ki, Türkiye Cumhuriyetinde Kürt kökenli vatandaşlarımız, yıllar boyunca aynı andı içtenlikle hep içmişler, bu yemine sadık kalmışlar, Başbakan, Bakan hatta Cumhurbaşkanı, general olmuşlardır. Sadece bu, şimdi nereden nereye geldiğimizi, getirildiğimizi gösterir.

İyi haber

Güneydoğu konusunda başka iyi bir haber: Irak Başbakanı Maliki, Ankara’da PKK’yı terör örgütü ilan edecekmiş... Avrupa ülkeleri ve ABD de ilan ettiler... Sonra ne oldu?

Yazarın Diğer Yazıları