ABD’li diplomatın anlattıklarından!

Bölgemizde; böylesine “hareketli” , daha doğrusu “tehlikeli” günler yaşanırken, bilgili, yetenekli ve yetkili bir ABD diplomatının “anlattıkları” tabii ki önem taşıyor.
Hele açıklamalar, verilen bilgiler ve bazı kritik sorular, ABD’li “yüksek düzeyli” diplomatın sözlerini daha da “değerli” hale getiriyor.
Düzenleyenler tarafından toplantı, “basına kapalı” olarak nitelendirilmiş olsa da, bir gazetecinin, merak edilen olayları, haberleri “birinci ağızdan” duyması, onu kamuoyuna aktarmasını yükümlü kılıyor.  
Geçtiğimiz hafta, büyük bir otelde ve içinde bizim de bulunduğumuz 200’e yakın davetlinin huzurunda; ABD’li yetkilinin açıklamalarından bazı cümleleri, ipuçlarını kaleme alma zorunluluğunu; biraz da basın özgürlüğünün kısıtlanmaması gereğinden kaynaklandığını belirtmemiz icap ediyor. 
Günlerden sonra; kısaca değindiğimiz konuşmanın, belki de en önemli bölümünü “Hoca Efendi” ile ilgili sorumuza verilen yanıt oluşturuyor. 
ABD’nin; Pensilvanya’da ikamet eden “Hoca Efendi” nin varlığından ve davranışlarından “rahatsız” olmadığı anlaşılıyor.  
Tahmin edilen bu “nazik” durumun İstanbul’da da resmen doğrulanması önem arz ediyor.
Bu arada, ABD’de de 12 bin Türk gencinin öğrenim gördüğüne değinilirken, Türklerin ABD’ye karşı sempatisinin 2000’de yüzde 52 iken, 2014’te yüzde 21’e düştüğünün de açıklanması iki ülke arasındaki “gerginliğin” sanki bir başka izahı oluyor.
Her ne kadar, ABD’li diplomat “Hiçbir ortak, her konuda, her zaman, hem fikir olamaz” cümlesi ile ABD-Türk ilişkilerini özetliyorsa da, bir kırgınlılığı da sergiliyor.
Diplomatın dolaylı uyarısı ise “bir olayın bir yönünü ifade etmek ve müdahale etmek arasında fark var” görüşünde yer alıyor. 
Tabii ki ABD’li diplomatın, “Türkiye’de, medya bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü meselesi var... Fikirler serbestçe paylaşılmalıdır” sözlerini de kaydetmek gerekiyor.
Aslında toplantının bütünü, solukları kesecek ve derin derin düşündürecek bilgi ve ne yazık ki üstü kapalı olsa da uyarıları kapsıyor.
Yeri gelmişken, Türkiye-ABD ilişkilerine kısaca bir göz atma öne çıkıyor.
Türkiye’nin Kore Savaşı’na katılımıyla resmileşen ABD-Türkiye ilişkileri, çoğu zaman dostane bir şekilde gelişmesine rağmen, son yıllarda kırılma noktasını aştığı görülüyor.
Suriye’de iç savaş dolayısı ile ABD Başkanı Obama ve Başbakan Erdoğan’ın yolları ayrılmaya başlarken, ardından da Gezi olayları süresince yapılan açıklamalar ikili ilişkilerdeki gerilimi artırmış bulunuyor. 
Özellikle Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun tesiri ile Suriye’de izlenen “Müslüman Kardeşler” destekçisi siyaset, ABD-Türkiye ilişkileri için gerilim noktasının başlangıcı sayılıyor.
Öte yandan, Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmemesi Şikago’daki NATO zirvesinde bizzat ABD Başkanı Obama tarafından Cumhurbaşkanı Gül’e aktarılmış ve terörle mücadele ve sınır güvenliği için gerekli Predatörlerin satışının gerçekleşmeyeceğinin bildirildiği hatırlanıyor.
Bu gerilimin ardında, iç siyasi dinamiklerle birlikte, Suriye iç savaşında yaşanan dönüşüm ve ABD-İran ilişkilerindeki yumuşamanın da rolü bulunduğu öne sürülüyor. 
17 Aralık yolsuzluk soruşturması sırasında, Erdoğan’ın hukuki sürecin arkasında Amerikan Büyükelçisi’nin olduğuna dair suçlaması ile gerilimin daha da arttığı biliniyor. 
Bu rahatsızlık, 17 Aralık operasyonu süresince daha da artmış, Başbakan Erdoğan’ın “dış güçler vurgusu” ile yaptığı konuşmada ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin “persona non grata” ilan edilme tehdidi ile had safhaya ulaştığı hafızalardan silinmiyor. 
ABD-Türkiye ilişkilerini zedeleyen bir başka dış politik mesele de ABD-İran ilişkilerinde yaşanan yumuşama gösteriliyor. 
ABD’nin Suriye’ye etki etmek için bir başka İran gibi bir kanala sahip olması ve bu kanal dolayısıyla Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn gibi KİK ülkelerine ve Türkiye’ye duyulan ihtiyacı azaltma ihtimali, ABD-Türkiye ilişkilerinde yaşanan gerginlikte başka bir noktayı oluşturuyor.
Ancak “iyi ilişkiler” söylemine rağmen, ABD-Türkiye ilişkilerinin AKP politikaları dolayısıyla gerildiği kabulleniliyor.
Zaten ABD’li diplomatın sözleri her şeyi  “teyit” ediyor. 

Yazarın Diğer Yazıları