Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU

Armağan KULOĞLU

Cumhurbaşkanlığı seçimindeki çelişkiler

İlk defa halk oyuyla yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için adayların propaganda faaliyetleri devam etmektedir. Ancak bu yarışın eşit şartlar altında yapılmadığı, bu süreçte birçok hukuksuz durumun cereyan ettiği ve propaganda konuşmalarında da görüldüğü üzere, bazı adayların ifadelerinin ve vaatlerinin cumhurbaşkanında olması gereken siyaset üstü durumla bağdaşmadığı, tam aksine tamamen siyasi ağırlıklı olduğu, hatta rejim değişikliğinin bile söz konusu edildiği görülmektedir. 

***

Adayların eşit imkânlarla yarışamadığı, iktidar adayının seçim öncesi faaliyetlerinde devletin bütün imkânlarını sorumsuzca kullanmasından açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca iktidar tarafından çeşitli kaynaklar harekete geçirilerek her türlü para imkânı da bu kampanyada geniş bir şekilde ve sınır tanımayan ölçüde kullanılmaktadır. Sadece devlet imkânlarını kullanma değil, medyanın da, zaten olmayan tarafsız, objektif durumunu tamamen kaybettiği, zaman içinde gittikçe bloklaşan yandaş medyanın Cumhurbaşkanlığı seçimini de bir iktidar mücadelesi olarak görerek tamamen iktidar propagandasına yönelik adeta naklen yayın yaptığına şahit olunmaktadır. Devlet radyo ve televizyonunun durumu ise ne hukuka ne de etik anlayışa uymaktadır. Bunun da bilinen medya ve gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmadığı bir gerçektir. 
Kanunlar da iktidar tarafından kendi amaçları istikametinde yararlanılabilecek bir vasıta olarak görüldüğünden, yeri geldiğinde bu yönde kullanılmakta, aleyhte bir durum söz konusu olduğunda ise görmezden gelinerek yok sayılmaktadır. Böyle olunca da medyanın yanında, çeşitli yöntemlerle yaratılan maddi imkânların ve devletin imkânlarının, biraz da iktidarın verdiği güçle, hukuk kuralları dışında kullanılması söz konusu olabilmektedir. Bütün bunların demokrasinin eşitlik ve adalet ilkesiyle ve evrensel hukuk kurallarıyla bağdaşmadığı malumdur. 
Cumhurbaşkanı adaylarının propaganda konuşmalarında, Cumhurbaşkanı yeminine ve anayasadaki Cumhurbaşkanının görevlerine uygun ifadelerde bulunması gerekir. Ancak bazı adaylar buna uygun davranmamaktadır. Parlamenter siteme zaten uymayan ve bir inatlaşma sonucu anayasaya konan Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, konunun tamamen siyasallaşmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle de propagandalar sadece oy almaya ve iktidar olmaya yöneldiğinden iyice mecrasından sapmış durumdadır. 

***

Ancak bu seçim mevcut şartlar içinde yapılacaktır. Bu durumda seçimi en az olumsuzlukla geçebilmek ve olanın en iyisini yapabilmek için mümkün olan en üst düzeyde sandığa gitmenin yolları aranmalıdır. Oy vermenin bir vatandaşlık görevi olduğu, tatil veya diğer nedenlerle sandığa gitmemenin sorumsuzluk olduğu, verilmeyen oyun, düşünce itibariyle kendileri tarafından hiç tasvip etmedikleri bir adayın işine yarayacağı, ona dolaylı bir destek sağlayacağı bilinmelidir. Bu konuda duyarlı vatandaşlar, kuruluşlar ve kurumlar oy vermeyi teşvik etmek için telkinlerde bulunmalıdır. Bunu vatan ve millet sevgisinin ve demokrasinin gereği olduğu bilinciyle yapmalıdır.
Bazı ulusalcı görünen kanalların ve siyasi kuruluşların, kendilerinden beklenenin aksine ters propaganda yaptıklarına şahit olunmaktadır. Bu davranış şeklinin karşı tarafa avantaj ve dolaylı destek sağladığı bir gerçektir. Bu durum, bazı ulusalcı kanal ve kuruluşların karşı tarafla bir anlaşma sağladığı yönünde değerlendirmelere sebep olmakta ve şaibe yaratmaktadır. Bu kanal ve kuruluşların durumlarını yeniden gözden geçirmeleri, zaten eşit imkânlarla yapılmayan bir yarışta, gerçekten hiç istemedikleri adaya payanda olmaktan vazgeçmeleri arzu edilir. Sonra bu konuda söyleyecek söz bulunamayacaktır.

***

Muhalefetin ortak adayının, özellikle ulusalcı kesimin tüm beklentilerini karşılaması beklenmemelidir. Ancak birçok temel konuda ortak payda mevcuttur. Ulusalcıların tüm beklentilerini karşılayacak bir adayın mevcut şartlar itibariyle seçilmesinin bir hayal olabileceği, daha baştan olmayacak duaya âmin demek olduğu bilinmeli, gerçeklerden uzaklaşılmamalıdır. Böyle değerlendirilmediği taktirde, seçimden kendilerinin hiç arzu etmediği bir sonuç çıkabileceği hesap edilmeli, ona göre tavır belirlenmelidir.
Her konuda çelişkilerle dolu bir Cumhurbaşkanlığı seçimi bizi beklemektedir. Bu çelişkileri büyük ölçüde ortadan kaldırabilecek irade, ancak milli menfaatler doğrultusunda gerçekleşebilecek, biat kültüründen uzak, aklı ve mantığı ön planda tutan milli irade olacaktır. Demokraside seçim, sandığa bir oy atmaktan öte, bu oyu bilinçli olarak kullanma kültürüdür.

Yazarın Diğer Yazıları