ABD planı mı, uygulama emri mi?

Rahmetli babam, ölüm döşeğindeyken, bir doktor arkadaş, ölüm öncesi, düzeliyor gibi görünüp, ardından tüm organlar teker teker, iflas eder, devreyi kapatır demişti. Ve vücut çözülür diye bir terim kullanmıştı. Bakıyorum da, benim güzel ülkem, 80 yıllık sağlıklı yaşamın ardından, sanki ölüm öncesi çözülme dönemine girdi. Her şey çözülüyor, her şey dökülüyor. Sağlık devrimi yapan iktidarın hastanelerinde uyuz vakası, bilinmeyen ölümler. İş ve işçi güvenliğinde Ali Cengiz oyunları, sokaklarda kadın cinayetleri. Belediyelerin, kaybettikleri yerleri harita numaraları ile ele geçirmesi. Ekonomi mükemmel, ama nedense şu adi döviz, sebze meyve fiyatları hep artıyor. Ama cilamız muhteşem. Altta lüks arabalar, konutta rezidanslar, elde son model ve teknoloji telefon ve öteki aygıtlar. Ama kafa mağara. 

Bu arada, ülkeyi bugüne getiren organlar, kapış kapış, gidiyor. Orada villa, burada kat, şurada gemicik, burada arsa. Kızımız olmadı, damat olsun veya oğlanın vakfı. 70 milyonun milli takımı, nüfusu 300 bin olan, duvarcı ve oto tamircilerden oluşan takıma 3-0 yeniliyor. Neden? Çünkü benimkiler para, onlar ülkeleri için oynuyor. Ne demiş Fatih Terim; “Gerçek seviye bu. Mağlubiyeti hak ettik.”  İyi de, sen de o seviyeye göre maaş almıyorsun ki? Diyorum ya organlar teker teker faaliyetlerine son veriyor diye. 
Son NATO ve IŞİD gelişmelerini izlerken, güleyim mi ağlayayım mı karar vermek güç. Bizim basına bakarsan, bizimkiler katılsın mı katılmasın mı kararsız, karar vermeye çalışıyorlar. Elinde ne savaş gemilerinde görevlendirecek kaptanı, ne de savaş uçaklarında uçacak pilotu kalmış, Emniyet Genel Müdürü düzeyine indirilen özel kişi de “ben harekâta fiilen katılmam” demiş. Sonra da, belki kızarlar diye, ben öyle demedim şeklinde açıklama yaptırmış. Bak sen, ne kadar doğru laf etmiş, sen katılmazsan operasyon nasıl yürür? Ayrıca neye katılacaksalar. Yabancı basındaysa, başka şarkı. Obama’dan bir buçuk saatlik görüşme sırasında, Erdoğan ve ekibine, “politikalarınızı NATO ve ABD çizgisine çekin”, talimatı. Nasıl yani!.. Erdoğan ve taifesinin politikaları ABD politikalarından ayrı mı, kendi kafalarına göre mi takılıyor? Yani, bizimle birlik görünüp, kendi kafanıza göre hareket etmeyin demek istiyor patronları. 
Bunda ne kadar haklılar bilmek zor. Oysa zaten gırtlaklarına kadar batıklar. Adamların kanlı petrolünü, mazotunu sat. Yabancı basın, IŞİD’in elindeki silahlarda, Makine Kimya damgası olduğunu yazıyor. İftira olmalı. Nasıl olur, AKP iktidarı, Kürtlere ve Araplara vermediğini söylediği silahları, birden bire kelle kesen katillere nasıl verir. Belli ki birileri bunları, onlara servis yapmış. Sonra da, nasıl olur da ellerine geçti de. Ve ardından kalk, NATO müttefiklerine size istihbarat vermeyi teklif et. Oldu mu yani? Hani, şu yakalanan TIR’lar mı ola ki? Bugüne kadar, başından beri Ankara’daki AKP iktidarının ağzından, IŞİD aleyhine, tek kelime de duymadık nedense. Herkes kelek, bir bizimkiler akıllı ya. Herkesi kazıklayacak. 
Sonra, sen kalk, ABD Savunma Bakanı Hagel Ankara’da temaslarda bulunurken, bilgi alışverişi yapıyor de. Yani bunu da yemek için mide ve zekâsız olmak lazım. Adamlar belli ki bir şey yapacak onun organizasyonunu hazırlıyor. Bize de, günahları kadar itimatları olmadığından, her şeyi ayrıntılı organize edip buradaki denetim merkezleri başsız kalmasın diye eski büyükelçiyi apar topar gönderiyorlar. Neymiş; Adana’daki İncirlik için bizden izin istemişler. İzin istemelerine gerek var mı, önce yapar sonra haber verirler. O kadar. Türkiye’yi bu hale getirmek için ne kadar onurlu asker ve bürokrat varsa mahkemelerde uyduruk suçlardan yıllarca süründürmediler mi? Güneydoğu Anadolu’da devlet var mı? Açılımmış. Neyi açacaksın her şey açılıp saçılmış zaten.
Sonuç olarak, ben yazıyı yazarken, Obama planını açıkladı. Açıklanmayanlar da sır değil. ABD, birçok ülkeden asker çeker ve bütçeyi küçültürken, bölgeye piyade, yani bilinen muharip askeri güç gönderme taraftarı değil. Bu konuşmada da asker değil, eğitmen göndereceğini vurguladı. Hava desteği ve silah yardımında bulunacak. IŞİD’i vurma alanı, Suriye’yi de kapsayacak. Bu da, Suriye ile uzlaşmanın, tam gaz devam ettiğini gösteriyor. Ve çarpışmada, yerel güçleri (Kürt-Arap-Türkmen-Alevi-Sünni-Yezidi) kullanacak. Ancak bu güçler arasında bir tepişmeyi önlemek için de, ortak komutanlığı üzerine alabilir. Yani bu oluşturulacak gücü, Amerikalı subaylar yönetebilir. Aynı, Afganistan’da olduğu gibi. Bir de IŞİD yüzünden, yerlerini terk eden halka yardım yapacak. 
Ancak, bugüne kadar deneyimim, açıklama ile uygulamaların birbirine hiç uymadığı yolunda. Bu kez de bence farklı değil.

Yazarın Diğer Yazıları