2015, yeni Amerikan politikalarını yansıtacak

Bazen, yazılarımıza, okuyucudan gelen tepki şaşırtır. Kimi zaman, genellikle de fark etmeden, çizgiyi aştığımız olur, o zaman haklı olabilirsiniz. Bazen de, yazılan gerçeklere, kendi aleyhlerine ve partizan yanıt verenlerin biat kafası, insanı çıldırtır. Bugün size, onlardan bir kaçını anlatmak istiyorum. Yurt dışından yazan bu grup, geçmişte, belki örgütlü, belki talimatlı, tepki gösterip, Tayyip Erdoğan eleştirilerine, ağır hakaretler yollamıştı. Tepkiyi anlarım da bunu hakaret şekline koymayı, bugüne kadar hiç anlayamadım.
İşin garibi, Erdoğan’ın yarattığı gündem ve ortam nedeniyle, tepki gönderen kişilerin yaşadığı ülkede, Türk vatandaşlarının geleceği, karardı. Sadece orada mı? Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İsveç, İtalya ve Hıristiyan olan her Avrupa ülkesinde, bu tepki, giderek artıyor. Genel hava, göçmen kabul edilmemesi, yerleşik göçmenlerin de, ülkelerine geri gönderilmesi. Avrupa’da bugünlerde, göçmenler ve özellikle de Müslüman göçmenlerin ülkelerine gönderilmesi için, dernekler kuruluyor. Kamuoyu tepkisi, giderek artıyor. Biliyorsunuz onlarda, bizdeki gibi ümmet mantığı yok, millet mantığı hâkim.
Sevgili okurlarım, ben de bir göçmenim. Yıllar önce, çocuklarıma daha iyi bir gelecek aramak için, kalkıp çalışmak üzere bu yabancı topraklara geldim. İki bavulla çıktığımız, bu zor ve oldukça azılı yıllarda, kendimize yeniden düzen kurup, yaşama ayak uydurmaya, kültürümüzü de, bu topluma katmaya çalıştık. Zordu, hem de çok zor. Bir de üstüne üstelik kültür savaşı. Kanada’ya göç etmiş bir kadın,  “Biz ne Türk, ne de Kanadalıyız. Tam Okyanus üzerinde kaldık” diye dert yanmıştı. Gerçekten de öyle; Batı kültürü ile büyüyen çocuklarımıza, ana vatan kültürünü vermekte zorlanmıştık.
Ama gördük ki anavatandaki kültür, gün geçtikçe bizim bıraktığımız gibi değil, yozlaşmış ve yozlaşıyor. Biz, Avrupa’daki kardeşlerimize oranla, daha şanslıydık. Amerika’da o yıllarda, yani 1980’li yıllarda, Türklere Kore savaşı kahramanlıklardan dolayı, sevgi ve saygı vardı. Avrupa’nın Osmanlı’ya duyduğu kinde gördüğümüz, Türk olduğumuz için bize kızılmıyordu. Bir de ABD’ye gelen göçmenlerin çoğu, tam bir beyin göçü sonucu, iyi eğitim görmüş kişilerdi. Eğitimsiz gelenlerin sayısı azdı. Yıllar ilerledikçe, eğitimli kişilerin yerini, eğitimsizler, çabuk zengin olup ABD’de ev alanlar almaya başladı. Ta ki 11 Eylül olaylarına kadar Amerikan toplumu hazmetti veya hazmetti göründü.
Tablo 2001 yılından bu yana değişti. Birinci darbe, New York’taki İkiz Kulelere yapılan saldırı sonrası, Müslümanlara gösterilen hoşgörü, aniden olmasa da kademeli olarak, kaybolmaya başladı. Hoşgörünün yerini, korku aldı. Önceleri havaalanları ve resmî bina girişlerinde, kontroller artırıldı. Kafası ve yüzü kapalı Müslüman kadınların yüzünü açmaları istendi, polis, yüzünü açmayan kadınlara karşı, güvenlik nedeniyle haklı bulundu. FBI ve CIA, Müslüman örgütleri, sıkı kontrol altına aldı. Bu arada, masumca dinî vecibelerini yerine getiren kişiler de, sıkıntı çekmeye başladı. Bu sıkıntı giderek artan bir oranda yabancı ülkelere göç etmiş kişilerin başında bir tehdit olacak.
Bugün, Davutoğlu’nun Konya’da Hamas lideri Halid Meşal ile el ele tutuşarak kürsüye çıkmasının perde arkasını anlatmak istiyorum. İsrail istihbaratı, MOSSAD’a ait olduğu ileri sürülen DEPKA sitesinde, daha önce, Şam’da kalan, Hamas liderinin, Suriye’de durumunun zorlaşması sonrası, Katar’ın başkenti Doha’ya gittiği anlatılıyor. Ancak Katar, İslami kardeşliğe karşı çıkıp, Mısır ile ilişkileri düzeltirken, Kahire’nin dostu olmayan Meşal’e de yeniden yol verdi ve İran’ın başkenti Tahran’a gönderdi. Katar Emiri’nin son Türkiye ziyareti de bu amaçla yapılmış. İlginç. Bizimkilerin yakın müttefiki Katar aniden Müslüman kardeşlik hareketi ve Hamas’ı anında sattı.
Hamas liderinin İran’a yerleşmesi, İran açısından önemli. Özellikle, Tahran, Gazze bölgesine ayağını sokmuş gibi görünüyor. Bu da Hizbullah ile Hamas’ın, birlikte dans edecekleri anlamına geliyor. Sonuç kısmına bakarsanız, İran, İsrail’e daha yaklaşmış ve daha fazla tehlike yaratmış demektir. Bu da bölgenin önümüzdeki günlerde daha fazla şiddetle karşılaşacağı anlamına geliyor.
Sevgili okurlarım, falcı değilim ama 2015, Amerikan politikaları açısından da çok sert dönüşler yapılacak, yeni kararları göreceğimiz bir yıl olacak. Aslında Türk halkı için de öyle. Yeni yılınız kutlu olsun, 2015’te bir önceki yılın sıkıntı ve üzüntülerini yaşamamak temennisiyle.

Yazarın Diğer Yazıları