Vücudumuzun yaklaşık %60’ı sudan oluşuyor ve bu hayati bileşen, organların düzgün çalışmasından zihinsel performansa kadar her alanda kritik bir rol oynadı.
Bilimsel araştırmalar, yeterli sıvı tüketiminin yalnızca susuzluğu gidermekle kalmadığını, aynı zamanda böbrek, kalp ve cilt sağlığını koruduğunu, hatta hayat kurtardığını ortaya koydu. Ancak uzmanlar, modern yaşamın koşuşturmacasında birçok insanın yeterli sıvı almayı ihmal ettiğini ve bunun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı.
Dehidrasyon uzmanı Dr. Susan Shirreffs, “Çoğu kişinin sağlığını koruyabilmesi için günde yaklaşık 1-2 litre sıvı tüketmesi gerekiyor. Düşük seviyeli sıvı kayıpları bile baş ağrısı, uyuşukluk ve dikkat eksikliğine neden olabilir” dedi. Shirreffs’e göre, sürekli az sıvı tüketen bireylerin böbrek, sindirim sistemi ve kalp sağlıkları uzun vadede risk altına girerek, “Vücudunuzdaki kan hacmi, içtiğiniz su miktarını doğrudan yansıtır. Az sıvı alımı kan hacmini azaltır, bu da hayati organlara daha az oksijen ulaşmasına sebep olur” diye ekledi.
SIVI TÜKETİMİ VE ZİHİNSEL PERFORMANSS
Sıvı tüketiminin zihinsel performansa etkisi de bilim dünyasının radarında. Medikal Akademi’de yayımlanan bir çalışmaya göre, vücut ağırlığının sadece %1,5’lik su kaybı bile konsantrasyon bozukluğuna neden oluyor. 80 kg’lık bir bireyde bu, yaklaşık 1,5 litre sıvı kaybına denk geldi.
Araştırmalar, hafif dehidrasyonun zihinsel fonksiyonları etkilemediğini gösterse de, %1,5 ve üzeri kayıplarda dikkat ve hafıza sorunları başladı.
St. Andrews Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Ron Maughan, “Sıcak bir günde çalışan bir işçinin sıvı ihtiyacı, klimalı bir ofiste oturan birinden çok farklıdır. İhtiyaçlar, yaşam tarzına ve çevre koşullarına göre değişir” dedi.
MESANE KANSERİ VE CİLT SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Yeterli sıvı tüketiminin mesane kanseri riskini azaltabileceği de bilimsel çalışmaların gündeminde.
Yayımlanan bir araştırmaya göre, yüksek sıvı alımı idrardaki toksik maddelerin konsantrasyonunu düşürerek mesane hücrelerinin kanserojenlerle temas süresini azaltıyor. Ancak, içme suyundaki klor veya arsenik gibi kirleticilerin riski artırabileceği de belirtildi.
Cilt sağlığı da sıvı tüketiminden doğrudan etkilendi. Uzmanlar, yeterli suyun cildin nem seviyesini koruduğunu ve yaşlanma etkilerini azalttığını ifade ederek, “Dolaşım sistemi, yeterli su olmadan cilde gerekli nemi taşıyamaz. Bu da cildin onarım hızını düşürür” dedi.
ÇOCUKLAR VE YAŞLILAR İÇİN ÖZEL UYARI
Çocuklar ve yaşlılar, sıvı tüketimi konusunda daha fazla dikkat gerektiriyor. Dr. Shirreffs, çocukların susama mekanizmalarının yetişkinler kadar gelişmediğini, bu nedenle düzenli sıvı alımının teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Yaşlılarda ise susama hissi azalıyor ve tuvalete gitme sıklığını azaltmak için bilinçli olarak sıvı alımını kısıtlayanlar olabiliyor. Bu, dehidrasyon riskini artırdı.
Uzmanlar, yaşlıların çay, kahve, meyve suyu veya çorba gibi içeceklerle sıvı alımını artırmasını önerdi.
PRATİK ÖNERİLER: SIVI TÜKETİMİNİ ARTIRMANIN YOLLARI
Uzmanlar, sıvı tüketimini artırmak için pratik öneriler sunuyor. Egzersiz yapanlar için, aktivite öncesi, sırası ve sonrasında düzenli su içmek kritik.
Sophie Killer, elit sporcular için beslenme danışmanı olarak, “Egzersiz sırasında saatte bir litre sıvı tüketimi, kaybedilen sıvıyı telafi etmek için ideal olabilir” dedi. Ayrıca, suyun yanı sıra salatalık, kavun veya domates gibi su oranı yüksek besinler de önerildi.
Uzmanlar, “Salatalık %95, kavun %90 oranında su içerir. Bu besinler, sıvı ihtiyacını karşılamada etkili” dedi.