Yeme bozuklukları, ergenler arasında hızla yaygınlaşarak ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldi.
Anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi rahatsızlıklar, özellikle pandemi sonrası dönemde belirgin bir artış gösterdi.
Uzmanlar, sosyal medyanın toksik güzellik standartları ve pandemi kaynaklı stresin bu artışı körüklediğini vurguladı.
Johns Hopkins Tıp Merkezi’nden Dr. Jasmine Reese, “Pandemi sırasında izolasyon ve artan stres, ergenlerde sağlıksız başa çıkma mekanizmalarını tetikledi” dedi.
PANDEMİ VE SOSYAL MEDYA: TETİKLEYİCİ UNSURLAR
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) Mayıs yayımladığı bir analiz, 2019 sonbaharından 2022 sonbaharına kadar ergenlerde yeme bozukluğuyla ilgili acil servis ziyaretlerinin %55 arttığını ortaya koydu.
Kızlarda bu oran %57, erkeklerde ise %37 olarak kaydedildi. Araştırmacılar, pandemi sırasında yaşanan izolasyon, yemek kıtlığı korkusu ve “quarantine15” gibi sosyal medya trendlerinin ergenleri yeme bozukluklarına yönelttiğini belirtti. Dove Kendine Güven Projesi’nin raporuna göre, 10-17 yaş arası ergenlerin %90’ı sosyal medyada toksik güzellik içeriklerine maruz kalıyor ve bu içeriklerin yarısı ruh sağlıklarını olumsuz etkiledi.
Stanford Üniversitesi’nden Dr. James Lock, yeme bozukluklarının ergenlerde yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal etkiler yarattığını vurguldı. Lock, “Ergenlik, bireylerin çevrelerinden yoğun şekilde etkilendiği bir dönem. Sosyal medyanın algoritmaları, gençleri sağlıksız beden ideallerine yönlendiren içerikleri önlerine seriyor” dedi.
Araştırmalar, sosyal medya kullanımının her ek saatinin, iki yıl içinde yeme bozukluğu belirtileri riskini artırdığını gösterdi. Özellikle TikTok gibi platformlarda kilo verme ilaçlarına alternatif olarak laksatiflerin önerilmesi, uzmanları endişelendirdi.
ERKEKLER DE RİSK ALTINDA
Geleneksel olarak yeme bozukluklarının daha çok genç kızları etkilediği düşünülse de, son yıllarda erkek ergenler arasında da artış dikkat çekti.
Dr. Jason Nagata, “Erkeklerde yeme bozuklukları uzun süredir göz ardı edildi, ancak veriler bu durumun değiştiğini gösteriyor” dedi. Nagata’nın 9-14 yaş arası 12 bin çocuk üzerinde yaptığı çalışma, ekran süresi ve sosyal medya kullanımının yeme bozukluğu riskini artırdığını ortaya koydu.
UZMANLARDAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Uzmanlar, yeme bozukluklarıyla mücadele için çok yönlü bir yaklaşım gerektiğini vurguladı.
Ulusal Yeme Bozuklukları Derneği (NEDA) Direktörü Dr. S. Bryn Austin, “Ebeveynlerin, çocuklarının sosyal medya kullanımını izlemesi ve erken uyarı işaretlerine dikkat etmesi kritik” dedi.
Austin, okullarda yeme bozuklukları hakkında farkındalık kampanyalarının artırılmasını ve sosyal medya platformlarının içerik denetimlerini sıkılaştırmasını önerdi.
Curtin Üniversitesi’nden Dr. Bronwyn Raykos ise, yüksek enerjili yeniden beslenme protokollerinin ergenlerde hem fiziksel hem de psikolojik iyileşmeyi desteklediğini belirtti.
EBEVEYNLERE ÇAĞRI: ERKEN MÜDAHALE HAYAT KURTARIR
Yeme bozukluklarının erken teşhisi, tedavi başarısını artırdı. U.S. News’e konuşan ebeveyn koçu Oona Hanson, “Ergenlerde ruh hali değişimleri normal sanılabilir, ancak neşe kaybı veya aşırı kilo kaygısı kırmızı bayrak olmalı” dedi.
Uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarıyla açık iletişim kurmasını, sağlıklı beden algısını teşvik etmesini ve sosyal medya kullanımını sınırlandırmasını önerdi.
Yeme bozuklukları, ergenlerin fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit etmeye devam ederken, uzmanlar acil önlem çağrısında bulundu.
Sosyal medya platformlarının sorumluluk alması, eğitim sistemlerinin farkındalığı artırması ve ailelerin erken müdahale için bilinçlenmesi, bu sessiz salgının önüne geçmek için kritik adımlar olarak öne çıktı.