Yılmaz Özdil bu yazıyı dün yazdı ama hala okunuyor. Hoşunuza gitmeyecek ama gerçek bu

Yılmaz Özdil bu yazıyı dün yazdı ama hala okunuyor. Hoşunuza gitmeyecek ama gerçek bu
Korona virüs nedeniyle Türkiye'de 65 yaş üzerine getirilen kısıtlamaları eleştiren Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, dün yayınlanan yazısında Türk mitolojisinde de önemli bir yere sahip olan geyikler üzerinden örnek verdi. Özdil, "Sürü bağışıklığı diye diye, toplumu geyik sürüsüne çevirenleri bir kez daha uyarıyorum" diyerek iktidara çağrıda bulundu.

Türkiye'de korona virüsün etkili olmaya başladığı dönemlerde getirilen 65 yaş üzeri kısıtlamalarına "dünyanın en saçma kararı" diyerek tepki gösteren Yılmaz Özdil, dünya istatistiklerinde virüsü gençlerin taşıma oranının daha yüksel olduğunu hatırlattı.

"Dünyanın en saçma kararı olan 65 yaş yasağı, 65 yaş üstündekileri korumuyor, tam tersine, gençleri sorumsuz davranmaya teşvik ederek, yaşlıların normalden fazla ölümlerine sebep oluyor." ifadelerini kullanarak alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu savunan Özdil, "geyik sürüsü" örneği vererek "Tehlike, aslan kaplan gibi dışardan gelmiyor. İçerden, sürünün ortasından geliyor." dedi.

Yılmaz Özdil'in yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

"Geyik…

Türk mitolojisinde çok önemli figürdür.

Türk destanlarında dişidir, bazen anadır, bazen tanrıçadır.

***

Geyikler sürü halinde dolaşır, topluca hareket eder.

Ama gelişigüzel değildir, sürülerin bir sistematiği vardır.

Genç, güçlü, sağlıklı olanlar, sürünün ortasında yeralır.

Yaşlı ve nispeten güçsüz olanlar, sürünün çeperinde yürür.

Sürünün çeperinde bulunanlar, sürünün ortasında bulunanların etrafında adeta çit görevi görürler, duvar görevi görürler.

Tehlikeye en yakın durumda olanlar, çeperde yeralanlardır.

Aslan, kaplan, çakal gibi yırtıcılar saldırdığında, ilk onlar yem olur.

Çeperdekiler hedef olurken, can pazarında hayatta kalma savaşı verirken, sürünün ortasında yeralan genç ve güçlü olanlar kaçabilme fırsatı bulur.

Bu nedenle, geyik sürülerinin çeperinde yeralanlar, her zaman daha tedirgindir, davranışları daha ürkektir, şöyle rahat rahat, ağız tadıyla su bile içemezler, her an kendilerine yönelecek tehdide karşı tetiktedirler, gözlerini bile kırpmadan devamlı etrafı kolaçan ederler.

Sürünün ortasında bulunan genç ve güçlüler ise, sürünün çeperindeki emniyet çemberi sayesinde, gayet rahat, gayet huzurludurlar, ölümcül tehlikenin kendilerinden uzak olduğunu bildikleri için, umursamazdırlar, sürünün diğer fertlerine dair hiçbir sorumluluk taşımadıkları için, en ufak bir tehditte kaçabilecek kadar vakitleri olduğunu bildikleri için, bencilliğin keyfini sürerler.

Teşbihte hata olmaz, darılmaca gücenmece yok…

Türkiye'nin koronavirüse karşı sosyal mesafesi, geyik sürüsü misalidir!

Dünyanın en saçma kararıyla, sadece 65 yaş üstündeki vatandaşlarımıza sokağa çıkma yasağı uygulandığı için…

Sağlık bakanlığımız, salgının başından beri, sadece 65 yaş üstündekiler ölümcül tehdit altındaymış gibi davrandığı için…

Gençler, kendilerini sürünün ortasında ve gayet güvenli sanıyorlar.

Ölse ölse yaşlılar ölecek, biz yırtacağız diye düşünüyorlar.

Sürünün çeperinde olduğunu düşünen yaşlılar, virüsle mücadele kurallarına ciddi şekilde dikkat ederken… Gençlerimiz sanki salgın yokmuş gibi, hayatlarına umursamazca devam ediyorlar.

İşte bu yüzden maalesef…

Tehlike, aslan kaplan gibi dışardan gelmiyor.

İçerden, sürünün ortasından geliyor.

Dünya istatistikleri net olarak gösteriyor ki…

Virüsü, bize bir şey olmaz diyen gençler taşıyor, gençler bulaştırıyor.

Sürü bağışıklığı diye diye, toplumu geyik sürüsüne çevirenleri bir kez daha uyarıyorum.

Dünyanın en saçma kararı olan 65 yaş yasağı, 65 yaş üstündekileri korumuyor, tam tersine, gençleri sorumsuz davranmaya teşvik ederek, yaşlıların normalden fazla ölümlerine sebep oluyor."