YSK kararı unutuldu, VIP konuşuluyor

YSK kararı unutuldu, VIP konuşuluyor
İstanbul seçiminin yenilenmesine günler kala, YSK’nın çok tartışılan ve AKP’nin anlatmakta zorlandığı seçim iptal kararının gündemdeki yerini, Ordu Valisi’nin Ekrem İmamoğlu’na VIP’i kullandırmaması ile ilgili tartışmalar aldı.

Fatih ERGİN / YENİÇAĞ

AKP’nin olağanüstü itirazı neticesinde Millet İttifakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul seçiminin iptali ve yenilenmesine yönelik YSK’nın verdiği karar çok tartışılmıştı. Günlerce Türkiye’nin gündeminde en çok konuşulan konu olan YSK kararı, gerekçesinin de açıklanması sonrasında adeta tek gündem maddesi haline gelmişti. Muhalefet, gerekçeli karardaki hukuksuzlukları ve çifte standartları kamuoyuna anlatırken, AKP iktidarının ise söz konusu kararı anlatmakta zorlanması dikkat çekmişti.

Ancak bir süredir, İstanbul seçiminin gündeminde yaşanan değişiklik göze çarpıyor. AKP sözcülerinin Ekrem İmamoğlu hakkındaki çeşitli ithamları ile başlayan ve Ordu Valisi Seddar Yavuz’un Ekrem İmamoğlu için Ordu Havalimanında VIP bölümüne alınmaması yönünde verdiği talimat ile devam eden süreçte yaşanan tartışmalar, YSK kararının kamuoyu gündeminden düşmesine neden oldu.

AKP, VIP KRİZİYLE HUKUKSUZLUĞU UNUTTURMAYA ÇALIŞIYOR

Siyaset bilimcilere göre bu durum, toplumda kabul görmeyen ve büyük tepki çeken YSK’nın hukuksuz kararını anlatmakta zorlanan AKP’nin bir taktiği. Bu taktiğe göre, hem İmamoğlu hakkındaki, ‘Yunan, Pontuslu’ gibi ithamlarla hem de VIP tartışmasının İmamoğlu aleyhinde bir kampanyaya dönüştürülmesiyle AKP iktidarı YSK kararının konuşulmamasını ve unutulmasını hedefliyor. Konu ile ilgili, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı ve İYİ Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu gazetemize açıklamalarda bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel yaptığı açıklamada, AKP’nin bilinçli olarak YSK kararının konuşulmasını engellemeye çalıştığını belirtti. Özel şunları kaydetti: “Erdoğan Ramazan ayı boyunca iftiraları iftira sofrasına çevirmişti oyların çalındığı konusunda. Bunun gerekçeli kararda görüleceğini söylüyorlardı. Binali Yıldırım daha sonradan yalan söylediğini kendi de itiraf etti. ‘Yalan söylemek zorundaydım’ dedi. ‘Sesimi duyuramıyorum’ dedi. Bu kadar büyük bir propaganda aygıtı ellerindeyken, manşetleri bile tek bir yerden kontrol ederlerken, sesini duyuramamak demek, toplumun büyük tepkisini ve toplumun bu konuda duyduğu rahatsızlığı ifade ediyor. Yoksa bu kadar çok gazete ve televizyon elinin altında olan birisi sesini nasıl duyuramayacak? Demek ki halkın tepkisi o kadar yoğun ve İmamoğlu’nun mağduriyetine olan inancı tam ki, bu konuda Binali Yıldırım sesini duyuramamış ve yalana başvurmuş.”

“ORDU VALİSİNE SÜLEYMAN SOYLU BİZZAT TALİMAT VERDİ”

YSK’nın İstanbul seçimini yenilemesini isteyen, bu konuda bastıran Erdoğan ve Bahçeli’nin seçim sahnesinden çekildiğine işaret eden Özel, “Seçmen onları görünce YSK’ya yapılan baskıları hatırlıyor. İkincisi bambaşka hikâyeler ve aktörler sahaya sürdüler. Örneğin Süleyman Soylu gibi. Sürekli hakaret ediyor. İftira ediyor. Trabzon’da vatandaşla didişiyor ama Ordu’daki VIP meselesinden esinlenerek Ordu Valisi’ne talimat veriyor. ‘Kendisi valiler öyle kafasına göre iş yapamaz’ dedi. Bu söz verdiği talimatın itirafı. ‘Bunu oradan sokma. Önüne polis koy. Gerekirse itiş kakış çıkar’ dedi. İddia ediyorum, Ordu Valisi’ne Süleyman Soylu tarafından bizzat talimat verildi. Bu talimatın Süleyman Soylu’dan geldiği belli. Burada amaç YSK kararının konuşulmasını, tartışılmasını veya böyle bir haksızlık yapıldığını unutturmaya çalışmak. Bunu konuşturmamak “ dedi. Özel, YSK kararının unutulmaması için İstanbul’da derneklerde, STK’larda, açık hava toplantılarında yaptığı konuşmalarda konunun üstünde de durduğunu belirtti.

İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı ise, YSK kararıyla 6 Mayıs’ta demokrasiye bir hukuk darbesi vurulduğunu belirterek, “YSK’nın açıklamış olduğu gerekçelerden sonra, bu kararın hukuki değil siyasi olduğu ortaya çıktı. Ve AKP, siyasi bir karara hukuki bir kılıf uydurmaya çalıştı. Ama bunu başaramadı zaten başaramaz da. Seçime az bir süre kaldı. Bu süreç içerisinde AKP’nin İstanbul seçmenine söyleyebileceği herhangi yeni bir şey yok. Ayrıca sayın İmamoğlu’nu eleştirebileceği bir konu yok. Sadece Ordu’da VIP’de yaşanan ve kendilerinin oradaki Vali’nin sebep olduğu skandalı sürekli gündeme getiriyorlar. Bu seçmene olumlu veya olumsuz yönde etkilemez.” dedi.

“İMAMOĞLU FARKI AÇIYOR”

İmamoğlu’nun her geçen gün rakibi ile arasındaki farkı açtığını belirten Paçacı, “seçimi tekrar kazanacak potansiyele ulaştı. Sanıyorum, 23 Haziran’da İYİ Parti’nin de desteğiyle, sayın İmamoğlu’ndan hukuk darbesi yoluyla alınan mazbatayı, vatandaş iradesini bu sefer daha kararlı bir şekilde göstererek geri almasını sağlayacaktır. Biz de şu anda İstanbul’da demokrasi mücadelesine destek veriyoruz. İlçeleri dolaşıyoruz. İki yüzün üzerinde partili arkadaşımız şu anda İstanbul’da ilçelere dağılmış bir vaziyette demokrasi mücadelesini sürdürüyor. Suni gündemlerle seçimi alamazlar, alamayacaklar. Ordu meselesi tamamen suni bir gündemdir ve söyleyecek sözlerinin olmadığının kanıtıdır. İmamoğlu’nun elinde alınan mazbata 23 Haziran iade edilecektir.” dedi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu ise, “AKP’nin siyasi mahareti, memleketin ekonomi yönetimi bunca sıkıntılı bir süreç yaşarken, ekonomiyi hiç konuşmadan seçimi atlatmak üzerine tezahür ediyor.” dedi. Ağıralioğlu sözlerini şöyle sürdürdü; İstanbul seçimleri yenilenince, tüm Türkiye’yi sıkıntıya sokacak bir süreç yaşanacağını biz söylemiştik. Çünkü İstanbul seçimi, hem ekonomik büyüklük itibariyle hem de nüfus itibariyle Türkiye’nin bütün bölgelerini etkileyecek bir seçim. Burada seçim yenilemenin maddi bir maliyeti de var siyasi bir maliyeti de var. Bu maliyetin ne kadar büyük olduğunu herkes seçim kampanyasında görmüş oldu. Çünkü seçim kampanyasını Türkiye’nin her tarafından yapmak zorunda olduğunuz büyük bir şehir. Karadeniz’de bayramlaşmaya başlayıp Samsun’a kadar geliyorsunuz. Binali bey güneydoğu Anadolu’ya gidiyor. İstanbul adayları Türkiye’yi geziyor. Bu kadar mühim bir yerde belediye başkanlığı yarışı konuşulması gerekirken, memleketin her tarafını gezerek seçim kazanmaya çalışıyorsanız, memleketin sorunlarının konuşulması lazım. Memleketin en ciddi meselesi, geçim darlığıdır. Üstüne her gün canımız yanıyor şehitlerimiz var. Güvenlik problemlerimiz var. İçişleri Bakanı dahil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sızacak PKK’lılar propagandası gibi bir münasebetsiz propaganda ile siyaset yapmaya teşebbüs ediyorlar. Sınırlarımızdan geçmeye çalışan teröristlerin evlatlarımızı vurduğu yerlerde olsun arkadaşlar. Herkes işini yapsın.” dedi.

“CUMHUR İTTİFAKININ SÖYLEYECEK SÖZÜ KALMADI”

23 Haziran seçiminin İstanbul’un kaynaklarıyla İstanbul’a kim daha iyi yönetim sağlayabilir, kim İstanbul’u daha konforla, daha güvenle, daha huzurla yaşatabileceğine dair hizmet yarışı olduğunu belirten Ağıralioğlu, “Belediye başkanlığı yarışını mecrasından çıkarıp beka meselesine, güvenlik meselesine dönüştürmeye teşebbüs etmek, ‘benim söyleyecek sözüm kalmadı’ demektir. Biz Millet İttifakıyız. Söyleyecek sözümüz var. Şatafata, lükse ayrılan kaynakları İstanbul’a hizmete ayırmak iddiasındayız. İsrafı engellemek, milletin alın terini millete hizmete dönüştürmek iddiasındayız. Kimlerin bindiği belli olmayan makam arabalarını iptal etmek iddiasındayız. Haksız kazanç cenneti haline getirilen İstanbul’u, tekrar alın terinin aziz olduğu bir şehir haline getirmek istiyoruz. Mülteci cennetine dönmüş, İstanbul’umuzu, bir rönesans merkezi haline, adeta Türk milletinin yeni dirilişinin, ayağa kalkışının, büyük ihtişamının ana merkezi haline getirmek istiyoruz. Dolayısıyla memleketin bunca önemli işi var. İstanbul gibi dünyanın görebileceği en müstesna şehirlerden birinde yaşam kaosu var. Bütün bunları konuşması gereken adamların İstanbul’da seçim yarışını etkiler diye Ordu’da VIP’de yaşananları mevzu ederek propaganda avantajı sağlamaya çalışmasını hafiflik olarak görüyorum. Memleket meseleleri ciddiyet ister. Şu anda Türkiye’nin en büyük problemi ciddi devlet adamlarının olmamasıdır.” dedi.