Bu seçimin farkları

1-            İttifaklar yüzünden baraj sıfırlandığı için hemen hemen tüm partilerin iddiası var ve bu yüzden her partilinin sandığa mutlaka gitme gerekçesi oluştu... MHP, BBP ve HÜDA Par, Erdoğan'ı destekliyor... Bunların dışındaki her partinin 'öz' cumhurbaşkanı adayı var... Bu da rekor düzeyde katılım sağlayabilir...

Katılımın yüksekliği kesinlikle muhalefete yarar... 2007 referandumunda 'evet' yüzde 69'du ama katılım oranı yüzde 68'di sadece...  Oy kullanmayan seçmen sayısı 14 milyondu...

12 Eylül 2010 referandumu ise yüzde 58'le geçmişti... Katılım yüzde 77'ydi ve 12 milyon seçmen oy kullanmamıştı... Yenilgiyi peşinen kabul etmiş çoğu CHP'li seçmeni uzun tatilden alıkoymak pek mümkün olmamıştı!..

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde katılım yüzde 74'tü ve Erdoğan yüzde 51.8'le Cumhurbaşkanı seçilmişti... 14.5 milyon seçmen sandığa gitmemişti...

Son referandumda gelince, bu defa MHP de destek vermiş olmasına rağmen anayasa değişikliği ancak yüzde 51.4'le geçebildi... Üstelik nasıl geçtiğini de biliyoruz!.. Zorlanmanın en önemli sebeplerinden birisi katılımın yükselmesiydi... Çünkü sandığa gidiş yüzde 85'ti...

24 Haziran seçimlerinin en büyük farkı başlangıçta ifade etmeye çalıştığım sebeplerle katılımın yüksekliği olacak... Bu da iktidar aleyhine en önemli faktörü oluşturabilir...

2-            İktidarın propaganda dilindeki zayıflık çok açık bir şekilde görülüyor... Hem sanki şimdiye kadar iktidarda başkaları varmış gibi vaatler sıralıyor olmaları, hem de yakın geçmişteki "Ver 400'ü kurtul" şeklinde efelenme içeren propagandadan geriye düşülüp, bugün "300+1" için adeta ricacı olunması, bu gerilemenin nasıl bir kabullenme içerdiğini gösteriyor... Üstelik o 400 sandalyesi istenen parlamentoda üye sayısı 550'ydi, şimdi ise 600 olacak...

O çok iddialı dil gitmiş, yerine son derece tedirgin ve 'Cumhurbaşkanlığında başka parlamento seçimlerinde başka' oy kullanmayı düşünen seçmenleri iknaya yönelik bir çırpınış gelmiş... 'Yeni sistemin güçlü olması için başkanlığın arkasında güçlü bir parlamento şart' tarzındaki propaganda işte bu ihtiyacın sonucu...

3-            Önceki seçimlerde bu vakitler ekranlar ve gazeteler anketçilerden geçilmezdi... Rakamlar havada uçuşurdu... Kısmen yine var ama önceki seçimlerle kıyaslanmayacak kadar az... Bunun sebebi, bilimsel bir tekniğin siyasete kurban edilmesi ve kaybolan ticarî itibarlar da olabilir... Birçok anket firması 'propagandanın parçası' haline gelmiş ve inandırıcılığını kaybetmişti... Zaten bir anket firmasının açıkladığı sonuçlar değerlendirilmeden önce 'firmanın bir partiye yakınlığı' haber değeri taşıyorsa ortada  'bilimsel değer' fazlaca kalmıyordu... Bu kampanya dönemi, söz konusu alandaki farkın altını çiziyor...

4-            Sahaya yeni bir aktör girdi: İYİ Parti... Ağırlıklı olarak ülkenin batısından gibi görülse de tüm kesimlerden oy alma potansiyeline sahip... Dolayısıyla CHP'yi HDP'yle birlikte sol köşeye sıkıştırıp, kum torbası gibi dövmeye alışkın siyaset açısından oyun 'tek kale maç' olmaktan çıktı... İktidar sözcüleri ve medyası tarafından 'görülmemesi' tamamen stratejik gerekçelere dayanıyor... İYİ Parti hem MHP'nin oylarının çok önemli bir kısmını kendi bünyesinde topladı, hem de halen MHP'de kalan bir kısım seçmenin Cumhurbaşkanlığı seçiminde adresi oldu...

5-            CHP, Muharrem İnce'yle sahaya sürebileceği 'en mücadeleci' karakteri sürmüş oldu... Önceki çatı Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'yla asla heyecanlanmayan kendi kitlesine, heyecan verecek, onları sandığa sürükleyecek, CHP'yi sıkıştığı o algı alanının dışına çıkarabilecek, polemik kabiliyeti gelişkin bir adayla yarışa girdi...

***

Seçimler 24 Haziran'da da 8 Temmuz'da da bitmeyecek gibi gözüküyor... İktidar partisinin sürekli eski vaatlerini tekrarlıyor olması, sanki ilk defa seçimlere girecekmiş gibi halkın karşısına çıkması, tekrarlana tekrarlana eskimiş propaganda dili artık eskisi kadar sonuç doğurmayacak gibi... Önceki parlak kampanyalardan sonra bu kampanyadaki sönüklük ve heyecansızlık, adeta 24 Haziran gecesinin habercisi...

Cumhurbaşkanlığı seçimi çok kritik bir yarışa sahne olacak olsa da, parlamentoda çoğunluğun muhalefete geçme ihtimali çok yüksek...

Yazarın Diğer Yazıları