2028’in ayak sesleri!

Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle yerel seçimler arasında toplam 10 ay var… Olağanüstü bir durum olmadıkça seçmen sosyolojisi bu kadar hızlı değişmez… Fakat sonuçlar itibarıyla Türkiye’de çok büyük bir fark oluştu…

Bizde yerel seçimler, seçmenlerin iktidarı uyarmak veya cezalandırmak için değerlendirdikleri bir araç olurdu genellikle… Bu defa çok kısa zamana sıkıştırılmış ağır bir tepki oldu… Hemen herkesin ittifak ettiği ekonomik sıkıntılar ve emeklilere yapılan düşük zam öfkeye dönüştü ve sandıkta patladı… İktidar partisi, emekliler gibi en büyük oy havzasında müthiş gerileme yaşadı…

***

Kabul etmek lâzım ki CHP-DEM operasyonu ince bir işçilikle sonucu aldı… Bu seçimleri ‘2028’in altyapı seçimleri’ olarak nitelendirirken duyduğumuz endişe ete kemiğe büründü… Ekonomik sıkıntıların, insanlarda daha önce gördüğümüz hassasiyetleri bile unutturabildiği, farklı kesimleri -milliyetçi, bölücü, Atatürkçü, ulusalcı- aynı cephede buluşturabildiği, ‘tepki ortaklığı’ oluşturabildiği ortaya çıktı…

CHP ve DEM’in başarıyla uyguladığı, milliyetçi oyların da büyük çoğunluğunu ‘araç’ hâline getirdikleri taktik tuttu…

2028’de de Türkiye’yi bekleyen tehlike bu… Seçmen disiplini son derece yüksek olan PKK’nın partileri daha önce İstanbul’da yüzde 10’ları geçerken bu seçimde sadece yüzde 2 aldı… Geri kalan oylar CHP’ye aktı…

Ankara’da daha önce yüzde 5’lerin üzerine çıkan, son seçimde yüzde 3 alan PKK’nın partisi bu seçimde yüzde 1 bile alamadı…

10 ay önce İzmir’de yüzde 8 oy alan PKK’nın o günkü partisi Yeşil Sol, CHP’nin zaten kazanma ihtimalinin yüksek olduğu İzmir’de ancak 4 aldı… Diğer büyükşehirlerde de tablo birbirine yakındı ve oylar CHP’de birikti…

***

Bu seçimleri CHP-DEM ortaklığının ne sonuç vereceğine dair önemli bir deney olarak görmek gerekiyor… Test edildi ve sonuç alındı… Ülkedeki ekonomik sıkıntıların da yelkenlerine öfkeli hava üfürdüğü bu koalisyon, 2028 öncesindeki en büyük antrenmanını başarıyla tamamlamış oldu…

Aslında PKK’yla ve CHP’yle uzaktan yakından ilgisi olmayan milliyetçi seçmen grupları açısından ortaya çıkan tablo, küreklerin aheste çekilip mehtabın uyandırılmaması şeklindeydi… Bu da tuttu… Bir türlü kendi olamayan, daha önce büyük çoğunlukla iktidar lehine tavır koyan milliyetçi tutum, bu defa büyük çoğunlukla CHP-DEM birlikteliğinin yanında yer aldı…

Hesap sorma duygusu ve öfke, kendi partilerine duydukları güvensizlik, ideolojik duruşları bile unutturan ekonomik faktörler bir araya gelince kurumsal milliyetçilik ağır bir hezimet yaşadı… 2028’i Türkiye açısından riske sokan en büyük gelişmelerden birisi bu gerçek oldu… DEM’in ‘kilit’ niteliği daha da pekişti…

Seçimlerin CHP-DEM lehine sonuçlanmasının ideolojik artçılarını çok geçmeden görmeye başlayabiliriz… Çünkü DEM, kazananları ışık hızıyla uyarmaya başladı: “Bu başarıyı kendi başarınız zannetmeyin, bizim sayemizde gerçekleşti ve biz daha fazla var olacağız” diye…

***

Türkiye’de en büyük siyasî havzayı oluşturan milliyetçiler, bu seçimde de kazandıran taraflardan birisi oldu ama kurumsal milliyetçilik ağır yara aldı… Bir toparlanmaya vesile olacak tartışma süreci mi başlar yoksa yeni aktörler mi devreye girer, onu göreceğiz… Böyle gitmeyeceği muhakkak…

Yazarın Diğer Yazıları