Küskün ve bıkkın seçmenler

Türkiye’de her seçim, siyasi partilerin ve adayların başlıca hedefi genel olarak seçmenin %20’lik kesimine karşılık gelen kararsız seçmeni ikna etme üzerineydi. Önümüzdeki yerel seçimde de şüphesiz ki, kilit seçmen yine kararsızlar olacak ancak bu seçim özelinde kim bu kararsızlar? Kime oy vermeye meyilliler?

Kararsızlar, esas olarak, içlerinde pek çok alt grubu barındırıyor. Ancak bu defa dengelerin nasıl değişeceğini bulanıklaştıran baskın bir grup var ki, onların tercihi, daha doğrusu bir tercihte bulunup bulunmayacakları da seçimlerin en önemli belirleyicilerinden olacak.

Küskün seçmen

Başta ekonomi olmak üzere, çeşitli nedenlerle memnuniyetsizlikler yaşayan, bu nedenle iktidar partisinden uzaklaşmış bir kesim seçmenin oy verme eğilimi, şüphesiz, geçen seçimde olduğu gibi, bu seçimde de oldukça önemli olacak.

Bu kesimdekiler, her ne kadar AKP’den uzaklaşmış olsa da başka bir partiye de net olarak gönül vermiş değiller.

İşte bu aşamada geçen genel seçimlerde AKP ile ittifak yapmış, bu seçimde ittifak yapıp yapmayacağı çokça tartışılmış, nihai kararlarının ittifak yapmayacakları yönünde olduğunu açıkladıktan sonra dahi bu kararlarının netliğine şüpheyle yaklaşılmış olan Yeniden Refah Partisi.

Alabileceği oy oranıyla ilgili oldukça geniş bir makas aralığında tahminler yapılıyor. İktidarın endişeleri de kendilerinden kayan bu oy oranının ne olacağı hususunda toplanıyor.

Bıkkın seçmen

Ancak bu seçimde, muhalefetin de en az iktidar kadar küskün seçmeni var. Ancak bu gruba “bıkkın seçmen” demek daha doğru olur. Sayıları 20 senedir her seçimde daha da çok artsa da başta ekonomideki olumsuzluklardan mütevellit son genel seçimlere büyük umutlar bağlayan seçmenin hayal kırıklığı da büyük.

Geçtiğimiz genel seçimlerdeki yüksek kazanma şansını iyi değerlendirmeyi beceremeyen, kendi iç kavgasıyla seçmenini unutan, dayattığı adayının başarılı olamamasının ardından seçimlerden sonra da büyük bir kriz yaşayan, seçmeninin güvenini önemli oranda kaybetmiş bir muhalefet var.

Kararsız seçmenlerin içinde parti seçimi yapamamaktan ziyade, bu zamana kadar desteklediği partinin de vaatlerini yerine getirmekten uzak olduğunu düşünen, oy vermenin bir şey değiştirmeyeceğini, hatta bu muhalefetten iyi bir iktidar çıkmayacağını düşünen çok fazla bıkkın seçmen mevcut.

Önümüzdeki seçimler yerel seçimler olduğu için de bu seçmenin sandığa gitme motivasyonu adayın kimliği ile çok ilgili olacak.

Özellikle de adayın beğenilmediği ve tepki gösterildiği yerlerde, bu kesimin sandığa gitmemesi, sonuçları iktidar lehine çevirecek gibi görünüyor.

Ancak bu bıkkın seçmenin büyük oranda yaratıcısı, muhalefetin geçen genel seçimlerdeki başarısızlığı ve bu başarısızlığı yönetmedeki başarısızlığı olduğu için, muhalefetin olası kötü sonuçta faturayı sandığa gitmeyen seçmene kesme lüksü de yok.

Dolayısıyla seçimlere 15 gün kala, bıkkın seçmenini sandığa gelmeye ikna etme vazifesi de adayların bizzat kendisine düşüyor.

Seçimlerin en çok merak edileni Ankara ve İstanbul’un mevcut başkanlarının seçmenleriyle kurduğu gönül bağı ve Türkiye İttifakı söylemleri ne kadar etkili olacak; diğer büyükşehirlerde CHP, 2019 seçimlerindeki başarısını ne kadar koruyabilecek, İYİ Parti başta olmak üzere diğer muhalefet partilerinin akıbeti ne olacak göreceğiz…

Yazarın Diğer Yazıları