Sarı Saltuk ve Günlerin Getirdikleri

Dostum, üretken araştırmacı-yazar Erdoğan Aslıyüce, yeni kitabını  "Gönüldaşım Cazim Gürbüz, 720 yıldır Seyyid Sarı Saltuk diye Türk'ü nasıl kandırmışlar, her konuda olduğu gibi. Muhabbetlerimle..." diye yazıp imza ederek yollamış. Yesevi Yayınları'ndan çıkan bu kitabın adı: "İslam'ı Avrupa'ya Taşıyan Sarı Saltuk et Türkî"

Sarı Saltuk, 1205 yılında Sinop topraklarında Yeni Cuma'da doğmuş bir Çepni Türk'ü. Balkanlara 57-58 yaşında 12 bin hâne ile geçmiş ve oraları Türk İslam'ı ile Türk'e bağlamış, manevi olarak fethetmiş.

Aslıyüce dostum, kitabın başına sayfalarca tutan bir sözlük koymuş, kitapta geçen isimlere ve yer adlarına dair bölümler koymuş, tam bir okuma ve öğrenme kılavuzu bu bölümler.

Sarı Saltuk, Balkanlara geçmeden önce uzun bir yolculuk yapıyor Orta Asya, Şam ve Anadolu üçgeninde, pirlerden, babalardan, ahilerden, abdallardan buyrultular, esinler alıyor, pişiyor iyicene.

Bu pişmeler sırasında ilginç diyaloglar da oluyor. Bunlardan birini mutlaka aktarmam gerek. Sarı Saltuk Dımaşk'ta (Şam) İbn'ül Arabî ile birliktedir. Der ki İbn'ül Arabî, "Arap'ta tevatür (söylenti, haber) çok olur. Acem anlatır ballandırarak bu tevatürleri, Türkmenlerse gerçekmiş gibi inanırlar bunlara".

Bugün de böyle değil mi?

Ve Sadrettin Konevi... O da diyor ki Sarı Saltuk'a "Tanrı dışında hiçbir nesne varlık niteliği kazanamaz. Var olan, yaratan ancak Tanrı'dır. Bütün varlıklar Tanrı'dan gelir, sonra yine Tanrı'ya döner. Ölüm bir yok oluş değildir, geldiği kaynağa, ölümsüz öze dönüşür."

Aslıyüce'nin, Şemsi Tebrizî'ye bakışı olumlu değil, onun Anadolu'ya bozgunculuğa gelmiş bir "Dai" olduğunu ifade ediyor, bence iyi de ediyor.

Evet... Merakınızı uyandırdım, sanırım, hadi alın okuyun.

Günlerin Getirdikleri

Bir başka şair-yazar dostumuz M. Güner Demiray'ın Ekin Sanat Yayınları tarafından yayımlanmış olan kitabından söz edelim şimdi de.

"Günlerin Getirdikleri" adını vermiş, yazılarından seçmeleri topladığı bu kitabına dostum. Yeni yazdıkları da var, 60'lı yıllarda çeşitli yayın organlarında yayımladıkları da.

Bu yazılardan birisinin adı "Kara Kitap", yok hayır, Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ı değil. Bu Kara Kitap'ı ben de bilirim. "Karanlık Gecelerin Nurlu Sabahı" adını taşırdı. 60 ve 70'li yıllarda satış rekorları kırardı. İçi dinsel dolduruş ve kışkırtmalarla doluydu. Dinci yapılanmanın bugünkü baş edilmez boyutlara gelmesinde bu kitabın katkısı büyük olmuştur. Sami Aslan adında bir eski müftünün kitabı idi. Demiray sayesinde bu kitabın tahribatını yeniden anımsamış oldum.

Bu güzel dost, Kemalizm'i de şiirle tanımlıyor, bakın ne güzel tanımlıyor:

"Bir dogma, bir ayet değildir Kemalizm/Kemalizm Kemalizm'i aşmaktır/Çünkü devrimdir Kemalizm/Bilimdir, akıldır, vatandır/Her çağda çağdaş uygarlıktır Kemalizm"

Kitapta başka şiirlerde var, bunlardan birinden, Gemerek'e Ağıt'tan da dizeler sunayım:

"Çağlar çağlara vurur/Bir kanat çırpınır engin sularda/Beyler kürklerde, beyler buyurmalarda/Fersiz gözlerin sönük ışığı/Gece yağmurlarında/Uyuyan kim/Susan kim/Umudu yitik, yüreği yanık/Yatan kim kat kat çizgilerde/Bel'e, küreğe gömülü/Kayaların alnında// Bir dağ haykırır bilisiz ovalara/Mevsimler düşer, güneşler yiter/Bir kara çığ omuzlarında/Bahçeleri güz, tepeleri keder"

Yazarın Diğer Yazıları