Yapanlar, yaptıranlar ve alkış tutanlar şimdi neredeler?

'Sevr' diye bir 'paranoya' vardı değil mi bir zamanlar? PKK ve sivil uzantılarıyla masaya oturulmasına karşı çıkan, bunun ülkeyi bölünmeye doğru götüreceğini savunan kim varsa yapıştırılıyordu: "Sen paranoyaksın!.."

Ne oldu bu iddia sahiplerine? Neredeler şimdi?

Çok tuhaf, şimdilerde kendilerine muhalefet eden kim varsa 'teröristlik'le suçluyorlar... Ülkenin birliğini ve beraberliğini korumaktan, istiklâlden söz ediyorlar... Sanki bunları daha önce dillendirenleri ve tehlikeye dikkat çekenleri 'Sevr paranoyası'yla aşağılayanlar başkalarıymış gibi!..

***

"Bu ByLock listeleri yanlış... Bir sürü masum yakıldı, işlerinden ve hürriyetlerinden edildi" diyenlere 'FETÖ'cülük' suçlaması yapılıyordu...

Uzun zaman sonra gerçek ortaya çıkmaya başladı... Cesaret edip konuyu araştıranlar, 'sunucuya yönlendirme' programlarıyla ByLock kullanmadıkları hâlde binlerce kişinin havuza dâhil edildiğini buldu... Bu şekilde mağdur edilmiş kişi sayısı şimdilik 11 bin... Hayattan koparılmış, izole edilmiş 11 bin... Darbe teşebbüsünün hiçbir safhasında olmadıkları hâlde bu veya benzer şekilde daha kaç bin mağdur var ve gerçek ne zaman anlaşılacak henüz bilmiyoruz...

Adâleti sağlaması gerekenler "İşi sulandırmak için bunu da FETÖ yapmış" mazeretine sığındılar... Oysa kesin konuşup, ByLock'u 'referans sistemiyle çalışan ve internetten hiçbir şekilde bağımsız girilmeyen' diye tanımlamış olanlar yine onlardı...

Kurunun yanında yaşı yakanlar sanki başkalarıymış gibi bir suçluluk emaresi de göstermiyorlar...

***

Çözüm sürecinde 'âkil adamlar' heyetleri oluşturulmuştu... Ülkeyi yönetenler özenle seçmişlerdi onları... Her bölgenin heyeti birbirine benziyordu ama Doğu Anadolu heyetinin yeri bir başkaydı... Apo'nun Şam günlerinde yazmaya cesaret edemeyeceği rapor ve teklifler getirmişlerdi, kendilerini seçen iradeye...

Tekliflerini sıralayalım: PKK ve yöneticilerine 'terör örgütü ve bebek katili' denilmesin!.. Seyit Rıza ve diğerlerinin itibarı iade edilsin!.. 'Dersim soykırımı' kınansın!.. Asimilasyona son verilsin!.. Tek millet, tek devlet değil, 'ortak vatan, ortak devlet' denilsin!.. Devlet, Kürt halkından ve kandırdığı Türk halkından özür dilesin!.. Türk bayrağı denilmesin!.. Terörle Mücadele Kanunu kaldırılsın!.. Genel af ilan edilsin!... Öcalan serbest bırakılsın!.. Eyalet sistemine geçilsin!.. Karakol yapımları derhal durdurulsun!.. Yol kontrolleri kaldırılsın!.. Koruculuk sistemi lağvedilsin!..

Ülkeyi yönetenler 'Dersim özrü' dilerken, onların tayin ettikleri de aynı dönemde 'soykırım ve asimilasyon yapıldığı' iftirasını Türkiye Cumhuriyeti devletine iliştirmeye çalışıyordu...

Sahi bunları yapanlar, yaptıranlar, alkış tutanlar şimdi neredeler? Kızdıkları herhangi birine 'Dersimli Kemal'le paralel' yaftası yapıştırıyor olmasınlar sakın!..

***

Yıllarca soruları çalıp kendi elemanlarına dağıtanlar kesinlikle suçludur... Hem kul hakkına girmişlerdir hem de devletleri daima ayakta tutan 'adâlet' sütununu kemirmişlerdir...

Tamam da tek suçlu onlar değildi ki... Koku bastırılamayacak boyuttaydı ve o dönemde soruların çalındığı pek çok çevre tarafından dillendiriliyordu... Peki ülkeyi yönetenler, bir görevi de adâleti korumak olanlar ne yaptılar bu iddialar karşısında?

İddialara itibar etmediler, iddia sahiplerini Ergenekon uzantısı olarak görmeyi tercih ettiler... Şimdi ava çıktılar, soruları çalan ve bu sorularla sınav kazananlara karşı... Oysa bir zamanlar gözde savcılara zırhlı arabalar tahsis edilirken, daha sonra 'kumpas' olarak nitelenecek dâvânın mağdurları cezaevlerinde çürüyor, kimisi onur intiharını tercih ediyordu...

***

İnsanlar hata yapabilirler... Bu hataları karşısında özür dilerler, muhataplarının affına sığınabilirler... Özür dilemezler, bu defa adâletin karşısında bedel öderler... Bizde yaşananlar bir tuhaf... Özür dileyen yok, suç ve suçlu ise mevsime göre sürekli değişiyor!.. 'Sevr' kaynaklı bir paranoyak olarak anlamakta zorlanıyoruz tabii!..

Yazarın Diğer Yazıları