20. Millî Eğitim Şûrâsı'nın ardından

20. Millî Eğitim Şûrâsı, 7 yıl aradan sonra 1-3 Ekim 2021 tarihleri arasında tekrar toplandı. "Şûrâ"nın ana teması "Eğitimde Fırsat Eşitliği" idi. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi''nde düzenlenen 20. Millî Eğitim Şûrâsı''nın açış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan öğretmenlere bazı müjdeler verdi. Erdoğan şöyle dedi:

"Öğretmenlikte 10 yılını doldurmuş öğretmenlerimize uzman öğretmenlik imkânını getiriyoruz. Eğitimlerini tamamlayan ve yapılan sınavdan başarıyla geçen uzman öğretmenlerimiz, hem bir derece alacaklar, hem de maaşlarında 1000 lira artış olacak.

10 yıllık uzman öğretmenler, eğitimlerini tamamlayıp sınavda başarılı oldukları takdirde başöğretmen unvanı ile görev yapacaklar. Bu öğretmenlerimize ilave bir derece verecek, ayrıca maaşlarında da 2000 lira artışa gideceğiz."

Şûrâ''nın ilk gününde Cumhurbaşkanının bu konuşmasını televizyonlardan dinleyince "Parça bütünün habercisidir" mısdâkınca "şûrâ"dan çıkacak sonuçları aşağı yukarı tahmin ettik.

Aynı gün doktorlara da müjdesi vardı Sayın Erdoğan''ın. Fakat bu müjde öncesi biraz sıkıntı yaşandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca''yı Meclis kulisinde gazetecilerle konuşurken gören Cumhurbaşkanı, hekimlere verilecek paraları kendinden önce F. Koca''nın gazetecilerle paylaştığını zannederek Sağlık Bakanı''na "Sen ne söyledin" diye çıkıştı.

Bakan Fahrettin Koca da:

"Hayır, efendim hiçbir şey söylemedim. Söyler miyim efendim? Siz izin vermeden ben söyler miyim?" diyerek vaziyeti kurtardı.

Ne yalan söyleyeyim bu diyalog bana Osmanlı İmparatorluğu''nun gerilemeye başladığı yıllarda padişahla sadrazamı arasında geçen bir konuşmayı hatırlattı:

Bir gün Sultan İbrahim (1640-1648), Sultanzade Mehmet Paşa''ya: "Mehmet, senden önceki sadrazamlar, bana bazen itiraz ederler, bu iş nâ-mâkuldür, derlerdi. Senden hiç böyle bir itiraz işitmedim, sebebi nedir?" diye sorar.

Padişahın bu sorusuna Mehmet Paşa şu cevabı verir: "Efendim, siz yeryüzünün halifesisiniz, zıllu''llâhsınız. Kalbinize gelen her şey ilhâm-ı Rabbânî''dir. Kavlen ve fiilen sizden hatâ sadır olmaz ki itiraz edeyim. Zâhiren nâ-mâkul gibi görünen bazı hâlât zuhûr etse bile onun altında bazı hikmet-i hafiye vardır ki bizce mâlum değildir. Onun için itiraza cüret edemem."

İşte Halep işte arşın…

Sadede gelirsek, 20. Millî Eğitim Şûrâsı''ndan çıkan tavsiye kararlarından -basına yansıdığı kadarıyla- bazıları şöyle:

1-Öğretmenlik meslek kanunu çıkarılmalıdır.

2-Okullarda ücretsiz öğle yemeği verilmeli veya beslenme desteği sağlanmalıdır.

3-Öğretmenlik mesleğini daha cazip hale getirecek yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

4-Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı.

5-Meslek Liseleri mezunu öğrencilerin staj yaptığı işletmelere vergi indirimi sağlanmalıdır.

Anlaşılan o ki 20. Millî Eğitim Şûrâsı''ndan öyle reform niteliği taşıyan bir tavsiye kararı çıkmamıştır. Oysa bugün eğitimimizin problemleri pansuman tedbirlerle çözülecek cinsten değil. Köklü reformlar yapılması gerekir. Bu da ancak -geçen haftaki yazımızda belirttiğimiz üzere- duyuruları en az bir yıl önceden yapılan ve her görüşten bilim insanlarının katılacağı ana teması "İdeolojik değil, bilimsel eğitim; tüketen değil, üreten eğitim" olan geniş kapsamlı bir kongre verilerine dayanarak yapılabilir.

**

ACZİMİN GİRYESİ:

 

MÜMKÜN MÜ?

Söyleyin, mümkün müdür eğitimsiz çağdaşlaşmak,

Karanlığı yarıp cehalet vadisini aşmak?

(Li-müellifihî)

Yazarın Diğer Yazıları