Science Daily sitesinde yer alan habere göre, TraceoLab araştırma ekibinden Justin Coppe, 31 bin yıllık arkeolojik alanda yapılan çalışmalar sonucunda on bin yıl öncesine ait olduğu düşünülen mızrak atıcıların keşfi hakkında “Şu ana dek, üretilen ilk silahların arkeolojik kazı alanlarında saptanması aşırı derecede güçtü; zira ender olarak korunan organik bileşenlerden oluşuyorlardı. Antik ‘atıcıları’ silahlandıran ve arkeolojik kazılarda çok daha sık biçimde karşılaşılan taş uçların güvenilir bir biçimde belirli silahlarla ilişkilendirilmesi güç oldu" ifadesinde bulundu.
Seksen metreye ulaşan bir mesafeye kadar sivri uçlu sopalar atabildiği düşünülen atıcılar, tarih öncesi avcı-toplayıcı topluluklarının beslenme biçimini ve sosyal örgütlenmeyi değiştirdiği için, insanlığın evrimi üzerinde büyük değişimler yarattı.
Bu zamana kadar Avrupa ve Afrika’daki atıcıların ve yayların ilk kullanımını inceleyen ve onları bu silah sistemleriyle ilişkilendiren en son araştırmalar, yalnızca bir mermi büyüklüğündeki uçlara dayanıyordu.
Atıcıların işlevini daha iyi anlamak amacıyla balistik inceleme yapıldı. Traceolab'a bağlı bir ekipte görevli araştırma görevlisi Noora Taipale, yapılan incelemelerin sonuçlarını “Mızrak, yay ve mızrak atıcı gibi farklı silahlar kullanarak Paleolitik mermilerin benzerlerini ateşlediğimiz büyük ölçekli bir deney gerçekleştirdik. Bu taş uçlardaki kırıkları dikkatlice inceleyerek, her silahın hedefe çarptığında uçlarda oluşan etkiyi anlayabildik" sözleriyle aktardı.
