ABD askeri şirketinin saldırısı!

Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler tarafından yazılı olarak cevaplandırılması isteğiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi

Türkkan, önergesinde “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütlerine karşı kararlı mücadelesi, hepimizin takdir ettiği bir şekilde devam etmektedir” dedikten sonra şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemize ve TSK’ya karşı düzenlenen son alçak saldırılarda yabancı askeri şirketlerin bölücü hain terör örgütüne destek sunduğu iddia edilmektedir.

Bu iddiaların ötesinde menşei Amerika Birleşik Devletleri olan askeri şirketlerin Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki varlıkları gerek ilgili askeri şirketlerin kaynaklarında, gerekse de yabancı basın organlarında açıkça beyan edilmiştir.

Bu beyanlarda ilgili şirketlerin hain terör unsurlarına yönelik desteği ise apaçık ortadadır. Ayrıca başta ABD, Fransa ve Rusya’nın bölgede terör unsurlarına karşı desteği tüm dünya kamuoyu tarafından bilinmektedir. Bu destek öyle bir noktaya ulaşmış vaziyettedir ki; ülkemizi tehdit eden alçak terör örgütleri düzenli ordu seviyesine getirilmiş, bu hain örgütler her türlü teçhizat, eğitim ve imkânlarla donatılmıştır.

Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki yabancı askeri şirketlerin sürdürdüğü faaliyetlere bakıldığında bir terör örgütünden farksız olmadığı görülmektedir. Ancak tüm bu yaşanılanlara rağmen bölgede faaliyet gösteren yabancı askeri şirketlere yönelik herhangi bir mücadeleye yönelik kararlılık görülmemektedir.”

***

Türkkan’ın cevaplandırılmasını istediği sorular şöyle:

“1-İstihbarat kaynaklarından gelen bilgiler de dikkate alındığında Irak ve Suriye’nin kuzeyinde varlık gösteren terörist sayısı ne kadardır? Teröristlerle mücadeleye yönelik olarak Irak ve Suriye’deki askeri kaynaklarla herhangi bir işbirliği ya da istişare gerçekleştirilmekte midir?

2-Irak ve Suriye’nin kuzeyinde yaşanan otorite boşluğundan ötürü Türkiye’nin meşru müdafaa hakları saklı bulunmaktadır. Bu meşru müdafaa hakları içerisine hain terör örgütlerine destek veren yabancı askeri şirketlerin bölgedeki varlığını ve hareketini önlemek dahil midir?

3-Bölgedeki yabancı askeri şirketlerin varlığıyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’yla herhangi bir koordinasyon gerçekleştirilmekte midir?

4-Hain terör örgütleriyle işbirliğinden ötürü bölgedeki yabancı askeri şirketlerin birer terör örgütü olarak tanımlanması yönünde devletin resmi makamlarıyla birlikte Bakanlığınız tarafından herhangi bir adım atılmış mıdır? Atılması düşünülmekte midir?”

***

Öncelikle belirtmeliyim ki Amerikan saldırısıyla ilgili yayınladığım bilgiler, bir iddia değil, kaynağı sağlam, çok net bir haberdir ve bu sütunda 1 Ocak 2024 tarihinde yayınlanmıştır.

O yazıda, “Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit harekât bölgesinde, 12 askerimizin şehit edilmesiyle sonuçlanan saldırıları, Suriye’nin Kamışlı bölgesinden gelen bir Amerikan özel askerî şirketinin mensupları yaptı. Bilindiği gibi Kamışlı’da Amerikan ordu mensupları ve özel askerî şirketler, PYD/PKK’ya ordu eğitimi veriyor. Saldırı sırasında öldürülen bu özel askerlerden ikisinin kasklarındaki kameraların kayıtları incelendi. Bu kayıtlardan, Mehmetçiklerin, saldırı sırasında doğru yönetilmediği için bu kadar kayıp verildiği değerlendirildi.” diye haberi vermiştim...

Yani saldırıda Amerikan askeri şirketinin desteği değil, doğrudan kendi eylemi söz konusudur!

***

O yazıdan sonra aradan geçen 10 gün içinde en küçük bir açıklama dahi yapılmadı!

Aslında bu bilgiye, benden önce, iki gazeteci daha sahipti ama nedense yazamadılar! Oysa ortada bir devlet sırrı yok! Varsa bile bu sır, Türk devletinin değil, ABD’nin sırrıdır. Halkın, Türkiye’ye yönelik terör eyleminin kaynağını, somut kanıtlarıyla bilme hakkı vardır. “Kanıtlar” derken, konuyla ilgili kamera kayıtları dahil bütün ayrıntılar, devletin elindedir...

Şimdi bir soru da ben sorayım: Amerikan askeri şirketinin, 12 askerimizin şehit edilmesiyle sonuçlanan, TSK’ya yönelik PKK görünümlü saldırılarının hesabı, ABD Dışişleri Bakanı Blinken’e son İstanbul ziyareti sırasında, sorulmuş mudur?

Yazarın Diğer Yazıları