Adalet Divanı’ndan tarihe not

Adalet Divanı’ndan tarihe not

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail’i Gazze’de 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin yasakladığı soykırım suçunu işlemekle ve dolayısıyla sözleşmeyi ihlal etmekle itham ederek açtığı davada, karar Cuma günü çıktı.

Mahkeme, Güney Afrika’nın iddialarını makul buldu; Ateşkes çağrısında bulunmadı ancak İsrail’e Gazze’de sivillerin öldürülmesini ve zarar vermesini önlemek için daha fazlasını yapmasını emretti.

İsrail’in saldırılarının neden olduğu ölüm ve yıkımı sınırlamak; soykırıma kışkırtmayı önlemek ve cezalandırmak; acilen ihtiyaç duyulan temel hizmetler ile insani yardıma erişimi sağlamak için tüm önlemleri alması gerektiğini söyledi.

Yani, bu karar İsrail’in eylemlerinin soykırım olduğunu henüz söylemedi, esasa dair nihai karar verilinceye kadar daha fazla zararın doğmasını önlemeye yönelik bir karar verdi. Ancak diyebiliriz ki, soykırım iddialarını kuvvetli buldu.

İsrail’e ayrıca soykırım iddialarına dair kanıtları koruması ve bir ay içinde bu önlemlere uygunluğu hakkında mahkemeye rapor vermesi emredildi.

Savaşın sona ermesi emri UAD’ndan çıkmasa da davanın tamamen reddedileceğini uman İsrail hükûmeti karşısında şüphesiz ki önemli bir gelişme.

Üstelik İsrail için emredilen diğer önlemlere uymanın yolu bir nevi ateşkesten geçiyor.

Önemi

UAD’nın kararlarının bağlayıcı olduğunu ve temyiz edilemez olduğunu daha önce yazmıştım. Ancak ne yazık ki, burada verilen kararları uygulatmanın bir yolu yok.

Öte yandan İsrail, UAD’nından çıkan kararları tanımayacağını daha önce belirtmişti.

O zaman UAD'den çıkan kararın önemi ne?

Bu karar, diğer ülkelere, İsrail'e yaptırım uygulamak için uluslararası bir dayanak sağlayacaktır.

Uluslararası alanda İsrail'e verilen desteğin azalmasında etkili olabilir.

Nitekim, ileride nihai kararda, İsral'in eylemlerinin soykırım olarak nitelenmesi halinde, İsrail'i destekleyen ülkeler de kendi iç hukuklarında hesap vermek zorunda kalabilir ve bu karar, nihai karara giden yolda uyarıcı bir nitelik taşıyabilir.

Dahası, yaşanan bu utanç verici olayların tarihe “soykırım” olarak geçmesini ve sonraki nesillerin bu olayları soykırım olarak anmasını sağlamak için ilk adım olabilir.

Öte yandan…

Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre, savaşın başlamasından bu yana Gazze'de 26.000'den fazla insan öldürüldü. 64 binden fazla kişi yaralandı ve binlercesi daha kayıp ve öldüğü tahmin ediliyor.

Buna rağmen uluslararası mahkeme, acil ateşkes çağrısında bulunmuyor, karar Gazze’ye adaleti getiremiyor.

Bu olayların soykırım olarak adlandırılması yıllar alacakken, şimdilik bu yönde bir adım atılması tarihe düşülen ilk not olmakla birlikte; cuma günü verilen kararla tarihe düşülen ikinci not, bu soykırım işlenirken uluslararası kurumların siyasi yaklaşımlarının hukuki ilkelerinin önüne nasıl geçtiği, insani krizi derinleştirmede nasıl bir rol oynadıklarıdır.

Yazarın Diğer Yazıları