Akar'ın Kardak ziyaretini anlamadım!

Akar'ın Kardak ziyaretini anlamadım!
Emekli Albay Türkşen, Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar'ın Kardak ziyaretini yorumladı. Türkşen, "Zaten uzun süredir birçok işgale sessiz kalınıyordu. Kısacası Genelkurmay Başkanı'nın Kardak ziyaretini anlamadım. Bana anlamsız geldi" dedi.

Kardak kahramanı Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, Sözcü Gazetesi'nden Yüksel Şengül'e konuştu. Türkşen, gündeme dair soruları yanıtlarken, son günlerde Yunanistan'la yaşanan gerginliklere de değindi. İşte o söyleşiden öne çıkan başlıklar...

t1-011.jpg

– Çok yoğunsunuz…
15 Temmuz'daki kalkışma hareketinden sonra sık sık televizyon programlarına konuk oluşumla başlayan yoğunluğum devam ediyor. Yurtiçi ve dışından, konuşmalar yapmam için davetler alıyorum.

– Neden sizin konuşmanızı istiyorlar?
Çünkü, “Bize umut aşılıyorsunuz” diyorlar.
 

– Neler söylüyorsunuz?
Kumpasla 3.5 yıl hapiste kalmama neden olanlarla bir derdimin olmadığını söylüyorum. “Benim en önemli derdim vatanımdır ve onun kılına dahi zarar gelmesini istemem” diyorum. Çoluk çocuğumla huzurlu, mutlu yaşamanın peşindeyim. Bunun da tek yolu, Atatürk değerlerine sahip çıkmak ve bu yolda yürümekten geçiyor. Atatürk, tek kurtuluş çaremizdir. Bunları anlatıyorum insanlara. Partili olmak, taraf olmak gibi dertlerim yok. Bu ülke hepimizin ve ayırım yapmadan herkesi kucaklıyorum.

– En son Kanada'dan mı davet aldınız?
Toronto'daki Türkler‚ “Çocuklarımıza Türkiye'yi ve Atatürk'ü anlatın. Bu değerleri sizden öğrensinler” diyerek beni Kanada'ya davet ettiler. İşin içinde Atatürk ve vatan olursa, dünyanın öteki ucuna bile giderim.

– TSK'nın durumu nedir?
3.5 yılı hapiste olmak üzere 28 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hizmet ettim. Ordumuzla ilgili konuşurken dikkatli olmak, düşmanları sevindirecek cümleler kurmamak gerekiyor. Yaşadığı onca moral bozukluğuna, haksızlıklara rağmen ordumuz, hem ülke içinde, hem de ülke dışında canı ve kanı pahasına başarıyla savaşıyor, görevini yerine getiriyor. Ancak rahatsız edici olan olay, sürekli askerin tepesinde bir sopa olmasını istemeleridir.

– Peki hedefleri ne olabilir?
Hedefleri çok net. Milletin ordusunu AKP'nin ordusu haline dönüştürmek istiyorlar.

– Ordumuz Ortadoğu'da sürekli şehit veriyor.
Türkiye ile Irak ve Suriye arasına güvenli bir koridor oluşturmak için çalışıyorlar ama hiçbir şey net değil. O bölge bir karmaşa ve karanlıklar yumağı. Bunu göremiyorlar.

– Yunanistan tarafından işgal edilen Ege'deki adalarımızı da göremiyorlar…
Ege'de üzerinde yerleşimi olmasa da stratejik önemi büyük olan bazı adalarımıza Yunanistan sessiz sedasız el koydu. Bunu defalarca dile getirdim. Kimse ses çıkarmadı, çıkarmıyor. Bir süre sonra uluslararası mahkemelere başvursak bile “Şimdiye kadar fark etmediniz mi?” diye soracaklardır bize.

– Yunanistan iyiden iyiye burnumuzun dibine giriyor.
Sonunda Yunanistan, İzmir Karaburun'dan balık tutmak için denize atacağımız oltaya bile “Çek şunu geri” diye karışır duruma gelecek. Akdeniz'e gelince, orada da Kıbrıs'ı unutmayalım, çünkü o da elden gidiyor.

– Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının Kardak Kayalıkları'na yaptığı ziyareti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sosyal medyada da konu olan ve hiçbir amaca hizmet etmeyen bir hareket oldu. Güç gösterisi deseniz değil. Zaten uzun süredir birçok işgale sessiz kalınıyordu. Kısacası Genelkurmay Başkanı'nın Kardak ziyaretini anlamadım. Bana anlamsız geldi.

23 NİSAN’DA BAYRAĞIMIZI EVEREST'E DİKECEKLER

Ali Türkşen, nisan ayında çok önemli bir tırmanışa katılacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda bir grup Güneydoğu gazisiyle birlikte “Omuz Omuza Himalayalar'a” adlı bir etkinliği hayata geçirecekler. Heyecanını gizleyemeyen Türkşen, organizasyonu şöyle anlattı:
“Nepal’e uçakla gidip 3 bin 200 metreden tırmanmaya başlayacağız. 23 Nisan günü 5 bin 400 metredeki Everest ana kampında olacağız. Bir büyük Atatürk posteriyle aynı büyüklükteki Türk bayrağını Himalayalar'a dikeceğiz. Onların sudan bahanelerle kutlamaktan kaçtığı 23 Nisan'ı Himalayalar'dan tüm dünyaya haykıracağız.”

TÜRKŞEN'İN KALEMİNDEN KARDAK'TA YAŞANAN KAHRAMANLIK DESTANI

31 Ocak 1996… Gümüşlük'e doğru yol alırken, göreve katılan tüm personele son konuşmayı yapmak ve nihai direktifleri vermek üzere avucumda kroki, sırtımı yola, yüzümü personele dönerek konuşmaya başladım. Görevin ne olduğunu bir kez daha tekrarladım. Angajman kuralları uyarınca bana defalarca tembihlenen, aydınlatma yapılmadıkça aydınlatma yapmayacağımızı ve daha da önemlisi ateş edilmedikçe ateş etmeyeceğimizi tüm personele bildirdim. Batı Kardak Kayalığı'nın boş olduğu istihbaratı gelmiş olsa da birileri sonradan fikir değiştirmiş olabilirdi ve çıkar çıkmaz çatışmak zorunda kalabilirdim.

t2-007.jpg

BOTUN MOTORU DURDU

Bölgede çok sayıda Yunan gemisi vardı. Özellikle Panagopulos sınıfı yüksek süratli botların, değil çarpması hızla yanımızdan geçmesi durumunda dahi devrilebilirdik. Bu karar üst makamlar tarafından verilmişti ve bana sadece verilen emri uygulamak, uygulayamazsam da yolunda ölmek düşerdi. Botlar suya indirildikten sonra başımıza ne geleceğini tam olarak bilmiyorduk. Gümüşlük Koyu'ndan çıktık ve karanlığın içinde ilerlemeye başladık. Işıklar arkamızda kaybolmaya başlarken botun motoru durdu. Deniz Astsubay Üstçavuş Hasan Özkır arızaya müdahale etti. Benzin hortumunda bir yırtık olduğunu anlayınca hemen hortumu benzin tankına bağlantı yerinden keserek iptal etti ve hortumu doğrudan tankın içine soktu. Bir süre sonra Çavuş Adası'nı sancak baş omuzlukta (sağ ön çapraz) gördük. Adanın yanından geçerek yolumuza devam ettik. Hedefe çok az bir süre kala Bodrum Askeri Kampı'ndan kalkan Skorskylerin üzerimizden geçerek çıkardıkları sesleri duyduk. Artık geri dönülmeyecek noktaya doğru süratle ilerliyorduk. Sancak tarafa 90 derece döndüğümüzde, sağ tarafımda Batı Kardak Kayalığı'nı kapkara bir siluet halinde gördüm.

KAYALIKLARDAKİ KARALTI

Karaya adım atar atmaz hemen botları olabildiğince kıyıya çektik. Bu arada telsizden sürekli “Çıktınız mı, bayrağı değiştirdiniz mi?” şeklinde sorular geliyordu. Ben size en kısa sürede haber vereceğim diyerek telsizi kapattım.
Kayalıkta bir karaltı ortaya çıktı. Rüzgar, yağmurla birlikte yüzümüze vuruyordu. Ellerimiz tetikte ona doğru yaklaştık. Derken karaltı açığa çıkarak kendini gösterdi. Bu sessiz karaltının kayalıkların asıl sakinleri keçilerden biri olduğunu anladık.

BAYRAK İÇİN YEMİN ETTİM

Bayrak direğine sessizce sürünerek iyice yaklaştık. Yunan bayrağını bağlı olduğu iplerden bıçakla keserek arya ettik. Çantamdan Yunan bayrağının 3-4 katı büyüklüğündeki bayrağımızı çıkarttım. Bayrağımızı direğe toka ettik. Al bayrağımız rüzgarın da etkisiyle dalgalanmaya başlarken, esas duruşa geçerek selamımızı verdik. Kim gelirse gelsin, son adamımız canını verene kadar bayrağımızı yerinden sökemeyeceklerine dair kendi kendime yemin ettim.

t3-006.jpg

GÖNLÜM ‘HAYIR'LARIN KAZANMASINDAN YANA

– Bu zor zamanlarda Mustafa Kemal Atatürk hep kalbimizde olmalı.
Atatürk bugün mezarından kalkıp gelse ve Meclis'e gitse, yeni anayasayı ve başkanlık sistemini anlatsalar… Vallahi de billahi de hepsini sopayla kovalar.
 

– Başkanlık sistemini çok istiyorlar…
Allah ömrüne ömür katsın, ömrüyle işim olmaz… Tayyip Erdoğan'ı çıkarın kenara, iki günde başkanlık sistemi unutulur gider.
 

– Başkan olursa?
Başkan olursa rahatlayacak ve artık ‘Eyyy'le başlayan cümleler kurmayacak. Çünkü ne isterse zaten olacak. Bu güzelim ülkeyi tek bir kişinin ruh sağlığına emanet edemezsiniz, facia olur.

– Oylama tahmininiz?
Gönlüm ‘Hayır'ın kazanmasından yana. Çünkü, vatanımız tehlikededir. Bu mesele parti meselesi değil vatan meselesidir. Pek çok ülkücü “Biz Ülkücüyüz, bizim için MHP'nin bu şekilde kabul edilebilirliği kalmamıştır, oyumuz hayır olacaktır” diyor.