Uzmanlar, ruhsal zorlukların "utanç" unsuru olmaktan çıkarılıp, profesyonel destekle çözülmesi gereken hayati durumlar olduğunu dile getirdi.

Dünya çapında önde gelen uzmanlar ve uluslararası bilimsel araştırmalar, ruh sağlığının korunmasının, bireyin ve toplumun genel sağlığındaki merkezi rolünün altını kuvvetle çizdi. Yaşanan ruhsal zorlukların utanılacak değil, desteklenmesi gereken birer sağlık durumu olduğu açıklandı.

"HAYATI KORUMAKLA EŞDEĞER"

İngiliz Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) tarafından desteklenen araştırmalar, ruh sağlığı ve genel iyilik halinin birbiriyle ayrılmaz olduğunu gösterdi. Konuyla ilgili görüşlerini ifade eden Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Ruh Sağlığı Departmanı Direktörü Dr. Shekhar Saxena, ruhsal esenliğin sadece bir zihin durumu olmadığını, aynı zamanda kişilerin hayatın stresleriyle baş edebilme, yeteneklerini gerçekleştirebilme ve topluma katkıda bulunabilme yetisini belirlediğini kaydetti. Saxena, "Ruh sağlığını güvence altına almak, bir anlamda hayatın kendisini koruma altına almaktır. Fiziksel sağlık ne kadar önemliyse, ruhsal denge de o denli elzemdir," ifadelerini kullandı.

DAMGALAMA TEDAVİYİ ENGELLEDİ

Uzmanlar, ruhsal sorunların en büyük engellerinden birinin, maalesef toplumda var olan "damgalama" (stigma) olduğunu belirtti. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri'nin (CDC) yayımladığı bir raporda, damgalamanın, bireylerin yardım aramalarını ertelediği veya tedavi süreçlerini yarıda bırakmalarına yol açtığı bilgisi yer aldı. Raporda, toplumun ve medyanın yanlış temsil ve önyargılarının, ruh sağlığı sorunu yaşayan bireylere karşı olumsuz tutumları pekiştirdiği vurgulandı.

Harvard Tıp Okulu'ndan ünlü psikiyatrist Prof. Dr. Paul G. Richards, bu durumun kritik sonuçlarına dikkat çekti. Richards, "Ruhsal sorunlar, paylaşıldığı ve destek arandığı zaman çözüme ulaşabilen durumlardır. Bu sorunları bir utanç kaynağı olarak görme eğilimi, hastaların kendini izole etmesine ve durumlarının daha da kötüleşmesine neden oluyor. Toplum olarak birbirimize daha fazla kulak vermeli, empatimizi artırmalı ve gerektiğinde profesyonel yardım almanın bir zayıflık değil, aksine bir güç göstergesi olduğunu bilmeliyiz," diye konuştu.

KÜRESEL ETKİ VE EKONOMİK BOYUT

Uluslararası araştırmalar, ruh sağlığı sorunlarının sadece bireysel değil, küresel düzeyde de ciddi bir yük oluşturduğunu ortaya koydu. Lancet Komisyonu tarafından hazırlanan ve sinirbilim alanından 28 küresel uzmanın imza attığı bir raporda, ruh sağlığı krizinin dünya çapında insanlara, topluluklara ve ekonomilere kalıcı zarar verme potansiyeli taşıdığı bildirildi. Raporda, ruh sağlığı sorunlarının işe devamsızlık ve erken ölüme yol açarak oluşturduğunu ekonomik kaybın, tedavi maliyetlerinden çok daha yüksek olduğu hesaplandı. Uzmanlar, bu nedenle ruh sağlığı hizmetlerine yapılan yatırımın, sosyal ve ekonomik iyileşme için zorunlu olduğunu vurguladı.