Akşener'den Mollaveisoğlu'na çarpıcı açıklamalar

Akşener'den Mollaveisoğlu'na çarpıcı açıklamalar
MHP Genel Başkan adayı Akşener, Yeniçağ gazetesi yazarı Mollaveisoğlu'nun konuğu olduğu programda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener, Tele 1'de Yeniçağ gazetesi yazarı Tuncay Mollaveisoğlu'nun sorularını yanıtladı. 

Başkanlık sistemi, MHP Genel Başkan adayı Dr. Sinan Oğan'a yapılan saldırı, referandumdan sonraki yol haritası, Barzani krizi ve FETÖ'yle ilgili atılan iftiraları değerlendiren Akşener, referandumun iptal edilebileceğine dair de duyumlar aldığını söyledi.

İşte Meral Akşener'in değerlendirmeleri:

"SİYASİLER ARASINDA FETÖ'YLE EN MİNİMUM DÜZEYDE MERHABASI OLAN BENİM"

"Saray'la AKP'yi tedirginden eden şey, 2016 Nisan itibariyle 8 puanlık AKP'den oy kaymıştı. Yani 'MHP Genel Başkanı Meral Akşener olursa oy veririm' diyenlerin sayısı yüzde 25 idi. Bunun 8 puanı da AKP'den kayan ANAP, DP seçmeni dyebileceğimi merkez sağ seçmeni idi. 

En çok korkan, en çok iktisatlılar hangi konu olursa olsun mesela bugün konumuz Türkiye'de FETÖ meselesi ise, en çok FETÖ'cü olanlar en fazla FETÖ düşmanıdır. FETÖ'nün en tepedekileriyle ilişkisi olan, para ilişkisi, arazi, mevki, oy alma oy verme ilişkisi olan herkes geçmişlerini örtmek için avazı çıktığı kadar bağırıyor. 

Ben çok iddialı bir şey söyleyeyim; bana FETÖ'cü diyerek gezdiler. Ben kendimi tanıyorum. Fakat şöyle bir şey söyleyeyim, sayın Bahçeli dahil olmak üzere bütün bu ismi bilinen siyasetçilerin içinde bu bahsekonu örgütle en minimum düzeyde merhabası olan şahısım ben.

"ŞU ANKİ DÜŞÜNCEME GÖRE SİYASETE MHP'DE DEVAM EDECEĞİM"

Bir parti kuruyormuşum, Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş beyi alıyormuşum. Böyle bir durum yok. Bahçeli 7 Haziran'dan beri önce Abdullah beyle görüştürdü sonra Bülent beyle görüştü bir parti kurmaya ittirdi. Şimdi buradan sizin aracığınızla söyleyeyim, Balgat muhkimleri şu anda bir parti kursam herhalde tosun keserler. Dolayısıyla böyle bir masrafa girmelerini istemem. MHP içinde devam.

"DURUM TAM OLARAK 'SANDALYEM KURTULSUN' "

Teredütte kaldığım şey şu; sayın Bahçeli sandalyesinin muhafazası için Saray'la ve AKP ile uzlaştı. Bütün o hukukun gukuk olmaişlemlerinin karşılığı budur. Fakat Başkanlık sistemini insanlarla alay eder şekilde gündeme getirmesi konusunda tereddütlerim var. Şöyle; acaba Saray mı istedi de diyet ödemek üzere getirdi. Birincisi bu. Fakat sonra bir tereddütüm oluştu. O tereddütüm de şu; bir genel başkan yardımcısı bu Anayasa metni bizim içimize sinmedi ama erken seçimi gündemden kaldırdık diye bir beyanat verdi. Şimdi erken seçim endişesiyle, yani sandalye kurtulsun modeliyle bu Başkanlık sistemini ortaya getirip Türkiye'yi ve AKP'yi bununla ilgili tartıştırmak istemiştir. Onun hesabına göre asgariden 1.5 yıl sürecek bir durumdur bu. Dolayısıyla buarada da 2018'e gelinir, kongresini yapar, bizi de ekarte eder. Nitekim beni de attı biliyorsunuz. Çünkü Türkiye düşünülmüş olsa böyle şeyler olmaz, durum tam olarak sandalyem kurtulsun.

"KOLTUĞA OTURAN KİM OLURSA OLSUN DİKTATÖRLEŞİR"

Başkanlık sistemi gelirse kesinlikle diktatörleşir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın zaten fıtratına uygun da, başka şahıs da etkilenir. O makama ben de dahil kim oturursa otursun ben de yoldan çıkarım. Bu Batılıların denge ve kontrol dedikleri o mekanizmaların olmadığı hiçbir sistem demokratik olmaz. İnsan haklarına saygı göstermez. Allah'ın kendisini seçtiğine inanır, Allah'ın özel kulu olduğunu düşünür. Çevresi bunu pompalar. Böyle bir güçle, astağını astık, kestiğini kestik olursunuz. Buradan baktığınız zaman her kim olursa olsun yoldan çıkar. Onun için denge ve kontrol mekanizmalarının devrede olması lazım. Bu getirilen Anayasa metninde bu yok.

"REFERANDUMU İPTAL EDEBİLİRLER"

Duyumlar alıyorum, endişem var. O endişe de şudur; bir şey bahane edilip referandumun iptal edilebileceği. Madem milli iradeye bu kadar çok güveniyordunuz, millete götüren sizsiniz. Bunu iptal ettiğiniz zaman söz veriyorum meydan meydan, salon salon, ev ev gezer, milli irade kaçkını olduğunuzu söylerim

" 'HAYIRCILAR' SANDIĞINA SAHİP ÇIKSIN"

Referandumda kesinlikle 'hayır' çıkacak. Bakın net bir şekilde söylüyorum kesinlikle 'hayır' çıkacak. Şöyle bir propaganda yapılıyor; Ne yaparsanız yapın, -sayın Başbakan'ın deyimiyle- bir abidik gubidik yapılır ve 'evet' çıkarılır. Böyle bir imkan yok. Sadece 'evet' ve 'hayır' oyunun kullanılacağı bir referandum bu. Elektronik sistem içerisinde herhangi bir abidik gubidik olamaz. Henüz buradan 1 yazıp da 5 çıkaracak bir yazılım olmadı. Dolayısıyla bilgisayar sistemiyle ilgili sorun yok. Sadece sandık başlarında bulunan sandık başkanlarının ve müşahitlerin sayım esnasında orada bulunmaları gerekiyor. Buradan vatandaşlara sesleniyorum; 'hayır' oyu verenler oy sayımında sandığınızın başında olun. Kararsız insanlara baktığınız zaman bunların sayısı çok. Bunlar da korktukları için 'hayır' diyemiyorlar fakat sandıkta 'hayır' oyu kullanacaklar. 

AKŞENER REFERANDUMDAN SONRA NE YAPACAK?

Meral Akşener o zaman beraber yola çıktığı ve bir milim iradesi kırılmamış arkadaşları ne istiyorsa onu yapacak. Fakat şöyle bir öngörüm var; yani 'hayır'dan sonrasını söyleyeyim, Binali Yıldırım gider büyük ihtimal, Cumhurbaşkanı affetmez diye düşünüyorum. Sayın Bahçeli gitmemek için elinden geleni yapar ama çaresiz kalacağını ve bizim de kongremizi yapacağımızı düşünüyorum.

SİNAN OĞAN'A SALDIRI

Ben dün kendisini aradım ama ulaşamadım, konuşması devam ediyordu. Lanetliyorum, kınıyorum, iğrenç bir şey. Fakat ilginç olan şudur; Almanya'ya laf ediliyor, benim Almanya, Hollanda'da bir program çalışmamız vardı. Almanya, Hollanda bu çalışmamızdan ötürü iptal etti. Ama döndürüp Türkiye'ye baktığımız zaman sayın Oğan'ın kürsüsünü yıktılar. Benim bulunduğum salonda ampüller patladı, salon verilmiyor. Böyle bir ortamda Almanlar ve Hollandalılara neden demokrasimizi tartıştırıyorsunuz kardeşim? Salon verdirmeyin, ampülleri patlatın, kürsüleri yıkın ondan sonra gelin kardeşim istediğiniz yerde yapın konuşmanızı deyin olsun.

Fakat bunların hiçbirisi bizi yıldıramaz. Ne Sinan Oğan beyi, ne Ümit Özdağ beyefendiyi, ne Koray Aydın beyi ne de diğer siyasi görüşlerdeki arkadaşlarımızı yıldıramaz.

"TÜRKİYE, IRAK'IN KUZEYİNDE KURULAN BÖLGESEL YÖNETİMİ TANIDI"

Bu bir paçavra, Türk bayrağı ile yan yana falan bunları hepimiz kınayalım tamam. Ama daha vahim bir şey var. Irak'ın kuzeyinde kurulan bölgesel yönetimi Türkiye devlet olarak tanıdı. Gözden kaçan kısmı bu. Sonra sayın Bahçeli bununla ilgili tweetler attı. O tweetlere baktığımız zaman en son bir siyasiye yakışmayacak şekilde 'ya ben ya Barzani' dedi. Önce o bayrak asıldığında 'bir bürkrat asmıştır' dedi. Sonra Binali Yıldırım dedi ki 'hayır bürokrat değil biz yaptık.' Gene yuttu. Ondan sonra arkasından 'ya ben ya Barzani' dedi. Buna cevap olarak 'Barzani' aldı.