Alevîlik-Diyanet

Alevîlik-Diyanet

Ankara''da üç cemevine saldırı... Sonra Kartal Cemevi''nin dedesine saldırı...

Alevîlik çok hassas bir mesele. Geçmiş hâdiselere bakarak insanlar hemen işkilleniyorlar. Birileri içimizi karıştırmak mı istiyorlar? Belki bir psikopatın kafası doldurulup cemevlerine saldırtılmıştır. Birileri belki cemevi dedesiyle şahsî meselesi vardır ya da Ankara saldırısından bir netice alamayanlar, dedelere saldırarak istediklerini elde etme yoluna gitmişlerdir. Bir kıvılcım ortalığı ateş topuna çevirebilir.

Alevîlik meselesinde çok durdum. Sadece Aleviliği değil, Bektaşîliği de Arnavutluk''ta, Makedonya''da inceledim. Hacıbektaş''a da gittim. Hepsini yazdım. Bir hat çizmek mümkün görünmüyor. Herkes görüşüne, meşrebine göre, bir Alevîlik ortaya koyuyor. Kazdağları''nda Tahtacılarla, Tokat-Zile etrafında Sıraç Alevîleriyle, Ankara''nın bir köyünde başka Alevîlikle karşılaştım. İnsanların ilk öğrendiklerini çevirmeleri, ortak noktaya varmaları çok güç. Geçmişte İran-Safavî etki ve ekseni görülüp yasaklanması, sütreye çekilme ister istemez farklılaşmayı artırıyor. Kimi dedelik müessesini kabul ediyor, kimi kabul etmiyor. Kimi dedeler evli olmalı, diyor, kimi evliliği kabul etmiyor. Kimi cemevlerinde alenî cemde buluşulabiliyor, kiminde buluşulamıyor. Bunları denedim... Kazdağları''nda beni ceme almadılar. İstanbul''da, Ankara''da girdim. Yine Arnavutluk''ta, Tiran''da kendilerinin misafiri olduğum hâlde bütün ısrarlarıma rağmen ceme kabul etmediler.

Ali''siz Alevîlik meselesi gündemden düşmüyor. Ali''siz Alevîlik derken, Hz. Peygamber ve ailesinin reddi manası çıkıyor. Ya da Alevîliği siyasî maksat için kullananlar anlaşılıyor. Bunların cemde buluşmayla ilgileri yok. Eski Marxistlerdir. Marxizimde "dinsizlik" esas olduğu için "Alevîlik"in adı var, kendi yok. Ali''siz Alevîliği artık kabul edip bunu felsefî akım ve hatta din görenler de var.

Hz. Ali, Hz. Peygamber''in amcasının oğlu ve damadı. Halifelik seçiminde gadre uğruyor. Ama karşısına Hz. Peygamber''in hanımı Hz. Aişe duruyor. Hz. Aişe ilk halife Hz. Ebubekir''in kızıdır. Siyasetin tam içindedir. (Bir o döneme bakın bir de şimdi tarikatların kadını "insan" olmaktan çıkarmalarına bakın. Taliban örneği önümüzde. Türkiye''den etkilendiği cemaat/tarikat da malûm!)

Hz. Aişe üçüncü halife Hz. Osman''la cedelleşiyor. Sonra, "Hz. Osman''ı sen öldürttün!" diyerek oklarını Hz. Ali''ye çeviriyor.

O dönemde bu çekişmeler çatışmalı, ölümlü olurken, sonrasının nasıl geleceğini siz düşünün. Nitekim cedelleşme hiçbir zaman bitmemiştir.

Eski DİB Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu''nun -ki görüşlerine itibar edilen siyaset dışı bir isimdir- Alevîlik meselesinde başkanlığı döneminde söylediklerinden farklı söz söyleyen çıkar mı?

"... Alevilik bir defa mezhep değildir, çok açık. / Mezhebiz diyorlar. Biz böyle deyince de canları sıkılıyor. / Gerçekten Aleviliği bir mezhep saymamız mümkün değil. Şimdi güya cemevleri bizim ibadet yerimizdir. Yaptığımız cem ayinleri ibadetimizdir! Senin öyle sayman bir şeyi değiştirmez. Dine göre ibadet bellidir. (…) İslam tarihine, tecrübesine baktığımızda Aleviliğin tarikata benzer mistik özellikleri daha fazla. İşin kültür yönü var. Duygu yönü var… Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Sünni kuruluş değiliz. Yargıda Sünni yargı, Alevi yargı, Caferi yargı olur mu? Hukuk devleti. Laiklik var. Laikliğin olduğu yerde kamu kurumları ancak objektif kıstaslara göre tanımlanır. / (...) Cemevlerini ve benzeri dinî gelenek ve kültür merkezlerini ziyaret etmekten rahatsız olmam, aksine mutlu olurum. Biz, hiçbir ayırım yapmadan bütün Müslümanlara eşit mesafede durmayı, onlara din hakkında doğru bilgi ve hizmeti sunmayı, onlara kendi dinî geleneklerinde ve ilave mistik-kültürel geleneklerinde saygılı olmayı ifa ettiğimiz kamu hizmetinin gereği olarak görmekteyiz."

Ne talep edilse muallakta kalacak.

Yazarın Diğer Yazıları