Amansız hastalığın ahlaksız vurgunu!!!

Amansız hastalığın ahlaksız vurgunu!!!

"Kanserin ilacı bulundu da ortaya çıkartılmıyor!.."

Onlarca yıldır dile getirilen bu iddia bir şehir efsanesi mi, yoksa kanserin çözülmemiş gizemi kadar karanlık bir söylemden mi ibaret?..

Derler ki "kanserin ilacı bulunsa, trilyonlarca dolarlık onkoloji sektörü de yerle bir olur..."

Buna karşılık bilim çevreleri ise "kanserin ilacı olsaydı, hastalıkla uğraşan doktorlar, profesörler ölmezdi" gibi bir iddiayla öne çıkıyor!..

İnsanlığın başına bela olan kanser; havası, suyu, gıdası kirlenen dünyada insanlığı tüketen sinsi bir hastalık olarak çocuk, genç, yaşlı dinlemiyor ve her yıl milyonlarca insanın canını alıyor...

Bilimin kanserle mücadelesinin yanı sıra; ilaç üretiminin devasa bir endüstriye dönüşmesi yetmezmiş gibi, bir de dünyanın her tarafında "kocakarı ilacı" diye bilinen ve kimilerinin de "alternatif tıp" diyerek bitkiler üzerinden yürüttüğü umut ticareti var ki, bu da sömürü düzeninin bir başka parçası olarak hem hastaları yoruyor, yıpratıyor, hem de insanların gelecekle ilgili beklentilerini şaşırtıyor...

Evet; kanserin dehşeti kadar onunla mücadele etmek de dünyanın en zor ve en pahalı işi..

Norveç''teki Oslo Üniversitesi''nde Sağlık Politikası ve Ekonomisi üzerine araştırmalar yapan Prof. Dr. Adnan Kısa''nın 2018''de medyaya yansıyan bir açıklamasına bakılırsa, kanserin dünya genelinde doğrudan ve dolaylı toplam maliyeti 2017 yılında yaklaşık 1,5 trilyon dolar olarak hesaplanmış... Bu rakamın 2021''de 2 trilyon doları aştığı tahmin ediliyor...

Türkiye''de ise kanserle mücadelenin bütçeye yıllık yükü 3 ile 4 milyar dolar arasında değişiyor...

Kanserle mücadele sırasında bu devasa rakamların büyümesindeki asıl sebep ise yüksek maliyetli olduğu öne sürülen ilaçlar...

Bugün Türkiye''de bazı kanser ilaçlarının kutusu 10 ile 30 bin lira arasında değişiyor...

Uzmanlar bu rakamları savunmak için dünya ilaç endüstrisinin bir kanser ilacının üretimine 1 milyar dolar harcadığını öne sürüyor...
 

YÜZDE 5 BİN HIRSIZLIK!..

İnsanlığın baş belası bir hastalığın tedavisi elbette hem hastayı, hem de devletlerin bütçesini vuruyor...

Ama Türkiye gibi ülkelerde, ilaç sektöründeki rant bazen utanç verici örneklerle dışa vuruyor...

İşte CHP milletvekili Deniz Yavuzyılmaz''ın ulaştığı

Sayıştay Başkanlığı''nın "Üniversite Hastanelerinin Mali Yapılarının Sürdürülebilirliği Konusunda Denetim Raporu"nda sarsıcı ve şoke edici tespitler, ilaçlarla ilgili insanlığı utandıran fahiş rakamlar da var!..

İthal ilaçların gümrükten giriş fiyatlarının takip edilmediğine dikkat çekilen Sayıştay raporunda "Depocu giriş fiyatları gümrükten giriş fiyatı olarak kabul edilmesine rağmen, bu ilaçların gümrükten gerçek giriş fiyatlarının Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile SGK tarafından bilinmediği tespit edilmiştir" denilmiş...

Sayıştay, 41 firmanın 2017 yılında ithal ettiği ilaçların gümrükten giriş fiyatlarını Ticaret Bakanlığı''ndan temin ettiğine dikkat çekerek, en pahalı beş ilacın gümrükten giriş fiyatları ile izin verilen Türkiye satış fiyatları karşılaştırıldığında da, çok vahim çelişkiler belirlemiş...

İşte o ilaçların gümrükten giriş fiyatları ile Türkiye''deki satış fiyatları arasında 46.3 oranında farklar varmış...

Velhasıl ithalatçılar bu fiyat farklarıyla bir ilaçtan yüzde 4 bin 530 kâr marjı elde etmişler!..

Örneğin; gümrük girişi 468,56 TL olan bir ilaç eczanelerde 21.693,29 TL''ye satılmış...

Yüzde 4530''a ulaşan kar marjı kanser üzerinden rant elde edenlerin utancını da gözler önüne seriyor...

Peki, 500 lira civarındaki bir ilacı neredeyse 22 bin liraya satanlar kimler?..

Kanser ilaçlarından 12''sini ithal eden firmalar ile bu ilaçları satın alan firmaların yüzde 90''ının aynı olduğuna dikkat çekilen Sayıştay raporunda, SSK''nın, sağlık sektörünün ve en çok da hastaların nasıl soyulduğunu gösteren başka örnekler de var...

Rezaletin bir başka boyutu ise 2017 yılında hazırlanan bu raporun yayımlanmaması ve sansürlenmesi!!!

CHP''li vekil Yavuzyılmaz demiş ki;

"Bir ilaçtaki fark bile hastanelere ve SGK''ye çok büyük maliyetler getiriyor... Gümrük giriş fiyatı 200-300 TL olan kanser ilaçlarını hastanelere 20-30 bin TL''den satmak büyük bir soygundur..."

KİM BU VURGUNCULAR?..

Evet; gelişmiş ülkelerde her 100 bin kişiden 268''ine kanser teşhisi konulurken, az gelişmiş ülkelerde bu rakam her 100 binde 148 olarak belirtiliyor...

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) GLOBOCAN verilerine göre, dünya genelinde her 100 bin erkekten 205''inde, her 100 bin kadından ise 165''inde kansere rastlanıyor...

GLOBACAN''in son verilerine göre, gelişmiş ülkelerde her yıl yaklaşık 6 milyon kanser vakası, yaklaşık 2,9 milyon kansere bağlı ölüm gerçekleşiyor...

Az gelişmiş ülkelerde ise yaklaşık 8 milyon kanser vakası ve 5,3 milyon kanser ölümü kaydediliyor....

2012''den bu yana dünyada her sene en az 14 milyon arasında kişiye kanser tanısı konuluyor, en az 8 milyonu ölümle sonuçlanıyor...

Kimi kaynaklara göre de, dünyada her yıl kanser teşhisi konulanların sayısı 18 milyona ulaşıyor...

Bu arada 2030 yılında yıllık kanser vaka sayısının 21-22 milyona çıkması öngörülüyor...

Medicana International İzmir Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Lütfiye Demir''in medyaya yansıyan saptamasına göre, Türkiye''de 75 yaş altı her 4 kişiden 1''nde kanser gelişiyor...

Demir, "2020 yılında ülkemizdeki yıllık yeni kanser vaka sayısı 233 bin 834, kansere bağlı yaşam kaybı sayısı ise 126 bin 335 olarak gerçekleşti" demiş...

Şimdi asıl soruyu soralım; geçen yıl 233 binden fazla insanın kansere yakalandığı Türkiye''de, bu amansız hastalık üzerinden hem hastaları, hem de devleti soyanlar kimler?..

Bir ilaçta yüzde 5000 oranında kâr marjı elde eden insafsız umut tacirleri ve vurguncular neden deşifre edilmiyor, neden cezalandırılmıyor?..

Sayıştay''ın raporlarına yansıyan rezaletlere kimler göz yumuyor, bu raporların yayınlanmasını engelleyenler kimler?..

Diyeceksiniz ki; Korona salgını sırasında kendi bakanlığına fahiş fiyatla ilaç satarak devleti soyanlara ne yapıldı ki?..

Velhasıl; kanser, yaşamları sömürülen hastaları mahvederken, rantiye kirliliğinin virüsü sadece ilaç tüccarlarına değil, devletin bürokrasisine ve siyasetteki ortaklarına da sirayet etmiş!..

Amansız hastalıktan ahlaksız vurgunlar yapanlara da, bunlara göz yumanlara da yazıklar olsun!..

Yazarın Diğer Yazıları