Güney Kutbu’nu çevreleyen devasa buz duvarları, hem doğal bir harika hem de komplo teorilerinin odak noktası.
Antarktika’yı çevreleyen buz sahanlıkları, özellikle Ross ve Filchner-Ronne buz sahanlıkları, kıtanın en dikkat çekici özelliklerinden.
Yaklaşık 14 milyon kilometrekarelik bir alanı kaplayan Antarktika buz tabakası, dünyadaki tatlı suyun %61’ini barındırıyor ve ortalama 2 kilometre kalınlığında bir buz kütlesine sahip. Ancak, bazı komplo teorisyenleri, bu buz duvarlarının “düz Dünya”yı çevrelediğini ve gizli gerçekleri sakladığını iddia ediyor. Bilim dünyası ise bu iddiaları net bir şekilde yalanladı.
İngiliz Antarktika Araştırmaları Enstitüsü’nden (BAS) buzulbilimci Prof. Martin Siegert, “Uydu görüntüleri ve jeolojik veriler, Antarktika’nın bir kıta olduğunu ve çevresinde dünya çapında bir buz duvarı bulunmadığını açıkça gösteriyor” dedi.
BİLİMSEL KEŞİFLER: BUZUN ALTINDAKİ DÜNYA
Son yıllarda yapılan araştırmalar, Antarktika’nın buz tabakasının altında şaşırtıcı keşiflere yol açtı.
BAS’tan Dr. Mathieu Morlighem liderliğinde yürütülen bir çalışma, Denman Buzulu altında karalar üzerindeki en derin noktayı tespit etti: deniz seviyesinin 3,5 kilometre altında bir kanyon. Bu keşif, buz tabakasının altındaki karmaşık jeolojik yapıyı gözler önüne serdi. Ayrıca, 2022’de Londra Kraliyet Koleji’nden Dr. Christine Dow’un ekibi, Weddell Denizi bölgesinde 460 kilometre uzunluğunda bir buz altı nehir sistemi keşfetti. Bu nehirler, buzulların hareketini hızlandırarak okyanuslara karışmasına neden oluyor ve iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir rol oynuyor. Dow, “Bu sistemler, Antarktika’nın iklim değişikliğine nasıl tepki verdiğini anlamak için hayati önem taşıyor” diyor
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE BUZULLARIN GELECEĞİ
Antarktika’nın buz duvarları, sadece görsel bir şölen değil; aynı zamanda küresel iklimin düzenleyici unsurları. Ancak, küresel ısınma bu devasa yapıları tehdit etti.
BBC’ye konuşan Dr. Caroline Holmes, deniz buzullarındaki azalmanın “buz-albedo etkisi” nedeniyle okyanusların daha fazla ısı emmesine yol açtığını belirtti. Bu durum, erimeyi hızlandırarak deniz seviyesini yükseltebilir.
Leeds Üniversitesi’nden Prof. Anna Hogg ise, “Batı Antarktika’daki Thwaites Buzulu gibi yapılar, deniz seviyesini yarım metreden fazla yükseltebilecek potansiyele sahip” uyarısında bulundu. Thwaites, “Kıyamet Günü Buzulu” olarak anılıyor ve erime hızı bilim insanlarını endişelendiriyor.
KOMPLO TEORİLERİ VE BİLİMSEL GERÇEKLER
Antarktika’nın izole konumu, gizli üsler, eski uygarlıklar ve hatta uzaylı teknolojileri gibi komplo teorilerini besliyor. Ancak, NASA ve bağımsız uydu verileri, kıtanın bir ada kütlesi olduğunu ve çevresini dolaşmanın mümkün olduğunu kanıtladı.
Buzul jeoloğu Dr. Bethan Davies, “Buz duvarı kavramı, yapısal olarak sürdürülemez ve bilimsel olarak imkansız” dedi.
Frontiers in Marine Science’ta yayımlanan bir çalışma, buz tabakasının 900 metre altında deniz süngerleri ve yeni yaşam formları keşfetti, bu da Antarktika’nın aşırı koşullarda bile yaşam barındırabileceğini gösterdi.
GELECEĞE BAKIŞ: ANTARKTİKA’NIN ÖNEMİ
Antarktika, sadece bilimsel bir laboratuvar değil; aynı zamanda gezegenimizin geleceği için bir uyarı sistemi.
BAS tarafından hazırlanan “Bedmap3” haritası, buz tabakasının altında yatan yüksek dağlar ve derin kanyonları ortaya koyarak, kıtanın iklim değişikliğine karşı ne kadar savunmasız olduğunu gösterdi.
Araştırmacı Peter Fretwell, “Sıcak okyanus akıntıları, buzulları eritme riskini artırıyor. Bu, küresel deniz seviyeleri için ciddi bir tehdit” dedi.
Antarktika’nın buz duvarları, gizemli bir estetikle bilim dünyasını büyülerken, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir rol oynadı.
Uzmanlar, bu beyaz kıtanın sırlarını çözmek için çalışmalarını sürdürüyor. Peki, bu devasa buz kütlelerinin ardında başka hangi sürprizler yatıyor? Bilim, bu soruya yanıt aramaya devam ediyor.