Araştırmalar gerçeği ortaya koyuyor

Türkiye’yi çok ortaklı bir devlete dönüştürme, Türk Milletini reddetme noktasına gelmiş olan ihanet ittifakı ve etnik ırkçılık ortada iken her türlü iç çekişme bir kenara bırakılmalıdır.
Oslo’dan sonra örgütün istekleri sözde barış adına gerçekleştiriliyor. Yerel Yönetimler Yasası ile bazı belediye başkanlarının, vali hatta derebeyi olma yolu açıldı. Devleti etkisiz kılmak için her şeyi yapıyoruz. Kürtçe’yi yargıda savunma dili haline soktuk. Oysa meselâ Fransa tam tersini yaptı.  Biz egemenliği paylaştırmakla uğraşıyoruz. Bir taraftan dış ülkelerden aranan teröristleri neden geri vermiyorlar diye öfkeleniyoruz; içerdekilere ise al silahını git diyerek affediyoruz. Bu durumda yabancı ülkeler neden teröristleri iade etsinler ki?
Geçenlerde Erenköy’deki Kazım Karabekir Vakfı’nda Paşayı anma toplantısına katıldık. Rahmetli Karabekir Paşa’nın Türk ve Ermeni diye ayırmadan yetim kalmış çocukları sahiplenişi, onlara yurt açışı ve hizmetleri bir bir anlatıldı.
Türk Yurdu Dergisinin Ocak  sayısını herkese tavsiye ediyoruz. Bu sayıda Türk Milliyetçiliği Soruşturması adı altında birçok bilim adamının sorulara verdiği cevaplar var.
Çağımızın en önemli gerçeği bazıları içlerine sindiremese de milliyetçiliktir. Özellikle iktisadi ve kültürel milliyetçilik. Türkiye ’de Türk Milliyetçiliğine açılan savaş; doğan boşluktan başka bir ülke milliyetçiliğinin faydalanmasını doğurabilir. Hangi etnik gruba mensup olursa olsun, bir vatandaşımızın Türk milliyetçisi olmasını engelleyen hiçbir sınırlama yoktur.  Milliyetçiliğin misyonunu tamamladığı iddiaları Türkiye’yi tanınmaz hale getirecek yeni anayasaya yataklık etmektir. Türk milliyeti içindeki etnik unsurları uluslaştırma çabasıdır. Bu konuda başta Sayın Başbakan olmak üzere, bazı siyasilerin zihinlerinin ne kadar karışık olduğu ortadadır. Dün “sağa da sola da karşıyız” diyenler bugün “Türk ve Kürt Milliyetçiliklerine karşıyız”  simidine sarılıyorlar. Başbakanın Türkiye’de Türk milleti dışında değişik milletlerin var olduğu iddiasını bir bilimsel ve vazgeçilmez gerçek olarak ele almak ve klasik yağcılık örneklerini sergilemek moda oldu.  Başbakan herhalde bu konuda bir otorite değildir. Türk milliyetçiliğinin tarihi misyonunu tamamlaması tarihin sona ermesi ile mümkündür. Eğer bu düşünce Almanya’da, Fransa’da ve hatta ABD’de olduğu gibi yükselen bir trend olarak ortaya çıkamıyor ise, Türk milliyetçiliğini suçlamak yerine; kendilerinden bekleneni yerine getiremeyen, bazı aydınlar yüzündendir. Türk milliyetçiliği reddedilerek milli çıkarlar, sınırlar ve ekonomik menfaatler mi korunabilir? Türk milliyetçiliği kültürel ve Türk Milletini bütünüyle kavrayan bir tavır alışlar bütünüdür. Sınıfçı ve elitçi değildir. Ülkeyi bölmez, birleştirir.
Açılım paketlerinden çok şey bekleyenleri araştırmalar doğrulamıyor. 2009 yılında  “Konsensus Araştırma Şirketi” tarafından yapılan çalışmada, açılım macerası %67 oranında onaylanmamaktadır. Bilgesam tarafından yapılan araştırmada kendini Türk olarak kabul eden ve %90’lara varan ana kitlede açılım %20 kabul görmüştür. İktidarın terörle mücadelesini başarılı bulanlar Kürt deneklerde %23, Türklerde ise %18’dir. Terörist başını tecrit politikasına destek Kürtlerde %56, ana unsur olan Türklerde %64’tür. Açılımın örgütün amaçlarına hizmet ettiği ortaya çıkmaktadır. Yerel yönetimleri güçlendirmeyi çözüm olarak görenler Kürtlerde %14.8, ana kitlede ise %5.3’tür. Demokratik özerkliği çözüm görenler toplamda 11.9’dur. Federasyon talebi toplamda %5.7’dir. BDP’ye oy verenlerde %11. Kürtlerde terörist başı serbest kalsın diyenler %7.7, BDP’ye oy verenlerde %39. Algılanan ayrımcılığın etnik temelde olduğunu düşünenler %16’dır. Şu halde sorun Kürt sorunu değil; ırkçılık sorunudur. Irkçılık ne zamandan beri demokrasinin sorunu oldu?

Yazarın Diğer Yazıları