Cumhuriyetin ilk yıllarında liselerde jeoloji ve cebir eğitimi veriliyordu.
Mühendislik ve eczacılık gibi birçok alanda kullanılan cebir, ileri matematiğin zor olan bir dalı olmakla birlikte, bugün sadece uzmanlar tarafından çalışılan bir koldur.
Jeoloji ise temel inceleme konusu Dünya ve özellikle dış kabuğunu oluşturan katı maddesi "taş küre"nin içeriğinin, yapısının, fiziksel özelliklerinin, tarihinin ve yer kabuğunu şekillendiren süreçlerin incelendiği bilim dalıdır.
Günümüzde yüksek öğrenimde detaylandırılan bu alanların Cumhuriyetin ilk yıllarında ders olarak veriliyor olması, o günden bu güne eğitimin nasıl niteliksizleştirildiğinin göstergesi.
Ülkemizde her kriz anında sekteye uğratılan, gerekli bütçenin ayrılmadığı eğitim kurumu kaçınılmaz olanı yaşıyor aslında. Eğitim uygulanan sistem değişiklikleri ile yapboza dönerken, gün be gün niteliği düşürülen ders içerikleri ile kurumdan alınacak verim de törpüleniyor.
Öte yandan depremin ardından üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi tepki çekti. Kovid döneminde okul yüzü görmeyen öğrenciler şimdi de deprem nedeni ile okuldan uzaklaştırılmış oldu. Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği (YKKED) İzmir Şube Başkanı Özgün Utku, “Dünyada bilim, teknoloji koşar adım ilerlerken bu akıl almaz bir karardır” dedi.
Eğitim, toplumun gelişmesinin belirli bir aşamasındaki ekonomik düzenin gerektirdiği düşünce, davranış, bilgi ve becerilerin bireylere aktarılmasıdır. Dolayısıyla böylesi bir aktarım eğitim kurumları aracılığıyla olacaktır. Bu aktarım da eğitim kurumlarının mevcut durumunun ele alınması ve niteliğini artırmaya yönelik çalışmalarla anlamlı sonuçlar verebilir.
