Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım töreninde “Atatürk fotoğrafı” tartışması sonucu ihraç edilen 7 teğmenden yakasına Atatürk fotoğrafı takmayan Abdülaziz Altun ve ona destek olan, “Atatürk’e saygı duymuyorum” diyen Furkan Şahin açtıkları dava sonucu TSK’ya geri dönerken onlara tepki gösteren Atatürkçü teğmenlerin davalarının hepsi reddedildi.

"Ünüformalarımızdan uzakta olmak bizleri yaralıyor" diyerek 'Atatürk'e saygı duymayan'ların TSK’ya geri dönmesine tepki gösteren teğmenlerden dikkat çeken bir mektup geldi.

Teğmenler mektuplarında kendisine gazete diyen bazı yayın organlarının kişisel ve iletişim bilgilerini açıkça paylaşıldığı için onlarca tehdit, küfür ve tehdit dolu telefon aldıklarını söyledi ve düşüncelerinde geri adım atmayarak “Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden ve ona destek olan kişilerin mahkemelerce mesleğe iade edilmeleri bizler için kabul edilemez bir durumdur” dedi.

Kararı "Türk milletinin takdirine bırakıyoruz" ifadeleri de dikkat çekti.

TELE1'den Ersin Eroğlu'nun haberine göre, Teğmenlerin mektubunun tamamı şöyle:

‘EVLADI OLMAKTAN GURUR DUYDUĞUMUZ TÜRK MİLLETİNE!’

“Mazisi dünya tarihinin bilinen en eski dönemlerine kadar ulaşan, şanla, şerefle dolu asil Türk milleti!
Bizler sizin bağrınızdan çıkmış, sizin desteklerinizle bugünlere gelmiş ve sizlerin bekası ve aziz vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak için gerekirse canını ortaya koymak üzere yemin etmiş, üniforması haksızca elinden alınmasına rağmen ruhunda askerlik şerefini hala taşıyan Türk subaylarıyız...

Dününden ders alan, yarınlarını Aziz Atatürk’ün koyduğu muasır medeniyetler hedefi olarak belirlemiş, balkan savaşında ordunun siyasete karışmasının, 15 Temmuz'da ise tarikat ve cemaatlerin ordu içinde yapılandığında Türk milletinin ne büyük bedeller ödediğini bilen, Balkan Savaşı’nı okumuş, 15 Temmuz’u yaşamış asil Türk milletinin evlatları olarak, Cumhuriyetimizin kurucusu, ebedi başkomutanımız Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ün aziz hatırasına alenen saldırı ve saygısızlık yapan sözde teğmen ile ona destek veren diğer iki teğmene tepki göstermeyi vatani görev bildiğimiz için sessiz kalmayı ne damarlarımızda akan asil kana, ne de üzerimizde bulunan ve ruhumuza işlemiş şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri üniformasına yakıştıramadığımdan tepkimizi gösterdik.

'BUGÜNE KADAR SESSİZ HAK ARAYIŞIMIZI SESSİZ SÜRDÜRDÜK...'

Bugüne kadar hep sessizce hak arayışımızı sürdürdük. Adaleti mülkün temeli olarak gördük ve bağımsız Türk yargısına güvendik. Hak arayışımız ya mahkemelerden aldığımız ret kararları ile ya da geciktirilen hükümler ile sekteye uğrasa da hak arayışımızı meşru zeminden ayrılmadan sürdürdük. Bugüne kadar hakkımızda çıkan haberler ile bizler ve ailelerimiz töhmet altında bırakılırken, hakkımızda aşağılık yöntemlerle iftiralar atılırken, sosyal medyada sayısız küfre ve hakarete maruz kalırken hatta kendisine gazete diyen bazı yayın organlarında kişisel bilgilerimiz ile iletişim bilgilerimiz açıkça paylaşıldığı için onca tehdit mesajı, küfür ve tehdit dolu telefonlar alırken dahi milletimizin bize verdiği desteği kullanıp hiçbir yerde konuşmadık.

Lakin Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden ve ona destek olan kişilerin mahkemelerce mesleğe iade edilmeleri bizler için kabul edilemez bir durumdur! Bu mahkeme kararlarını adına hüküm kurulan Türk milletinin takdirine bırakıyoruz.

"ÜNÜFORMALARIMIZDAN UZAKTA OLMAK BİZLERİ YARALIYOR"

10 Kasım’da yakasına Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden, Cumhuriyetin temel değerlerine karşı olduğunu ifade eden, Atatürk’e, laikliğe hakaret eden kişilerin şerefli Türk askeri üniformasını giydiği ortamda, Aziz Atatürk’e bağlılık gösteren, tekrar 15 Temmuzlar yaşanmasın, Türk milleti tekrar aynı acıları yaşamasın gayesi ile hareket eden bizlerin mahkemelerden olumsuz cevaplar alması veya mahkeme gününün verilmemesi ile çok sevdiğimiz üniformalarımızdan hala uzakta olmamız bizleri her geçen gün daha çok yaralamaktadır.

Sözlerimizi Aziz Atatürk’ün “Efendiler ve ey millet , biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz” sözleri ile bitiriyor ve Türk milletini saygıyla selamlıyoruz.
İlelebet Cumhuriyet, ilelebet Atatürk!”