Atatürk'ün çözümü ve çözüm süreci

Toplumun 31 Mart seçimlerinde ortaya koyduğu "Demokrasi çatısı altında, hukuk çatısı altında, adalet çatısı altında, ortak hak arayışında yan yana durabilme hali, eşit koşullarda mücadele edebilme hali, Kürt sorunu çözülmesine de vesile olacak"mış…

"Kürt sorunu parlamentoda çözülmeli"ymiş.

"Akil veya farklı yapılarla Kürt sorununu çözmeye dönük irade" sergilenmeliymiş!

***

Yavaş!

Biraz yavaş Canan Hanımcığım;

Zira, taş düşebilir, ayı çıkabilir, genişletmeye çalıştığınız o ittifaklar karpuz gibi çatlayabilir ve dahi elinizde patlayabilir.

O kadar da değil!

***

Haklısınız, hatta çok haklısınız, insanlar son seçimde iktidara net bir şekilde "İnançlarımızı suistimal edemezsin, değerlerimizi suistimal edemezsin, kendi geleceğin için bizi kullanmana izin vermeyeceğiz" dedi.

Ve lakin…

Muhalefete, "Sana bağladığımız umutları suistimal edebilirsin, güvenimizi suistimal edebilirisin, kendi ideolojik menzilinde bizi, oylarımızı kullanabilirsin" demedi.

Nereden çıktı şimdi bu yeniden çözüm süreci?

Seçmenden "Millet İttifakı" oy istedi, seçmen de "Millet İttifakı"na oy verdi; bu "Demokrasi İttifakı" nereden çıktı şimdi?

***

Kaldı ki; bir terör örgütünün, PKK'nın, 40 yıl boyunca  üstelik de insan katlederek oluşturduğu "algı""Türkiye gerçeği" kabul edip, bir etnik kimliğe "eşitlik" adı altında "ayrıcalık" sağlayınca mı tesis edilecek bu "demokrasi"?

Aidiyeti Türkiye Cumhuriyeti olan herkesin ortak kimliği olan "Türk"ten "Kürt" kopararak mı tesis edilecek? Sonra Ermeni belki… Sonra Gürcü… Laz… Roman… Alevi… Süryani…

Böyle mi?

AK Parti'nin, 2002'den başlayarak 2015'e kadar "ilerisi"ni yapmaya şey de zaten bu değil miydi?

***

Bir konuyu netleştirelim, yanlış anlaşılmış belli ki;

Türkiye'nin "Kürt sorunu" yok; Türkiye'nin Kürtlerle başlayıp diğer etnik kimlikleri de kuşatan bir bölücülük sorunu var. Terör sorunu var. PKK sorunu var. Tırnak içinde "İmralı" sorunu var. Terörün, "çözüm yeri" dediğiniz TBMM'ye sızmış "siyasi ayağı" sorunu var!

Türkiye'nin, caniler Oslo'da "çözüm süreci boyunca metropolleri patlayıcılarla doldurduklarını" açık açık söyledikleri, sonra o patlayıcılarla aralarında çocukların, gençlerin, kadınların, kızların, bebeklerin olduğu onlarca insanımızı parçaları bulunmayacak hale gelecek şekilde öldürüldükleri halde, üç maymunlaşma var!

***

Mesele "demokrasi"yse; "Kürt sorunu"nu her telaffuz edişinizde giderek daha da derinleşen bir "Türk sorunu" yaratıyorsunuz memlekette!

Mesele "hukuk"sa; devletin "inleri" dışında bir terör örgütüyle muhatap olabileceği tek yer mahkeme salonlarıdır "hukuk devleti"nde!

Mesele "adalet" ise; bu konuyu, "Kürt sorununu çözmek uğruna(!)" katledilen 40 bin insanın aileleriyle konuşun bence; doğmadan babasız kalan şimdi belki dedesiz bebeklerine gebe bebeklerle…

***

"Atatürk'ün kurduğu parti"nin ilkelerini benimsemiş her CHP'li bilir sanıyorum ama "ola ki" deyip tekrar edeyim; Atatürk çözümü "hain/düşman/işgalciyle müzakere"de görseydi kelle koltukta Anadolu'ya geçmez, İngiliz'lerle "müzakere(!)" halindeki Vahideddin'in yanında kalmayı tercih ederdi! Ama O, üstelik de kellesine ödül konmuş, üniforması elinden alınmış bir asker olarak, topla, tüfekle, süngüyle kurdu Türkiye Cumhuriyeti'ni…

 

///////////////////////////////////////

Yeni Türkü… ODTÜ… Yozlaşma…

++++++++++++++++++++

 

Yeni Türkü'nün 40. Yıl Konseri için, grubun temellerinin de atıldığı ODTÜ'deydik geçen Cumartesi; Vişnelik'te.

Müzikal anlamda kimseyi gittiğine pişman etmeyecek bir konserdi.

Ara ara tatlı sert göndermelerle muhalif hislere de hitap etti… Bir de finalde patlattıkları İzmir Marşı'na binlerce insanın tek ses eşlik etmesi…

İnsanın "bundan iyisi Şam'da kayısı" diyesi geliyor değil mi?

Değil.

Çünkü, toplumsal yozlaşmanın etkileri burnumuzdan getirdi.

İki lafım var.

BİR:

Şu kriz ortamında paraya kıymış bilet almışsın. Üç saat önceden gelip kuyrukta beklemişsin. İki buçuk saat konser izlemişsiniz. Yarım saat mi beklemek zor geldi güzel kardeşim? Konserin bitimine dört-beş şarkı kala toplu kalkış da nedir? Hem sahnedekilere, hem ite kaka önünden arkasından geçtiğiniz saygılı izleyicilere saygısızlık. Saygısızsınız.

İKİ:

Yer: ODTÜ. Sahneden yeşili, ağaçları korumak için sergilenen duruşa destek mesajları yükseliyor.  Bu mesajları ayakta alkışlayıp, pofur pofur içtiğin sigarayı bulunduğun çim alana atıyorsun; hangisi sensin şimdi? Samimiyetsizsiniz.

 

Yazarın Diğer Yazıları