Atatürk’ün takdir edip ödüllendiği kadın muhtar

31 Mart’ta 50 bin 370 muhtar da seçilecek.

Adaylar arasında kıran kırana bir yarış yaşanıyor.

Seçim çevresinde en yüksek oyu alan muhtarlık koltuğuna oturacak.

...

Peki, ideal muhtar nasıl olmalı?

Sorunun yanıtını Nazmi Kal’ın Ziraat Bankası Yayınları arasında çıkan “Atatürk’le Yaşayanlar” kitabında Atatürk’ün manevi kızı tarihçi-sosyolog Prof. Afet İnan’ın bizzat tanık olup anlattıklarında buldum.

Özetleyerek nakledeyim:

Atatürk, beraberinde Afet İnan ve çalışma arkadaşları olduğu halde otomobille Ankara’dan İstanbul’a gidiyordu.

Kazan köyünden geçerken köylülerin kendisini karşılamak için yol üzerinde toplandığını görüp onlarla konuşmak istedi, şoföre durmasını söyledi.

Otomobil durdu. Ancak köylüler çekingen duruyor, hiçbiri yanlarına gelmiyordu.

Biraz bekledikten sonra köylü giysileri içinde bir kadın gelip Atatürk’e, “Paşam hoş geldiniz. Size ayran hazırlamıştık, yolculuğunuza ara verip bizimle içer misiniz” dedi.

Kadının özgüveni yüksekti, gayet güzel konuşuyordu.

Adının Satı Kadın olduğunu söyledi, muhtarlığa yeni seçildiğini ifade etti.

Bu kadarla kalmadı, köyün sorunları ve bunları çözmek için neler yapmayı düşündüğünü anlattı, merkezî yönetimden beklentilerini dile getirdi.

Ayranlarını içip bir süre sohbet ettikten sonra oradan ayrıldılar.

Atatürk, hemen yanında oturan yakın çalışma arkadaşı Nuri Conker’e döndü, muhtar kadını kastederek “Bak” dedi, “Tam milletvekili olacak kadın... Onu milletvekili yapacağız.”

Conker çok şaşırmıştı. Zar zor “Ya öyle mi?.. Bize demek böyle arkadaşlar getireceksiniz” yanıtını verdi.

Atatürk, “Daha fazlasını getireceğiz. Göreceksiniz” diye konuştu.

Gerçekten de 1935’te yapılan seçimde Satı Kadın, Ankara Milletvekili olarak Meclis’e girdi.

Meclis’te de başarılı oldu. Ziraat Komisyonu’nda görev aldı, köylere yol-su-sağlık ve eğitim hizmetlerinin götürülmesi ile köylülere modern tarım araç-gereçlerinin temini için canla başla çalıştı, Halkevlerinin yaygınlaştırılması için gayret gösterdi.

Milletvekilliği yaptığı süre içinde Ankara’da mütevazı bir evde yaşadı ve köyünden gelenleri bu evde ağırlayıp sorunlarıyla yakından ilgilendi.

1956 yılında 66 yaşında hayata veda etti.

Doğup büyüdüğü köyde yani bugünün Kahramankazan ilçesinde anıt mezarı var.

Buradaki evi de müzeye dönüştürüldü.

...

Son sözüm şu:

31 Mart’taki seçimde muhtar seçilmekten daha önemlisi şu:

Satı Kadın gibi yöresinin sorunlarını ve onların nasıl çözüleceğini bilen bir muhtar olmak.

Yazarın Diğer Yazıları