Marmara Denizi'nden balık yenir mi. Uzman isimler açıkladı

Marmara Denizi'nden balık yenir mi. Uzman isimler açıkladı
Balık avlama sezonunun başlamasıyla birlikte Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorunu yeniden gündeme geldi. Aylar sonra ağlar balıkla dolarken müsilaj ile ilgili alınan acil eylem planı işe yaradı mı? Uzman isimler Marmara’daki son durumla ilgili açıklamalarda bulundu.

Balık avlama sezonunun başlamasıyla birlikte Marmara Denizi''ndeki müsilaj sorunu yeniden gündeme geldi. Müsilaj Bilim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Mustafa Sarı ile Prof. Dr. Saadet Karakulak’a tehlikenin geçip geçmediğini anlattı.

Hürriyet yazarı Fulya Soybaş''a konuşan Bandırma 17 Eylül Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi, Müsilaj Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Marmara denizi yüzeyinde şu an müsilaj yok. Yapılan çalışmalar kapsamında yüzey tamamen temizlendi. Ancak tehlike tam olarak geçmedi, diplerde devam ediyor. Dipte halen küme halinde büyük parçalar var. Bu parçaların olması tehlikenin geçmediğinin göstergesi" dedi.

Marmara''dan balık yenebilir mi sorusunu da yanıtlayan Prof. Sarı, "Sağlık- Çevre ve Şehircilik- Tarım ve Orman Bakanlıklarımız var. Bunların teşkilatları var. Sürekli analizler yapılıyor. Balığın yenmeyeceğine dair bir kanaate ulaşılırsa zaten açıklayacaklardır. Sadece resmî kurumların açıklamalarını dinlemeli, uyarılarını dikkate almalıyız" ifadelerini kullandı.

Denizlerimizin güvenliği ve sürdürülebilir balıkçılık için 22 maddelik bir acil eylem planı oluşturulmuştu. Ne durumdayız? Sorusuna cevap veren Prof. Sarı, “Bu plan benzer bir kâbus yeniden yaşanmasın diye oluşturuldu. 22 maddelik planının 3 maddesi balıkçılık ile ilgiliydi; balıkçılara destek sağlanması, hayalet ağların temizlenmesi, ekosistem esaslı balıkçılık yönetimine geçilmesi. Bunların bazıları yapıldı bazıları yapılmakta bazılarına ise hiç başlayamadık. Öncelikle, balıkçılara küçük de olsa destek bir destek sağlandı, bu iyiye işaret ancak balık koruma alanlarının oluşturulması konusunda maalesef yeterince adım atamadık. Malum, Marmara Denizi tüm balık türleri için bir koridor. Koridorun kapıları İstanbul ve Çanakkale boğazları. Balığın bu koridor içinde bollaşmasını istiyor, gelecek kuşaklar balık sıkıntısı yaşamasın istiyorsak bu koridorları açık tutmamız lazım. O nedenle boğazlarda avcılığa verilen izinleri yeniden gözden geçirmeliyiz. İstavrit, hamsi, sardalye başta dökme olarak balık avlanması, bunların balık unu- yağı fabrikalarına satılması yasaklandı. Yerinde bir karar. Ama ekosistem esaslı balıkçılık için yetmez. Öte yandan denizin dibini kazıyan, hayalet ağlar kullanmaya devam ediyoruz. Bunların temizlenmesi için Tarım Bakanlığı bir çalışma başlattı ama ne aşamada bilmiyoruz. Ayrıca evsel, tarımsal, endüstriyel atıklarımızı denize göndermeye devam ediyoruz. Mevcut arıtma tesislerinin iyileştirilmesi- yenilerinin geliştirilmesi en az üç yıl içinde olabilecek. Anlayacağınız yolumuz uzun.” dedi.

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknoloji ve Yönetimi Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Firdevs Saadet Karakulak da şunları söyledi:

“Müsilajın balık gıda güvenliğine, habitata- mercanlara, deniz çayırlarına etkisi ne? Etkisi varsa ne yapmak lazım? Bunlar henüz araştırılıyor. Bu sorulara cevap arayan, TÜBİTAK destekli, 37 farklı proje var ve nisan- mayıs gibi sonuçlanacak. Çalışmalar sürüyor. Bazı tahminlerimiz var tabii. Müsilajın canlılar üzerine bir etkisi olduğunu düşünüyoruz çünkü ani oksijen değişimleri oldu, balık ölümleri görüldü. Bunları yok sayamayız. Zaten son 20 yıldır Marmara’da stoklarda ciddi bir çöküş var. Eskiden 80 bin ton olan av miktarı 24 bin tona kadar geldi. İyi balıkçılık yönetimi yapılması lazım.”

İlgili Haberler