Avukat ve hukukçulardan Başkanlık raporu

Avukat ve hukukçulardan Başkanlık raporu
Aralarında avukat ve hukukçularında bulunduğu 2023 Lider Ülke Türkiye Platformu yeni anayasa ve başkalık üzerine bir rapor hazırladı. Raporda Başkanlık sisteminin getireceği sıkıntıların yanı sıra sitemin açıklarına da dikkat çekildi.

2023 Lider Ülke Türkiye Platformu, Başkanlık ve getirilmek istenen yeni anayasa üzerine kapsamlı ve çarpıcı bir rapora imza attı. Raporda Başkanlık sisteminin getireceği sıkıntıların üzerinde durulurken, getirilmek istenen sistemin birçok açığı bulunduğu da gözler önüne serildi.

“Her ne kadar 18 maddeden oluşsa da, değişikliğe gidilen maddeler ve bağlantılı hükümler dikkate alındığında Anayasa’nın 60’dan fazla maddesinde değişiklik yapılmak istenmektedir” diyerek yeni anayasa teklifinin getirdiği tehlikelere dikkat çeken platformun raporundan öne çıkanlar şöyle:

“Bugüne kadar 1982 Anayasası 18 kez değişikliğe uğramış, 112 maddesinde önemli değişiklikler yapılmıştır. (Bazı maddeleri birden fazla kez değişikliğe uğramıştır) Anayasanın toplamda 177 madde olduğu düşünüldüğünde yapılan değişikliklerin ne denli kapsamlı olduğu açıktır.

82 Anayasasındaki en kapsamlı değişikliklerden biri 2010 yılında yapılmıştır. Hatırlanacağı üzere 12 Eylül 2010 yılında gerçekleşen halkoylaması sonrasında, aralarında HSYK’nın ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısını da değiştiren 24 madde yeniden düzenlenmiştir.

60’DAN FAZLA MADDE DEĞİŞTİRİLMEK İSTENİYOR

Aradan geçen kısa sayılabilecek zamanda, 2010 Anayasa değişikliğini hazırlayan ve ‘’evet’’ propagandası yapanların ‘’yanıldık’’ sözlerine şahitlik edilmiştir. Kanaatimiz odur ki bu yanılgıya, toplumsal uzlaşı gerektiren Anayasa değişikliği teklifinin toplumun tüm kesimlerini kucaklamadan hazırlanması ve yeterince tartışılmadan halkoyuna sunulması sebep olmuştur.

Bugünlerde hazırlanan teklif ise, 2010 yılından daha kapsamlıdır. Her ne kadar 18 maddeden oluşsa da, değişikliğe gidilen maddeler ve bağlantılı hükümler dikkate alındığında Anayasa’nın 60’dan fazla maddesinde değişiklik yapılmak istenmektedir.

Dahası, getirilen teklifle yönetim sisteminde değişikliğe gidilmekte, ‘’parlamenter sistem’’ terk edilerek yerine ‘’başkanlık sistemi’’ ikame edilmektedir.

Her ne kadar 200 yıllık bir mazisi olduğu ifade edilse de Türk Devlet geleneğinde parlamentonun/meclisin önemi çok daha eski çağlara dayanmaktadır.

Prof. Ahmet Taşağıl’ın ‘’Türk Model Devleti Gök Türkler’’ isimli çalışmasında şu şekilde ifade edilmektedir:

‘’ Gök Türkler’de meclis kelimesinin karşılığı ‘’toy’’ idi. Önemle belirtmek gerekir ki çok önemli bir hukuki kurum olan meclis (toy) Gök Türk tarihinde mühim yer tutmuş, hükümdarların tahta geçirilip indirilmesinde büyük roller oynamıştı.

Türk hükümdarı kanunları (töre) uygular, kendisi de uyar fakat kanun yapamazdı. Kısacası başka milletlerde olduğu gibi mutlak hükümdar değildi. Kağanın icraatı millet tarafından meclis vasıtasıyla kontrol ediliyordu.

Bilge Kağan’ın (716-734) ileri sürdüğü teklifler (Gök Türk şehirlerinin etrafının surla çevrilmesi ve Budizm’in ülkede propaganda edilmesi) meclis tarafından kabul edilmemişti. Bu meclis kağanı meşrulaştırdığı gibi gerekçe göstererek red de edebiliyordu.’’

‘TEK ADAM’ STATÜSÜ

Getirilmek istenen ‘’başkanlık sistemi’’ ise dünyada en iyi uygulandığı ülke olan ABD’deki örneğinin aksine erkler arasında sıkı bir ayrımı değil, yürütmenin yasamaya yani meclise de hakim olduğu bir yapıyı öngörmektedir.

Zira, Türkiye’nin en antidemokratik yasaları arasında sayılan Siyasi Partiler Kanunu ve dahi Seçim Kanunu mevcut hali ile Parti Genel Başkanlarına ‘’tek adam’’ statüsü kazandırmaktadır.

Bu haliyle partili bir Cumhurbaşkanı’nın, partisinin başında gireceği seçimleri kazandığı takdirde, hem yürütmeye hem de yasamaya hakim olacağı açıktır. Bunlara ek olarak Cumhurbaşkanı’nın, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ni de doğrudan (bizzat atama) ve dolaylı (kendi seçtirdiği meclis eliyle atama) şekilde kendisinin belirlediği düşünüldüğünde sistemin ‘’kuvvetler ayrılığı’’ olmaktan çıkıp ‘’kuvvetler birliğine’’ dönüşeceği çok büyük bir risk olarak önümüzde durmaktadır.

TOPLUMSAL KAMPLAŞMANIN ÖNÜNÜ AÇACAK

Parlamenter sistemin sorunları olduğu ve bunların çözüme kavuşturulması gerektiği de değerlendirilmesi gereken bir gerçektir. Ancak, ülkenin tüm sorunlarının çözümünde olduğu gibi Anayasal sorunların da çözümünün toplumsal uzlaşı ve demokrasiden geçtiğini unutulmamalıdır.

Adil, denetlenebilir ve güçlü bir yönetim sistemi oluşturmak bir ay içerisinde hazırlanan ve kişiye özel düzenlemeler getirdiği görülen bu değişiklik teklifi ile mümkün olmayacak, bu şekilde gerçekleştirilecek bir değişiklik yeni toplumsal kamplaşmaların önünü açacaktır.

Anayasa Değişiklik Teklifi hakkındaki değerlendirmelerimiz, kişiler bazında olmayıp getirilmek istenen yeni yönetim sisteminin doğuracağı sorunlara/yaratacağı risklere dikkat çekmek amacıyla yapılmıştır. Unutmamak gerekir ki, sistem tartışmaları toplumsal, ekonomik ve siyasal hayatı olumsuz etkilenmekte, huzursuzluğa neden olmaktadır. Bu bağlamda üzerinde yeterince tartışma yapılmadığı ve mutabakat sağlanmadığı gözlenen bu teklifin, yakın gelecekte yeni sistem düzenlemelerine ve yeni anayasal değişikliklere yol açabileceği, içerisine girilecek bu tartışma ve arayışların ortaya çıkaracağı gerilimin ise ülkemize taşınması güç maliyetler yaşatacağı geçmiş tecrübelerle sabittir."

2023 LİDER ÜLKE TÜRKİYE PLATFORMU
HUKUK KOMİSYONU

İlgili Haberler