Ayıplı barış süreci

Bir “ayıp” arayışıdır sürüyor. Ayıp İmralı tutanaklarını açıklayan ve görevini yapan gazete ve gazetecide mi; kirli çamaşırları ortaya dökenlerde mi; yoksa  “terörle bir yere varılmaz”  laflarıyla toplumu oyalayan, gazını alan, terör örgütüyle senelerdir görüşen, silah bırakmamış bir örgütü ve cinayet şebekesini muhatap alanlarda mı? Ayıp bir yerlerde ama bunu ortaya koyacak demokrasinin basını Türkiye’de çok zayıf...Yıllardır bu çirkin ilişkiyi örgütte sürdürenler, demek ki terörle mücadeleyi böyle anlıyorlarmış...
İmralı tutanakları ortalığı fena karıştırdı. Bu tutanaklar  “Başkanlık Anayasası”nı ve başkanlık sistemini zora soktu. BDP ve terör örgütünün desteğiyle mi Çankaya’ya çıkılacaktı? Bu çok üzücü ve düşündürücüdür. İktidar, Türk milletine izah edemeyeceği bir durumla karşı karşıyadır. Bunu  “Kan akmasın, barış olsun, analar ağlamasın”  gibi manevralarla geçiştirmek, örtmek, ve toplumu sürekli kandırmak mümkün değildir. Milli iradeyi temsil edenler, bu davranışlarla milli iradeye yabancılaşmış olmuyorlar mı ? Çeşitli kamuflajların, perdelerin arkasına gerçekleri saklamak ne kadar mümkün?
   Bizler terörle mücadele edildiğini zannediyorduk. Terörle mücadele edip kanlarını ve canlarını ortaya koyanlarla çeşitli tertipler altında mücadele edildiğini gördükçe doğrusu şüphelenmiyor da değildik.  Ancak, bugün ortaya çıkan iş birliği ve anlaşma arzusunu doğrusu beklemiyorduk. Başbakan yardımcılarının  “Gerekirse Öcalan ile de görüşürüz”  şeklindeki garip beyanatlarını da unutmamamıza rağmen...
Türkiye demek bu uzlaşma dolayısıyla asıl terörle mücadele edilmesi gereken yerle, Irak’ın kuzeyine müdahale edemiyordu. Tam tersine bu bölgeye her türlü desteği veriyor, Irak Merkezi Yönetimi ile de ters düşüyorduk. Nerden bakarsak bakalım; ortada siyasi bir  “şike”  vardır.
Ancak bu şikeyi değişik boyutlarıyla ortaya koyacak yazılı ve görüntülü basının önemli bir bölümünün iktidarca güdüldüğü ortaya çıkıverdi. Tutanakları yayınlayan gazete  patronuna  “... biz bu gazeteyi size muhalafet yapasınız diye mi aldırdık”  denmesi, Başbakanın  “Batsın böyle gazeteciliğiniz” beyanları aslında ülkenin son yıllarda demokrasiye ne kadar kan kaybettirdiğimizi gösteriyor.
Çocuğunu vatan için şehit vermekle övünen aileler, terör örgütüyle uzlaşma yanlışı üzerine ne diyeceklerdir? Şehitlerimize neden layık olamadınız, şimdi yine gözyaşlarımız akıyor, bu barışın(!) karşılığı nedir, diye sormayacaklar mı?
   Terör örgütüyle uzlaşma merakı içine giren ülkeler hep kaybetti. İspanya ve İngiltere’de neler oldu açıktır. Bu yazı herhalde bu garip barış sürecine bazıları gibi alkış tutamaz ve alkışlayamazdı.

Yazarın Diğer Yazıları