AYM Başkanı Arslan'dan kuvvetler ayrılığı vurgusu

AYM Başkanı Arslan'dan kuvvetler ayrılığı vurgusu
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yüce Divan Salonu'nda düzenlenen ve Erdoğan'ın da katıldığı törende gerçekleştirdiği konuşmada kuvvetler ayrılığı ilkesine vurgu yaptı.

Anayasa Mahkemesinin 57. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Yüce Divan Salonu’nda tören düzenlendi. Zühtü Arslan'ın konuşmasının önceki yılların aksine televizyon kanalları tarafından canlı yayınlanmaması dikkat çekti.

Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Yargıtay Başkanvekili Mehmet Kürtül, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, yüksek yargı organlarının başkan ve üyeleri ile yabancı konuklar katıldı.

Zühtü Arslan, törende yaptığı konuşmada, bireysel başvuru hakkı tanınmasının ardından Yüksek Mahkemenin bu konuda geliştirdiği hak eksenli yaklaşımını norm denetimine de yansıttığını söyledi. Türkiye’de anayasa yargısında önemli bir başka evrenin 2017 anayasa değişikliğiyle başladığına işaret eden Arslan, 9 Temmuz 2018’de yürürlüğe giren değişiklikle Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin anayasallık denetimi yetkisinin Anayasa Mahkemesine verildiğini belirtti. Arslan, böylece Anayasa Mahkemesinin görev alanının, yasama işlemleri yanında yürütmenin ilk elden düzenleyici işlemi mahiyetinde olan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yargısal denetimini de içine alacak şekilde genişletildiğini anlattı.

‘YENİ SİSTEMİN ALAMETİFARİKASI KARARNAMELER’

“Anayasa değişikliğiyle benimsenen yeni sistemin en önemli kurumunun, tabir yerindeyse ‘alametifarikası’ Cumhurbaşkanlığı kararnameleridir” diyen Arslan, bu nedenle Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin anayasallık denetiminin, “yeni sistemin üzerine dayanması gereken denetleme ve dengeleme mekanizması bakımından hayati derecede önemli olduğunu” söyledi. Arslan, bu seneki kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen sempozyumun konusunun da, “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuki rejimi ve anayasallık denetimi” olarak belirlediklerini kaydetti.

‘KUVVETLER AYRILIĞI’ VURGUSU

Anayasa Mahkemesinin görevinin söz konusu anayasal hükümleri uygulamak suretiyle önündeki iptali talep edilen Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin Anayasaya uygunluk denetimini gerçekleştirmek olduğunu ifade eden Arslan, “Anayasa Mahkemesinin bu kararları, bir yandan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hukuki rejimini açıklığa kavuşturacak, diğer yandan da yeni hükümet sisteminde yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki ilişkilerin mahiyetine önemli ölçüde ışık tutacaktır” diye konuştu. Demokrasiyi ‘özgürlükler rejimi’ kılan ilkelerden birinin de kuvvetler ayrılığı olduğunu vurgulayan Arslan, kuvvetler ayrılığı fikrinin Osmanlı Devleti’nin son döneminden itibaren savunulduğunu belirtti. Başkan Arslan, şöyle konuştu:

“Bugün de Türk anayasal sisteminin önemli bir unsuru olan kuvvetler ayrılığı, Anayasa’nın başlangıç kısmında ‘belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve iş birliği’ olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda ‘iş bölümü’nün her devlet her bir devlet organının anayasal yetkilerini kullanarak kendilerine verilen görevleri yerine getirmek anlamına geldiği açıktır. Anayasa Mahkemesine göre kuvvetler ayrılığı ilkesi, erklerin birbirleriyle bağlantısız bir şekilde çalışmaların değil, aksine kendi anayasal yetkilerini kullanarak iş birliği içinde çalışmalarını gerektirmektedir. Bu bağlamda kuvvetler ayrılığı, hiçbir şekilde kuvvetler çatışması değildir.”

‘HER TÜRLÜ PARALEL YAPIYA KARŞI BAĞIMSIZLIK’

Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, konuşmasında ayrıca anayasal kimliğin temel unsurlarından olan hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığının, yargının yasama ve yürütmeden bağımsız olmasını gerektirdiğini, bu anlamda yargı bağımsızlığının demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz gereklerinden biri olduğunu vurguladı. Arslan, “Esasen bu durum tüm hukuk sistemleri için ve her dönemde geçerlidir. Diğer yandan son yıllarda yaşadığımız tecrübeler, yargının sadece yasama ve yürütmeye karşı değil, aynı zamanda her türlü paralel yapı ve oluşuma karşı da bağımsız olması gerektiğini göstermiştir. Hakim, hiçbir şart ve ahval altında aklını ve vicdanını başkasına emanet edemez. Tam da bu nedenle Anayasa uyarınca görevlerinde bağımsız ve tarafsız olan hakimler, Anayasa’ya, kanuna, hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar verirler.” değerlendirmesinde bulundu.

Anayasa Mahkemesinin görev alanının genişlemesiyle doğal olarak iş yükünün de artığını söyleyen Arslan, bireysel başvuruda bugün itibariyle derdest başvuru sayısının 42 bin civarında olduğunu bildirdi. Derdest başvuruların yüzde 95’lik kısmının 2017 yılı ve sonrasına ait olduğunu kaydeden Arslan, norm denetiminde ise 76’sı iptal davası, 28’i de itiraz başvurusu olmak üzere 104 derdest dosya bulunduğunu belirtti. Mevcut iptal davalarının yaklaşık yüzde 70’inin kanunlaşan olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden oluştuğunu ifade eden Arslan, şu anda Mahkeme önünde anayasallık denetimi yapılacak 21 Cumhurbaşkanlığı kararnamesi bulunduğunu anlattı. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bazı konuklar, Arslan’ın makamında bir süre sohbet etti.

20190425_2_36152313_43894026_web.jpg

İlgili Haberler