Eski BM Kalkınma Programı Müdürü-ekonomist Bartu Soral, Sputnik'e açıklamalarda bulundu.Salgınla mücadele kapsamında 160 milyar dolar düzeyinde bir finansal destek sağlamayı hedefleyen Dünya Bankası’nın Türkiye’ye ayırdığı bu meblağ, ülkenin pandemi krizinden çıkışına merhem olabilecek bir miktar mı? Ankara’nın pandeminin etkilerinden en az hasarla çıkması için neler yapması gerekir? gibi sorulara yanıt veren Soral'ın açıklamaları şu şekilde:

"KREDİ FAYDA SAĞLAMAZ"

“Baktığınızda bu, bize öyle çok birfayda sağlamaz.Ancak5 sene ödemesiz olduğuiçin, özel bankalardan, uluslararası finans kuruluşlarından borçlanmaktançok daha makulbir seçenek. Bu açıdan olumlu. Ancak bunun kullanımı zor, çünküBirleşmiş MilletlerveyaDünya Bankası’ndangelen fonlarla yapılacak işlemler,kredi verenin prosedürüne tabidir.Genelde de verilen bu kredilerin isimlerinin altı dolmaz. Mesela‘tarımsal kalkınma’denir ama belli bir plan dahilinde adımlar atılmayınca, bu kredi genel kalkınmaya fayda sağlamaz. Ayrıca Türkiye’nin önümüzdeki süreçtedış kaynak ihtiyacı son derece fazla.İhracatveturizmgeliri gibi döviz geliri sağlayan sektörler durunca bizim gibi dış borç ödeyen ülkelerin döviz ihtiyacı arttı. Böyle bakıldığında da 100 milyon dolar, ancak bir kalp ameliyatındaki pansuman kadar role sahiptir. Ortada üzerinde durulacak bir meblağ yok”

"VARLIK VERGİSİ TOPLAMAK FAYDALI OLABİLİR"

"Biz Bize Yeteriz Türkiyem kampanyası çerçevesinde toplanan paralarbütçeye elbette fayda sağlar, zaten buna ihtiyaç da var. Muhalefet ‘devlet şu yardımı da yapsın, bunu da yapsın’ diyor ama bunlar içindevletin gelire ihtiyacıvar. Bunun için de vergiye… Bizdevergilerin yüzde 65’i tüketimdenalınır ancak gelinen noktada tüketim durdu. Kurumlar ve gelir vergisi deseniz; onlar zaten çok düşük. Devletin finansmana ihtiyacı var. Bu finansman açığını kapatmanın yolu davarlık vergisialmak olabilir.Büyük ihaleler almış inşaat firmaları ve dev firmaların birikmiş varlıklarının az bir kısmından bile olsa vergi almak çözüm olabilir”

"TURİZM GELİRLERİMİZ DÜŞTÜ"

"Türkiye’nin önümüzdeki 12 ayda ödemesi gerekenborç miktarı 190 milyarve bütçede açık var. Dış borcu ödeyebilmek için ihracat veya turizmin devam ediyor olması lazım. Biz turizmden yüksek miktarlarda döviz geliri elde eden bir ülkeydik ama turizm öldü. Borcumuzun gelirimize oranı iseyüzde 61düzeyinde. Türkiye’nin bu borçları için bir yöntem seçmesi şart.Yunanistan’ınyaptığı gibi ‘bu borcun birazını sen sil, birazını ben ödeyeyim, sen de hepsini isteme’ diyebiliriz.Arjantingibi ‘Param bitti’ diyebiliriz. Bir yöntem seçilmeli ve uygulanmalı”

“Haziran ayında salgın yavaş yavaş geride kalsa bile,ekonomi ve insanların davranış biçiminin1 Ocak 2020’deki haline dönmesien az 1-2 yılalacaktır. Kaldı ki normalleşme başladığında bile belki 200 kişilik uçağa 100 kişi bindirilecek, restoranlarda masa mesafeleri bile değişecek.ABD’de yapılan bir kamuoyu araştırmasınadenk geldim. Kısmi normalleşmeden sonra, eskisi gibi restoranlara, alışveriş merkezlerine gideceklerini söyleyenler, katılımcılarınyalnızca yüzde 13’ünüoluşturuyor. Belli ki insanların tüketim alışkanlığı da kolay kolay eskiye dönmeyecek. Herkes yokluğu gördü ve içinde bulunduğu durumu sorguladı. Özellikle ABD gibi gelişmiş ülkelerde, aynı 1930’larda olduğu gibi,işsizliğin yüzde 3’ten yüzde 18’lere gelişine tanık olundu”