Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Başarının trajedisi ve siyaset!

AK Parti -son mahalli idare seçimleri hariç- 2002 yılından bu yana girdiği bütün seçimleri açık ara kazanmıştır.

Yapılan kamuoyu yoklamalarında AK Parti hâlâ -oy kaybetmekle beraber- açık ara birinci parti konumundadır.

Bu durum AK Parti''nin rakip siyasi partilerle değil daha çok kendi kendisiyle rekabet etmek zorunda olduğunu göstermektedir.

Bu gelişmeler öz eleştiri yapmayı gerektirir ki AK Partili yetkililerin kibirden, gururdan ve tepeden bakmaktan buna zamanı yoktur.

Gelinen aşamada AK Parti''nin yapacağı, oyunu kuralına göre oynamak değil siyaset oyununun kurallarını yeniden koymak olmalıydı. Yani kaldırdığı Parlamenter Sistem''e geri dönmek ya da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi''ni işlevsel hale getirmekti. Her ikisi de yapılmamıştır. İşin ilginç yanı AK Parti''nin kudret elitleri bu durumun çok da farkında değildir.

Garip gureba, fakir fukara söylemiyle iktidara gelenler süreç içinde Türkiye''yi beş patrondan ibaret görmeye başladılar. Böylece sonun başlangıcına gelmiş oldular.

 Yirmi yıldır iş başında olan bir iktidar her gelişme ve ilerlemeye sahip çıkarken her türlü olumsuz gelişmeyi muhalefete ihale etmektedir.

Dahası AK Parti son zamanlarda sorunları (muhalefete) ihale etmeyi siyaset sanmaya başlamıştır. Hesaba katmadıkları ise halkın olanın bitenin farkında olmasıdır.

Sonuçta bir siyaset iktidarına mağlup olup, kendisini iktidara getiren fakiri fukarayı görmezlikten gelerek, yolsuzlukları ve partizanlığı siyaset haline getirirse halk nezdinde imajını değil iktidarını da kaybeder.

İstanbul seçimleri şaşırttı!

AK Parti''nin son yerel seçimlerdeki -özellikle- İstanbul''da aldığı yenilgiden ders çıkarmadığı anlaşılıyor. Benim gözlemlerim hâlâ İstanbul seçimlerinin meydana getirdiği şoku AK Parti''nin üzerinden atamadığıdır.

İstanbul''da kaybetmek AK Parti yönetiminin hem psikolojisini, hem ekonomisini hem de sosyolojisini bozmuştur.

İktidar partisi geleneksel olarak girdiği her seçimde bir önceki seçimde kendisini başarıya götüren yöntemleri ve stratejileri kullanmıştır. 2023 yılında yapılacak seçimlerde de muhtemelen aynı yöntem, taktik ve stratejileri kullanacaktır.

Ancak AK Parti jargonuyla söylersek "Türkiye eski Türkiye değil". Yeni denilen Türkiye''de siyasi ortam, ekonomik şartlar, sosyal ilişkiler ve bütünüyle yaşam biçimi değişmiştir.

Siyasette eski zaferleri getiren yöntem, üslup ve yaklaşımlar değişen şartlar, konumlar ve ortamlara cevap verecek nitelikte değildir.

Eski şartlarda zafer getiren yöntemler yeni şartlarda belki de başarısızlığı ve yenilgiyi getirecektir.

Böyle durumlara "başarının trajedisi" denilmektedir.

Hatırlanacağı üzere 17. Yüzyılda, Koçibey''in yaşanan yenilgiler üzerine zafer getiren dönemlerdeki "kanunu kadime dönmek" suretiyle çöküşün engelleneceği önerisinden sonuç alınamadığını tarih söyler.

İktidar yorgunluğu!

Siyaset herkesle her şey olmak sanatı değildir. Aksine siyaset yeni şartlarda devamlı ve yeni umutlar, etkileyici iddialar yaratarak toplumdan hizmet etme iznini alma sanatıdır.

AK Parti yirmi yıllık tek başına iktidarının meydana getirdiği yorgunluğun bütün belirtilerini gösterir durumdadır.

Öyle ki herkesten fazla "yerli ve millî" olduğunu iddia eden iktidar partisinin genel başkanı bir zamanların Duyun-u Umumiye İdaresi yetkilisi gibi muhtemel borçlar konusunda şöyle diyor: "Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar".

Burası sözün bittiği yerdir.

İttifak yapmayı iktidar olmak sanan iktidarın diğer ortağı, işi daha da ileri götürüyor ve Kanal İstanbul ihalesine girecek olan şirketlerin ''paralarını ödemeyiz'' diyen muhalefete, "Mezkûr projeden dönülmesini, yüklenicilere para ödemeyi rafa kaldıracak her türlü engelleme ihtimalini dikkate alarak yasal bir güvenceye kavuşturmalıyız" diyor.

Yorum yapmaya bile hacet yoktur. Bu sözler bile iktidarın büyük ortağının iktidar yorgunu, küçük ortağının ise siyaset yorgunu olduğunu gösterir niteliktedir.

Yazarın Diğer Yazıları