Bayramların en tatlısı...

İnsanın yazım hayatı uzun olunca, kimi konularda kalem oynatmak zor geliyor. Daha doğrusu, aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Bu yüzden, kimilerine göre basit gibi görünen bayram yazılarında zorlanıyorum.

Bir yerde genç nesillerin olduğunu bilmek, insanı rahatlatıyor. Haliç Fener'deki evimizdeki hazırlıklardan söz ettiklerimi bilen epey okuyucum var.

Diğerleri için o yıllardan birkaç cümleyle de olsa bahsetmek şart. O senelerde, her dinden insanların mutfak imecesini hatırlatmak bile dostluk ve arkadaşlığa katkıdır.

Nobel'lik

Toprağı bol olsun bir Meri Teyze'miz vardı. Hayatını dillendiren bir dizi yapılsa, mutlaka "Nobel Barış Ödülü"ne aday gösterilirdi.

Vefat ettiği haberini alınca hüngür şakırt ağlamıştım. Düşünün bir Gregoryan kilisesinde gözyaşı döken bir Müslüman. Şaşıracaksınız ama, toprağa verildiğinde bir Ramazan Bayramı'nın ilk günüydü.

En ilginç üzüntüyü Ataninem'in şu sözlerinde yaşamıştık; "Ah Meri ah, börekleri, tatlıları şimdi tek başıma mı hazırlayacağım."

Dostlarımız

Balat'la Fener'in içinde bulunduğu bölgede azınlıklar çoğunluktaydı. Katos'un kaynanasını, saatçi Rafi'nin Ermeni okulunun müdürü annesini Hüseyin Movit de iyi tanır. Berber Sabit'in kapı komşusu kuru temizleyici Davit Yürek ve "Tabakçı Daryo"yu da...

Kendi adıma unutulmazlardan biri Balıkçı Todori idi. Babamın Mihrimah Sultan Camisi'nde kılınan cenaze namazı saflarında onu görünce ağzım açık kalmıştı. Duaları okuyabildi mi bilmiyorum. Gördüğüm "uydum imama"yı aynen tatbik etmesiydi.

Eski arkadaşlar

Geçenlerde Türk Medya Grubu'ndaki mali koordinatörümüz Ercan Arıoğlu ile muhasebe müdürümüz Sadrettin Kuşoğlu'yla Makam-ı Balat'a gittik. Daha doğrusu beni alıp götürdüler. Uykuluklu kokorecin tadı hâlâ damağımda. Movit'in oğullarından Gürkan'ın hem hazırlama hem pişirme görevini mükemmel üstlendiğini fark ettim.

"Burada kalmalıydın"

Bu muhteşem ziyafette Ercan'ın bana söylediği sözleri bilmenizi istiyorum:

"Şu birkaç saatlik gözlemimde senin, burasının malı olduğunu anladım. Bölgeden ayrılmamalıydın. Uzun seneler sonra bu kadar tanıdığının çıkması önemli."

Gerçekten de "aman geleceğimi kimseye haber vermeyin" şeklindeki ricam uygulanmıştı. Ertesi günü arayan arayana. Hepsi  bozuktu; "Vay gelirsin de haber vermezsin ha!"

Düşünün Noray Taşçı bile taa New York'tan duyuyor. Bizim matbaa ustası Hosep Karslı'nın oğlu Murat'ın yaşadığı yer Kanada'ya kadar haber gidiyor.

O şekerler

Edirnekapı'dan Saraçhane'ye kadar seyyar şekercileri bulmak artık mümkün değil. Koska ikiye de ayrılsa yaşıyor. Ama benim aklıma takılıp kalan Bahçekapı'daki Ali Muhiddin Hacı Bekir. Tabii tam karşısındaki Şekerci Hafız Mustafa.

Gerçekten birileri alıp götürse "koruma alanı ilan edilmiş" yerleri dolaşabilsem.

Atanineme götürmek üzere kızılcık veya demirhindi şerbeti dolu termosları Piyer Loti'deki mezarına boşaltabilsem.

Mezarına

O çok sevdiği akideleri ise çiçek gibi toprağına atabilsem. İlle de tarçınlı ve ortası fındıklıları. Bunlar onun yaşlılığı benim ilk gençliğimden kalma anılar.

Şeker bayramında misafire sunulacaklar arasında bulunan lokumları da unutmayalım.

Türk lokumu adıyla bütün dünyanın tanıdığı şekerlemeleri anlatmaya gerek var mı.

Güç kaynağı

Mısır Kralı Faruk'un Hacı Bekir'in Kahire şubesine her gün adam gönderdiği bilinir. Sebebi de ülkesini terk ettiğinde anlaşıldı. "Kraliçe Neriman"ın isteği idi bu. Çünkü ihtiraslı bir kadındı. Türk lokumunda insanları coşturan özellik olduğunu biliyordu. Olayın çözümünü bulmuştu. Hani deriz ya "padişah macunu" işte o neviden.

Hazırlıklar

Merak ettiniz mi, şeker kutularının nasıl hazırlandığını. Kutunun içine önce pudra şekeri serpilirdi. Daha sonra lokumlar sıralanırdı. Onun üstüne akideler dizilirdi. Çatıda da özel isteklere yer verilirdi. Mesela iki avuç kavrulmuş badem şekeri...

Biraz daha devam edeyim de ağzınız iyice sulansın. Diyabet derdiniz varsa, şekeriniz tavan yapsın. Bu bir şaka tabii. Sakın ha fazla yüklenmeyin. Son yılların "şekersiz ürünlerinde bile" uyarı yazısı var; "Fazla yüklenmeyin."

Başta sevgili okurlarım olmak üzere Türk ve İslam dünyasının bayramını tebrik ediyorum. Aman kapınıza gelen çocukları ihmal etmeyin...

GÜNÜN SÖZÜ

Ülkelerin yazgısı, beslenme biçimlerine bağlıdır. Brillat Savarini

Yazarın Diğer Yazıları