Beka meselesi...

"Beka sorunu" döndü dolaştı "zekâ sorunu" haline geldi. Öyledir; sabah akşam "beka sorunu, beka sorunu" der, "Nedir bu beka sorunu?" diye sorulduğunda da dut yemiş bülbüle dönerseniz insanların zekânızı sorgulamaya başlaması gayet normaldir.

Sahi, ne istediniz de bu millet vermedi size? Cumhurbaşkanı yasalara uymuyor, yasaları Cumhurbaşkanına uyduralım dediniz halk "peki" dedi. Parlamenter sistem ağır işliyor, sistemin daha hızlı yürümesi için "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi"ne geçelim dediniz. Halk ona da "eyvallah" dedi. Şimdi de kalkmışsınız "beka sorunu" var, "Cumhur İttifakı" belediye seçimlerini muhakkak kazanmalıdır diyorsunuz.

Gel de oynayamayan kızın mazeret üretme hikâyesini hatırlama. Malum, oynayamayan kız yerim dar dermiş. Yerini genişletseler bu defa da yenim dar dermiş. Yeni geniş bir giysi getirdiklerinde de ben bahçede oynamak istiyorum dermiş. O hesap, "Cumhur İttifakı", istedikleri karşılandıkça yeni şeyler istemekten geri durmuyor. Şair Bâkî doğru söylüyor; yüz buldukça isteyicilerin istekleri artar: "Kerem gördükçe Ey bâkî gedâlarda ricâ artar."

Beka nedir?

Sözlüklere bakıyorum beka "Geleceğe doğru varlığını koruyarak devam etme" şeklinde tanımlanıyor. Demek ki "beka sorunu" var diyenler devletin bekası tehlikede, devlet ölüm-kalım noktasında demiş oluyorlar ki o zaman millet de şu soruları ister istemez soracaktır:

1- Öncelikle "beka sorunu" dediğiniz nedir, somut olarak bunu bize açıklar mısınız?

2- Şayet böyle bir sorun varsa devleti bu noktaya kim veya kimler getirdi?

3- İstanbul, Ankara gibi büyükşehir belediye başkanlıkları "Cumhur İttifakı"ndan değil de "Millet İttifakı"ndan olursa nasıl oluyor da ülke batıyor? Devletin bekası meselesi bu kadar basit mi?

İkide bir beka sorunu var diyen liderler yukarıdaki sorulara bir an önce ikna edici cevaplar vermelidirler. Aksi halde "devletin bekası" gibi hayat-memat meselesi bir konuyu siyasi ikballeri için istismar etmiş olurlar ki tarih bunu asla affetmez.

Diğer taraftan üç-beş belediye başkanlığı kazanabilmek için devletin bekasını dillere pelesenk etmek devlet-i ebed-müddet idealine halel getirir ve "milliyetçiyim" diyen yöneticilere hiç ama hiç yakışmaz.

Şunu da belirtelim ki devlet gerçekten "beka sorunu" yaşıyor ve bunu bilen baştaki yöneticiler buna rağmen halkın takriben %50'sini temsil eden "Millet İttifakı"na kalkıp da "zillet ittifakı", "illet ittifakı" diyebiliyorsa biz zaten ölmüşüz de ağlayanımız yok demektir.

Bize göre, ortada "beka sorunu" filan yok. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. "Beka sorunu" yaygarası "Cumhur İttifakı"nın seçimi kazanabilmek için ortaya attığı bir korkutma stratejisinden ibaret. Ancak bizde "şüyuu vukuundan beter" diye bir söz var. Daha fazla belediye kazanabilmek için ortaya atılan bu "beka sorunu" iddiası korkarım toplumun zihninde gerçek olmasından daha büyük bir tahribata yol açacak...

***

ACZİMİN GİRYESİ:

 YALAMA OLMAK

"Beka, beka" diye diye beka yalama oldu,

Bir bütün olan millet bölündü, ulama oldu.

                                            (Li-müellifihî)

 

Yazarın Diğer Yazıları