Bitsin bu "bittin" polemiği..

Bir ülkede İçişleri Bakanı düşünün ki, her vatandaşının yaşayacağı güvenlik sorununda teşkilatı üzerinden kapısını çalacağı ilk insan olsun...

Bir ülkede İçişleri Bakanı düşünün ki, siyaseten koltuğunu risk de gördüğü anda ülkeyi yöneten iradenin sinir ucu olduğunu bildiği için, ülkedeki muhalefet liderine mahalle kavgalarının bıçkınları gibi seslensin...

Bir İçişleri Bakanı düşünün ki o ülkenin ana muhalefet lideri için, "sen bittin" desin..

Bir anlamda, siyasi patronunun gözünde bonus kazanmak için, ülkenin muhalefet liderini, kilim gibi yere sersin..

Böyle bir ülkede hangi vatandaş kendini güvende hissedebilir?

Böyle bir ülkede, hangi vatandaş hakkını koruyacak olan teşkilatların başındaki kişiden emin olarak, huzur içinde, güven içinde uyuyabilir..

Bugün ülkenin en önemli güçlerinden biri olan ana muhalefet partisinin lideri böyle bir muamele ile karşı karşıya kalabiliyorsa herhangi bir vatandaşın nasıl bir muamele ile karşılaşabileceğini kestirebilir misiniz?

**

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener geçtiğimiz hafta bir soru üzerine değindi bu konuya ve dedi ki:

-Devlet adabı, devlet adamlığı açısından çok sorunlu bir ifade. Eğer hukuki olarak bir sorun varsa, İçişleri Bakanı olarak gereğini yaparsınız..

Ya biri de çıkar "Buyur gel kardeşim" derse ne olacak?

Devlet adamlığı ciddiyet ister..

**

İşte mevzunun can alıcı yeri burası, ciddiyet..

Bakanın bu yanlış çıkışındaki ciddiyetsizlik kadar, ana muhalefet sözcülerinin cevabında da bir ciddiyet sorunu sezmiyor musunuz?

Mesela Özgür Özel'in yorumları, tavrı.. "Bedava belge servisimiz başlamıştır" vs..

Ciddiyetsizliğin panzeri ciddiyettir.. Evet mizah önemli bir silahtır.. Ama kullanmasını bilmeyenin kendisine zarar verir..

Bununla kalsa iyi.. Ciddiyetsizliğe güç verir.. Bu gücü vermeyin.. dedim ve sustum..

YAV HE HE..

Halk TV'de Yazıişleri programında meslek büyüğüm Can Ataklı'nın konuğuydum dün.. Can Ataklı her konuda dilediği şekilde sorularını yöneltti.. Aslında yeni bir parti olduğu için, İYİ Parti ile ilgili sorularında dikkatli davrandı.. "Bazı sorular ilk günlerde sorulmaz belki zamanla her şey daha rahat konuşulabilir" dedi.. Ancak kendisine, "Bize herşeyi sorabilirsiniz çünkü yanıtı var" dedim..

Belli ki programı izleyen çoktu.. Soruların ardı arkası yoktu..

Öne çıkan NATO konusuydu.. Görünen o ki NATO konusunda iktidar ve müttefikleri tarafından kafalar karıştırılmaya devam ediliyor..

Doğrudur NATO konusu İYİ Parti'nin programında yer aldı.. Ancak daha önce bir yazımda da ifade ettim, NATO konusunun geçtiği "Milli Güvenlik Politikalarımız" başlıklı bölümde önemli bir vurgu var.. "Türkiye bir NATO üyesidir" şeklinde durum tespiti yapıldıktan sonra bakın ne deniyor:

Türkiye'nin NATO üyesi olması, milli menfaatleri gerektirdiğinde başka ittifaklar aramasına engel değildir..

Milli olmamakla itham ederken işaret ettikleri program maddesi ciddi anlamda milli bir duruş taşıyor, farkında mısınız?

Dolayısıyla, bu konuda hala kafaların karışık olmasının bir anlamı var..

F tipinden tutun da proje olmaya, birtakım dış mihrakların çalışması olmaya kadar, birçok noktada itham edilen İYİ Parti bir de bu yandan vurulmak isteniyor..

I ıh, olmaz tutmaz..

Bunu yapanlara açın parti programını okuyun derim..

Tane tane.. Malum şahsa anlatır gibi..

Baktınız anlamıyor, gizli ajandası vardır; "Yav he he" deyip geçin..

Yazarın Diğer Yazıları