Biz Türkmeniz Urumçi'de atar yüreğimiz
Vaktiyle yine söylemiştik... Onlar Türklüğün ihmal edilen, örselenen yüzü. Açık bir saldırı ve yok etme politikasının hedefindeler. Hayatta kalanlar ise farklı yöntemlerle asimile edilmeye çalışılıyor. Ne yazık ki vahşi kapitalizmin gölgelediği bu topraklarda dünya duymuyor, görmüyor ve sıra onlara geldiğinde sanki vicdanlar kör ve sağır oluyor. Onlar Türk dünyasının güney ve kuzey ucunda yer alan iki önemli parçası. Onlar Irak’ta yaşayan Türkmenler... Onlar Doğu Türkistan Türkleri.
Onları hatırlamak ve unutturmamak Türk dünyası sevdalılarının asli görevi. Zira Türk dünyasının herhangi bir köşesinde soydaşlarımıza yönelen bilinçli saldırı ve tehditler doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’nin de aleyhine sonuçlar yaratacak ciddi zemin kaymalarına sebep olmaktadır. Bununla birlikte Türkiye ile Türk dünyasının arasına nifak sokmaya çalışan, onları düşman ya da birbirini sevmeyen halklar olarak değerlendiren ve bu sübjektif değerlendirmelerini genel geçer bir algı olarak toplumlara sunmaya çalışanların da olduğunu görebiliyoruz. Muhakkak ki bir takım gerçekleri görmek ve buna uygun tedbirler geliştirmek bizim de temel yaklaşımlarımız arasında yer almaktadır. Ancak bunu yaparken Türk dünyasının birlikteliğini dikkate alarak kısa vadeli hesaplar içerisinde olmamak gerekir.
Her şeyden önemlisi ülkemizde “Türk” kavramını etnik bir kimlik etrafında değerlendiren ya da mensubu oldukları siyasi görüşün çizgisinde yer almak adına böyle bir söylemi içselleştirmeye çalışan insanların bunları çok iyi anlamasını salık veririz. Geçen hafta Kazakistan Büyükelçiliğindeki tanıtım toplantısında konuşan ve birçok görüşünü eleştirdiğim Hasan Celal Güzel’in “Türkler tek bir millettir; O da büyük Türk milletidir” şeklindeki sözleri hakikattir ve bunu kimse değiştiremez.
Ancak yüzümüzü Irak’taki soydaşlarımıza çevirdiğimizde yıllardır sürdürülen kanlı saldırılarla karşılaşırız. Son olarak Kerkük’ün 70 km. güneyindeki Tuzhurmatu ilçesinde Türkmenlerin yaptığı protesto sırasında bir intihar eylemcisinin üzerindeki bombayı patlatması sonucunda aralarında Irak Türkmen Cephesi Başkan yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu ve Selahaddin eski vali yardımcısı Ahmet Abdülmecit Koca’nın da bulunduğu 12 kişi şehit olurken, onlarca insan da yaralandı. Üstelik Türkmen nüfusunun yoğun olduğu Tuzhurmatu ve çevresinde son 1 yıl içerisinde 500’ü aşkın Türkmen kardeşimiz yaşamını yitirdi. Türkmen Cephesi yetkililerince ülkede Sünni-Şii çatışmasının körüklenmek istendiği ve Türkmen nüfusu üzerinde belirgin bir yok etme sürecinin yaşandığı ifade edilmektedir. Yetkililer, Türkmenlerin savunmasız olduğu gerekçesiyle Türkiye’nin uluslararası toplum nezdinde gerekli girişimleri yapmasını istemektedir.
Ancak Türk hükümetinden bu konuda belirgin bir adım atılmadığını ya da kamuoyuna bu kapsamda yansıyan bir bilginin olmadığını görebiliyoruz. Tıpkı Doğu Türkistan meselesinde olduğu gibi. Geçtiğimiz gün Doğu Türkistan’da resmi olarak 35 ve belki daha da fazla insan yaşamını yitirdi. Çinli gazetecilerin bile alınmadığı bölgede çatışmaların devam ettiği belirtiliyor. İşte bu süreçte olan bitenleri dünya görmek istemese de bizim Türk milleti olarak birlikteliğimize uygun davranma mecburiyetimiz bulunmaktadır.
Dualarımız ve yüreğimiz Kerkük’te, Kaşgar’da, Urumçi’de olsun...
Not: Kazakistan izlenimlerimiz henüz bitmedi, gelecek yazımızda devam ediyoruz...