Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

BM, AB, ABD ve İngiltere Kıbrıs'ı Yunan yapma hedefiyle yeni tezgâh hazırlığında!

BM, AB, ABD ve İngiltere Kıbrıs'ı Yunan yapma hedefiyle yeni tezgâh hazırlığında!

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği(AB) ve İngiltere'nin Anavatan Türkiye ve Yunanistan'daki seçimler sonrasında Kıbrıs'ta yeni bir planı devreye koymaya hazırlandıkları anlaşılıyor. BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart'ın son dönemde yoğun temasları, Rum lider faşist Eokacı Nikos Hristodulidis'in AB nezdindeki girişimleri ve İngiltere ile ABD'nin kapalı kapılar ardında sürdürdükleri çok yönlü diplomatik temasları başımıza yeni çorap örülmeye çalışıldığını ortaya koymaktadır. Anavatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda KKTC'nin resmen tanınması çağrısı ve KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatı'na (TDT) gözlemci üye kabul edilmesi sonrasında, Türk tarafının KKTC'nin tanınması siyasetini ileriye götürmesini engellemek üzere Rum-Yunan ikilisi ile emperyalist Batı adeta kenetlendi. İki bölgeli, iki toplumlu federasyon için müzakerelerin Crans Montana'da kaldığı yerden devam etmesi için oluşturulan seferberlik KKTC'nin tanınmasını, egemen eşitlik ve uluslararası eşit statümüzün teyit edilmesini engellemek için başlatılmıştır. KKTC'nin tanınması halinde Megali İdea ve Enosis hedeflerinin, adayı Elenleştirme rüyalarının sonlanacağını, Türkiye'nin ilelebet adada kalacağını çok iyi bilen Rum-Yunan ikilisi ve destekçileri şer stratejilerini devreye koydu. İki devlete dayalı siyasetimizde dik durmamız halinde emperyalist sömürgeciler amaçlarına ulaşamayacaktır.

Pazartesi ve Salı günü ABD ve AB'nin piyonu haline gelen BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart önce Rum lider Hristodulidis sonra da KKTC Cumhurbaşkanı ile birbiri ardına görüşerek müzakerelerin başlaması için bir girişimde daha bulundu. Özel Temsilci'nin zaman zaman böyle toplantılar yaparak Kıbrıs'taki durumu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Stewart ile çeşitli konuları görüştüklerini belirtti. Stewart'a her zaman temastan, diyalogdan ve iletişimden yana olduğunu, her iki halkın faydasına olabilecek önerilere sıcak baktığını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, teknik komitelerin yanı sıra, kendi önerileriyle 6 Şubat'tan sonra depreme yönelik ortak toplantı yapılmasından memnuniyet duyduğunu kaydetti. Türkiye'de ve Yunanistan'da seçimler olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Seçimden sonra bir görüşme sürecine girilir mi girilmez mi gibi birtakım arayışlar söz konusu, bunu gördüm" dedi. "Biz esas itibarıyla pozisyonumuzu 2 yıl önce Cenevre'de ifade ettik. Türkiye Cumhuriyeti'nin de desteklediği yeni vizyon ve anlayışımız dünyanın çeşitli platformlarında hem kendi temsilcilerimiz hem Türkiye Cumhuriyeti büyükelçileri tarafından ifade ediliyor. Bu, bir egemenlik meselesidir. Kıbrıs'taki varlığımızın sürdürülebilmesi için Kıbrıs'ta, barışın, huzurun ve güvenliğin devam edebilmesi için mutlak surette iki eşit tarafın yan yana ve sürdürülebilir bir antlaşmaya gitmesi lazım. Bunun için de egemen eşitlik ve eşit ulusal statü esastır. Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz tanınmadan, tekrar teyit edilmeden resmi müzakere sürecine girmemiz söz konusu değildir." açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs konusunda iki yıl önce Cenevre'de ortaya koydukları noktada olduklarını dile getirdiğini söyledi.

Stewart'ın Rum liderle görüşmesinde dile getirilen "AB'nin müzakere sürecine dahil olması" konusuna da değinen ve bunu onaylayamayacaklarını BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi'ne de ilettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre'de de benzer baskılar gördüklerini belirtti. AB'nin Kıbrıs konusunda taraf olduğunu, Rum tarafı ve Yunanistan'ın Avrupa Birliği'nin parçası olduğu için onların görüşlerinin ağırlık kazandığını, bu rahatsızlığı bugün de dile getirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, "Sayın Stewart, iki tarafın rızası olmadan böyle bir gelişme olamayacağını dün de basına ifade etmişti" dedi.

Maraş konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, 47 yıl kapalı kaldıktan sonra açılan Maraş'ta niyet edilenin herkesin hakkını arayabilmesi olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, vatandaşların Taşınmaz Mal Komisyonu'na başvurarak haklarını arayabileceklerini kaydetti ve Maraş'ı bir milyondan fazla insanın ziyaret ettiğini hatırlattı. Stewart yaptığı açıklamada gündemi meşgul eden seçimlerin tamamlanmasının ardından Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik ilerleme kaydedilmesi için önemli bir döneme girileceğini kaydetti. Stewart, bu dönemin fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek "Önümüzde çok fazla fırsat yok, statükonun aynı kalmayacağını biliyoruz" dedi. KKTC tanınacak diye paçası tutuşan Stewart'ın aldığı talimat doğrultusunda bize fırsat diye sunmaya çalıştığı 'sonumuzu getirecek federasyon olduğu' bilinmelidir. Rum lider Hristodulidis ise Bizans oyunlarını sürdürmektedir. Yaptığı değerlendirmede Kıbrıs sorunundaki bir sonraki adımları görmek için Türkiye'deki seçim sürecinin sonrasını beklediklerini ifade eden Hristodulidis, Türkiye-AB ilişkilerinin güçlendirilmesi perspektifi olduğunu çünkü bunun, müzakerelerin yeniden başlaması perspektifinin kilidini açabileceğini düşündüklerini ifade etti. Nikos aklı sıra AB üzerinden Türkiye'yi tehdit etti. Türkiye'nin AB ile ilişkilerini ileriye götürmek istiyorsa Kıbrıs'ta müzakerelerin başlamasını sağlamalıdır noktasında olan Rum'a en doğru cevap 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanlığı 2.tur seçiminden sonra KKTC'nin tanınması sürecini hızlandırmak olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları